Sosyal Medya

Makale

İmajımızı Bozma Operasyonları Ve İslam Dünyası Neden Geri Kaldı?

Ä°slam’ın son ve kamil vahyinin zuhur ettiÄŸi coÄŸrafyayı merkez kabul edersek Muhammed’i davet bu merkezden DoÄŸuya-Batıya, Güneye ve Kuzeye doÄŸru eÅŸ zamanlı olarak yayılmıştır.

Biz, Orta DoÄŸunun Anadolu bölgelerinde yaÅŸayan Müslümanlar olarak, dünya uluslar coÄŸrafyasındaki yerimizi tercih etme hakkımızın bulunduÄŸunu varsayarak tarihi coÄŸrafi ve kültürel olarak yerimiz mensubu olduÄŸumuz Müslüman halklar ve Ä°slam medeniyeti çerçevesinde olmak zorundadır.Bunu Dicle-Fırat, Kafkasya, Orta Asya, Uzak DoÄŸu Asya-Hint Alt Kıtası, Ä°ran-Anadolu, Arap ve Afrika bölgeleri… Bize Müslüman halklar rotasını gösteren coÄŸrafi bölgeler... Yani Ä°slam coÄŸrafyasında yaÅŸayan Müslüman halklar…

Ulus hatta kabile topluluklar ve ulusal devletler halinde parçalanmış genellikle halklarında kopuk kukla rejimlerin yönetiminde yaÅŸayan Müslüman halklar arasında siyasi bir bütünlük bulunmadığı için Ä°slam dünyası tanımı ciddi bir temel oluÅŸturmaz.

Ä°nançlar duygular düÅŸünceler ve özlemler üzerine konulmuÅŸ bulunan ulusal sınırlar nedeniyle Müslümanlar arasında önemli sayılabilecek farklılaÅŸmalar yaÅŸanmaktadır.

Siyasi bir blok oluşturma yeteneğinin olmaması bir tarafa bağımsız birer siyasi varlık olma imkanından bile mahrum bulunmaktadırlar.

Krallar, baÅŸkanlar, emirler, ÅŸeyhler, çizilmiÅŸ devlet sınırları mevkiler ve hiyerarÅŸiler hepsi, hepsi Ä°slam aleminin tarihi sosyolojik gereÄŸine ters düÅŸen suni zorlama batının uÄŸursuz armaÄŸanı görüntülerdir.

Müslüman halklar, en ağır anlamında trajik bir durumdadırlar gelip çoÄŸalmıştır.

Müslüman halkları aynı noktada toplayacak ve aynı doÄŸrultuya yöneltecek geçmiÅŸle baÄŸlantıyı kuracak geleceÄŸi güvence altına alacak geniÅŸ kapsamlı bir görüÅŸ ihtiyacı su ve ekmek ihtiyacı kadar zaruridir.

Bilgi + Sermaye = Teknoloji formülü 21. Yüzyıla damgasını vurmakta ve baÅŸka bir deÄŸer taşımamaktadır.Bu formülün rakipsiz patronu ABD ile ortakları Ä°ngiltere ve Ä°srail dünyanın belirleyici gücü durumundadır.

Müslüman halkların deÄŸiÅŸime ihtiyacı vardır… Yeni reforma, yeniden başı dik yaÅŸamaya ihtiyaçları var, sürüngenlikten, omurgalı bir hayata geçmeleri lazım… Her konuda cehalet kol geziyor, cahil yaşıyorlar, bilgiye, ilme ihtiyaçları var.Ä°ÅŸte bu bir reformdur.Bunu da ancak Müslümanların içinden çıkacak insanlar yapabilir.

Müslüman halkların yeniden iman etmesi lazım, yani, (Ey iman edenler iman ediniz) ifadesinde buyrulduÄŸu gibi… Hey iman iddialarında bulunanlar, yarım yamalak iman deÄŸil, tam iman ediniz.

Sadece, duygusal anlamda düÅŸüncenizle imana girmeyin, eyleminizle, siyasetinizle, ibadetinizle, ticaretinizle, yani hayatın her alanında Ä°slam’a giriniz…

 Müslüman halklar, taklitçilikten kurtulmalıdır.Bu bir hastalıktır.Ne batı taklitçiliÄŸi, ne de baba (atalar dini) taklitçiliÄŸi ikisini de reddetmeliyiz.Bu noktada Müslümanların tekrar, Ä°slam’ın referanslarına uymaya çağırmak bu ümmete mensup her ilim adamının görevidir.

Müslüman halkların ahlak problemi var, ciddiyet problemi var, kompleks problemi var, usul ve metot problemi var.Bunun yanında, Müslümanların kendilerine has bir gelecek projesi yok.Müslüman halkların bedenine atılması gereken toksinler var.

Müslüman halkların kendilerine güvenmeleri, medeni cesaret sahibi olmaları, dostlarını, düÅŸmanlarını iyi tanımaları, yeryüzünde sosyal adaleti saÄŸlamaları gerekmektedir.

Velhasıl, hikmet Ä°slami düÅŸüncede, yoksulluktan kurtulup hayatın anlamını vahiyle yeniden ÅŸekillendirmeleri gerekir.

Müslümanlar pek çok alanda anlamsız, haksız, adaletsiz müdahalelere maruz kalıyorlar.Bu müdahaleler Ä°slami, insani, ahlaki, vicdani içeriÄŸi bulunmayan müdahalelerdir.

Günümüz dünyasında dehÅŸet dengesini ellerinde bulunduran süper güçler Müslüman halklara nefes aldırmıyorlar.Müslüman halkların sahip oldukları tüm kaynaklar sömürülüyor.Sömürü olgusu, tüm sosyal yapıları düÅŸünceleri ve kültürleri yıkıyor.

Ä°nsani ve ruhi zenginlikleri yok edilmiÅŸ bir dünyada her tür zulüm daha bir kolaylıkla iÅŸlenebiliyor.Ä°nsani ve ruhi zenginlikleri eritilmiÅŸ bir dünyada  gittikçe büyüyen hiççilik, anlamsızlık sosyal çöküntü Müslümanlardan baÅŸka kimseyi ilgilendirmiyor.

Müslüman halklar için özgür ifade kapıları kapalı tutuluyor.

Velhasıl, Müslüman halkların, öncelikle kuÅŸatıcı bir düÅŸünce ayaklanmasına ihtiyaçları var.

Åžunu belirtmekte fayda var, ÅŸiddetin meÅŸruluk zeminini olmadığı bir hukuk sistemi düÅŸünülemez, meÅŸru savunma diye bir hukuk deyimi vardır.Bu Ä°slam hukukunda da vardır.Ä°nsanın korunması gerekli emniyetlerine yönelmiÅŸ tecavüzlere direnmek meÅŸru müdafaa çerçevesinde deÄŸerlendirilir. “Haksızlık karşısında susan dilsiz ÅŸeytandır” ifadesi Peygamberimizin sözüdür.Yani meÅŸru müdafaa ÅŸiddet ve terör diye nitelendirilemez.Bu tür nitelendirmeler psikolojik harp sürecinde yer alır: Amerika ve Ä°srail-Ä°ngiltere terörist devletleri, Müslüman halkların topraklarını iÅŸgal edecekleri zaman onları fareye benzetmeye devam ediyor (kedi yavrusunu yiyeceÄŸi zaman fareye benzetirmiÅŸ).Emperyalistler bizleri ortadan kaldırmak isterlerse, imajımızı bozarlar, ne derler; terörist, radikal, fundamandalist, aşırı dinci vs. sıfatlarını yakıştırılar.

Nedir Terör?

Terör, ulus devletlerin kendi terör tekelinin kırılması olayıdır.Özellikle, 11 Eylülden sonra Ä°slami terörü 21. Yüzyılın par onayası haline geldi, ama ondan önce terör söz konusu olmaksızın da Ä°slam zaten sorun olarak görülmeye ve tartışılmaya baÅŸlanmıştı.Huntington’un medeniyetler çatışması tezi bu yaklaşımların en popüler örneÄŸiydi.Sovyet bloÄŸunun çökmesi ve sosyalizmin bir siyasi ideolojik rakip olarak devreden çıkmasından sonra kapitalist Batı dünyasının kendine yeni düÅŸman ve ya moda tabirle öteki olarak Ä°slam’ı ve Ä°slam haklarını seçtiÄŸi bir vakadır.

Öyle ya, yaÅŸayan din olma özelliÄŸi Ä°slam’ın en esaslı unsurlarındandır.Birde ideolojilerin sonunun geldiÄŸi bir çaÄŸda insanlara dünyayı farklı yorumlama, mevcut ve mutlak kabul edilen sisteme itiraz etme imkanını sunan tek referans Ä°slam’dır.Emperyalistler, Ä°slami yükseliÅŸi ve çıkışları bir çıkma sokaÄŸa sokmak için, Ä°slami terör kavramını güncelleÅŸtirdiler, yani Global emperyalizmin ÅŸeytani kavramı terör oldu.

Oysa, biz ÅŸunu ifade ediyoruz ki, Ä°slam ve Müslüman terör kavramıyla baÄŸdaÅŸtırılmaz.Genel anlamıyla terörizm siyasal bir hedefe ulaÅŸmak için devlete halka ya da bireye karşı sistemli olarak ÅŸiddet eylemlerine baÅŸvurmaktır.Noam Chomsky haklı olarak diyor ki “Dünyada bir çok terörist devlet vardır ama Amerika, uluslar arası terörizme resmi olan baÄŸlılığıyla ve rakiplerini utandıran düzeniyle bu alanda esirdir.

Bugün gerçek manada, devlet teröründe bahsetmek gerekirse,

bunun en somut örneÄŸi ABD-Ä°srail bunlara yakın olan ülkeleri oluÅŸturmaktadırlar. Özellikle soÄŸuk savaÅŸ döneminin ardından ve hatta biraz daha öncesinde Åžubat 1979 da gerçekleÅŸen Ä°ran Ä°slam inkılabı sonrasında kominizim düÅŸmanının yerine Ä°slam yerleÅŸtirildi ve 11 Eylül senaryosuyla daha bir hızlandırıldı.

Komünizmin düÅŸmanının yerine Ä°slam yerleÅŸtirildi be bugün Ä°slam bir terör dini gibi algılanıyor, Müslümanlar da terörist olarak isimlendiriliyor.

Hegomonik güçler ve yandaÅŸları, kendilerine alternatif olması muhtemel bir hareketi veya farklı düÅŸünce ve sahiplerini terörist olarak vasıflandırıyor, ardından da bu düÅŸünceye ve sahiplerine karşı her türlü terörist muameleyi, meÅŸru müdafaa olarak dünya kamuoyuna lanse ediyor.

Oysa, ne Ä°slam’ın ne de Müslümanların terörle birlikte anılmaları mümkün deÄŸildir çünkü Ä°slam, tedhiÅŸçiliÄŸi, masum insanlara yönelik ve Allah’ın birleÅŸtirmesini emrettiÄŸini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar iÅŸte lanet onlara kötü yurt cehennem onlaradır … (RAD 25)

 Åžu bir gerçektir ki, Ä°slam ve Müslümanlar, tarihte benzeri görülmemiÅŸ ÅŸekilde çok yönlü ve çok boyutlu tehditlere kuÅŸatılmak isteniyorlar. Vicdanları aydınlatan tevhidi bir uyanış, vicdanları rencide eden bir düÅŸmanlık dalgası ile bastırılmaya çalışılıyor. Modernizmin ÅŸemsiyesi altında birbirleriyle bütünleÅŸebilen tüm sosyal sistemler, Ä°slam toplumlarına karşı ortak politikalar üretiyorlar.

Ä°slam birliÄŸi ancak, meÅŸrep, mezhep, asabiyet her türlü ırkçılık, ulusçuluk düÅŸüncesinden sıyrılıp, Tevhidi öncelememizle mümkündür. Vahyin ve Tevhidin ana yurdu olan topraklar ve bu topraklar üzerinde yaÅŸayan Müslüman kökenli halklar bugün kokuÅŸmuÅŸ bir asabiyetin boyunduruÄŸu altında tutunmaktadırlar.

 Ä°slam’da olan ilgilerini doÄŸrudan ilgi olmaktan çıkararak dolaylı bir ilgi haline getirmiÅŸ oldukları için günümüzde Ä°slam ülkesi olarak anılan pek çok ülke siyasal bir iÅŸlevleri bulunmadığı için unutulmuÅŸlardır. Yine bugün Müslüman kökenli halkların yaÅŸamakta bulundukları ülkeler varlıkları ancak harita üzerinde görülebilecek ülkeler haline gelmiÅŸlerdir.

 Din ile dünya kelimeleri aynı kökten gelirler. Müslüman halkların din anlayışı ve dünya yargısı heterojendir. Yani ortak paydada bir din ÅŸuuru  bilgisi söz konusu deÄŸildir. Allah’ın Kur’anda da belirttiÄŸi  gibi “Her hizbin kendi avucunda ki din parçasıyla övünüyor.” Gelenekçi din, Atalar dini, ilmihal dindarlığı, mezhep ve meÅŸrep dindarlığı vs. gibi dindarlıklar var…sahih anlamda  Kur’an ve sünnetin idealize ettiÄŸi, Resululah’ın ÅŸahsında  pratize edilen doÄŸal Ä°slam kayboldu yerine ziyadeleÅŸtirilmiÅŸ veya iskontaya gidilmiÅŸ (artırılmış-eksitilmiÅŸ) Ä°slam anlayışı hakim ifrat ve tefrit noktasında bir din anlayışı kimi çevreler, gelenekleri –yorumları akideleÅŸtirilmiÅŸ kısaca türlü sefaletlerle ihtirasların parça parça böldüÄŸü hasta bir vücudu andıran Müslüman halklar en bedbaht devirlerinden birini yaşıyor ve her Ä°slam memleketinde ruhlar birbirinden ayrılmış birbirlerine saldırıyorlar. Hac da bile bir ruh birliÄŸi meydana gelmiyor.Sebebi ne siyasi ne iktisadi tamamen fikri-düÅŸünsel ve ilmidir. Bunun sebebi Ä°slam’ın temeli ve Kur’an’ın özü olan ahlakın kaybedilmiÅŸ olmasıdır. Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmayan Müslümanlar Ä°slam topraklarına çoktan gömülmüÅŸtür.… Allah’ın ahlakı Kur’an ahlakı yerine, Müslümanlarda hizip görüyoruz maalesef, öte yandan dünya algılamalardan da arızalar var. Dünya, malumunuz en yakın olmak-en aÅŸağıda olmak mastar ifadesidir.

Din ile dünya kelimelerinin bu ÅŸekilde aynı kökten geliyor olmaları dikkat çekicidir. Bu dinin dünya için olduÄŸu, dünyada yaÅŸanacak bir ÅŸey olduÄŸu anlamına gelir. Yani din ile dünya bir biri içindir. Ahiret ise en sonda demektir. Demek ki dünya kelimesine alçak, adi, önemsiz anlam vererek dünyanın aÅŸağılanması Kur’an’ın ruhuyla baÄŸdaÅŸmaz. Bu daha çok dünyayı ÅŸeytanın egemenliÄŸi bir yer olarak gören hristiyan, Eflatuncu teolojilerin söylemidir. Kur’an’ın dünya hayatının oyun, eÄŸlence, süs, övünme ve zenginlik yarışından ibaret olarak tasvir etmesi dünyayı bütünüyle bunlardan ibaret görenleri eleÅŸtirmek içindir. Velhasıl insanlığın binlerce yıllık ruh ve vicdan eserini inkar ederek düÅŸünmeyi, aknetmeyi günah sayan selafeti din diye tanıtan gerilikle taassup bu zulme sığınmış bulunmaktadır.

Müslümanlık bugün müminlere öyle anlatılıyor ki namaz kılmak, oruç tutmak gibi bir takım hareket kaideleri sunmaktan öteye geçmiyorlar. Ruhlara hiçbir gıda vermiyor sanki ruhunu kaybetmiÅŸ gibidirler. Arızalı din anlayışı müminleri, içerisinde pek zor teneffüs edilen geleneksel bir hayatın örfleriyle kaidelerden örülmüÅŸ bir ağın içerisine hapsetmiÅŸtir. Onların içsel dileklerine hiçbir doyum getirmiyor.Arızalı din anlayışı ruhu eziyor, onu ne yükseltiyor ne de kurtarıyor.Yüzyıllardır Müslüman halklar kıpırdamıyor, hareketsizlik devam ediyor ve artık büyük ruhlar yetiÅŸmiyor. Bu pasivize edilmiÅŸ Ä°slami din tüccarlarının baronlarının elinden ivedilikle kurtarmak lazım diye düÅŸünüyorum.

Böyle bir din algılaması sonucunda dünya Müslümanlarının bir araya gelmesi ve Ä°slam birliÄŸi kurulması zor ve imkansız.Çünkü bağımsız özgür bir zeminde deÄŸiller ki bu halklar kendi siyası organizasyonlarını oluÅŸturmakla bile yetersizken nasıl olurda Amerika’ya kafa tutabilirler. Velhasıl siyasi dünyada ittihat-ı Ä°slam zor görünüyor.Müslüman halklarda ki sorun kısaca teknolojik deÄŸil iman sorunudur.Son olarak eklenecek en mühim sorun ÅŸu;iman iddiasında bulunan insanlara tek tek sormalı;

-Ciddi misin?

EÄŸer ciddiseler o zaman ruh ve kafa köleliÄŸini aşıp, doÄŸurgan düÅŸünceyi çaÄŸa hakim kılabiliriz, asrın idrakine Ä°slam’ı kavratırız

Selam ve dua ile …

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.