Sosyal Medya

Makale

Nasıl yapabildiniz bunu?

Biliyorum, Samanyolu yayın grubu içinde yayınları süzen bir ekip var. Belgeseller dahil hemen her program yayından önce denetleniyor, islami ölçülere aykırı ifadeler çıkarılıyor veya deÄŸiÅŸtiriliyor.

Ayrıca kitap yayını konusunda da Camia, belli bir süzme mekanizmasını hep devrede tutuyor.

O filtrasyon iÅŸini yapan insanlardan bir kısmını tanıyorum ben. Ä°yi niyetli, titiz, gerçekten islami hassasiyeti olan arkadaÅŸlar.

Peki ama sevgili dostlar o Åžefkat Tepe cinayeti ne?

Şefkat Tepe başından beri bir klinik olay.

Uyduruk tiplemeleri, aklı zorlayan hikayeleri, “karanlık kurul” komploculuÄŸu ile akla ziyan bir televizyon hadisesi.

Son Hükümet - Cemaat gerilimi baÅŸladığından bu yana, Åžefkat Tepe’nin “Karanlık Kurul”u, siyasi gelecek tasarımlarıyla gündem oluÅŸturmuÅŸtu. Yani senaristler, Karanlık Kurul adına acayip okumalar gerçekleÅŸtirmiÅŸlerdi.

En son yapılan ise Rasulullah’ın hatırasına yönelik tam bir cinayet oldu.

O kan donduran görüntüler nasıl bunca filtreden geçti de ekrana yansıdı. Hiç mi “Yahu ne yapıyoruz biz?” diye soran olmadı?

Danimarka’da karikatür rezaleti yaÅŸanmıştı.

Åžefkat Tepe’de ise, karikatürleÅŸtirilmiÅŸ bir senaryo içinde Rasulullah’ın hatırasına kıyıldı.

Bakın şuna:

Bir ışık huzmesi... Özel timin seslendirdiÄŸi salavat-ı ÅŸerifeler eÅŸliÄŸinde geliyor. Bu ışık huzmesi Rasulullah’ı temsil etmiÅŸ oluyor. Sürekli hareket halinde. Sonra orada peyda olan bir kamyonete binip gitmeye baÅŸlıyor. Kamyoneti kim sürüyor, kim Rasulullah’ı nereye götürüyor. Sırlar dünyası Samanyolu’nun klasiÄŸi ya. Rasulullah Efendimiz de sırlar dünyasının figürü haline getirilivermiÅŸ. Åžefkat Tepe’nin özel timleri “Eyvah Peygamberimiz gidiyor” çığlıkları ile arkasından koÅŸuyorlar, bu arada komutan kendini ön tekerleklerin önüne atarak kamyoneti durduruyor. Sonra ışık huzmesi ne oluyor? Meçhul.

Ne denebilir bilmem ki.

Bunun tamamı kurgu. Kim karar verir Rasulullah’ı bir ışık huzmesi haline getirmeye ki? Kim böyle bir senaryoda malzeme haline dönüÅŸtürür Rasulullah’ı ki? Aklım havsalam duruyor.

Ben, Fethullah Hocaefendi’nin Rasulullah’a aÅŸk derecesinde baÄŸlı bir insan olduÄŸunu düÅŸündüm hep. Onun, Rasulullah’tan ÅŸu veya bu ÅŸekilde, isimle, iÅŸaretle, her ne ÅŸekilde olursa olsun bahsedeceÄŸi zaman, adeta refleks halinde ayaÄŸa kalkma jesti yapmasını hep tekdirle yad ettim.

Ama, yine Hocefendi’nin, Olimpiyat Stadındaki Türkçe Olimpiyatları programına, Rasulullah’ın teÅŸrif ettiÄŸine dair bir sözü takdir hisleriyle gündeme getirmesini yadırgadım. Türkçe Olimpiyatları, Türkiye’nin tanıtımı vs. yönleriyle takdire ÅŸayan bulunabilir. Ama o programların, Rasulullah’ın güya tebciline mazhar olduÄŸu izlenimi vermek, beni bağışlasınlar ama, Rasulullah’ı propaganda aracına dönüÅŸtürmek gibi bir çarpıklığı içeriyor.

Rasulullah’ın -haÅŸa- araçsallaÅŸtırılması iÅŸi ne yazık ki, bununla sınırlı deÄŸil. Son zamanlarda tedavülde bulunan “Rasulullah rüyaları”na, önce, “Acaba kavgada yumruk sayılmaz mantığıyla Camia’nın nasıl uçuk dünyalarda dolaÅŸtığı intibaı vermek için bu rüyalar karikatürize mi ediliyor?” kuÅŸkusuyla baktım.

Ama hayır, ve hayret, “Rasulullah rüyaya giriyor ve tweet’leri ikiye katlayın” gibi tavsiyelerde bulunuyor” yollu rivayetlerin ardı arkası kesilmiyor.

Bu defa tweet dünyası, bu kampanyayı, en traji-komik boyutlara taşımayı ihmal etmiyor.

Bu durumda iki olgudan söz edilebilir:

Bir: Bu tür rüyaların görüldüÄŸü, Sungurlar Timi’ne benzer idealize edilmiÅŸ özel yapıların fevkalade haller yaÅŸadığı bir alan.

Ä°ki: Birileri tarafından rüya motifi ile, geniÅŸ kitlelerin bir takım eylemlere sürüklenmesi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.