Makale
Erdoğan'ı Mursi'leştir, Türkiye'yi İran'laştır..
Ä°ran'ın dünya sisteminin içine çekilmesi Türkiye dahil bir çok ülkenin pozisyonunda ciddi deÄŸiÅŸikliklere yol açacaktır, demiÅŸtim. Sadece ülkelerin deÄŸil, siyasi partilerin, cemaatlerin, sermaye çevrelerinin de bu deÄŸiÅŸime ayak uydurmak zorunda kalacağını, taraf olacağını, bir çoÄŸunun ÅŸaşırtıcı hareketlere giriÅŸeceÄŸini ifade etmiÅŸtim.
Birilerinin ayrıca Türkiye'de bir Mısır senaryosu uygulamak istediÄŸini, bölgesel demokratik dönüÅŸümü tersine çevirmeye çalıştığını, Mısır'ın ilk kez denediÄŸi demokratik dönüÅŸümü sabote ettiÄŸini, bölgedeki hafıza canlanmasına ve deÄŸiÅŸime alabildiÄŸine destek veren Türkiye'yi ve bu eÄŸilimin mimarlarını cezalandırmayı kafasına koyduÄŸunu da not edelim.
Ä°ttifaklar ve düÅŸmanlıklar bugün bu iki tez üzerinden biçimlendiriliyor. Türkiye'ye yeni pozisyon biçmeye çalışan bir karanlık koalisyon, Tayyip ErdoÄŸan'a da kader belirlemeye yelteniyor. Türkiye'yi Ä°ran'laÅŸtırıp 'ÅŸer cephesi' diye tanımladıkları alana çekmek, ErdoÄŸan'ı da bölgedeki dinamikleri harekete geçirdiÄŸi için tarihe gömmek istiyorlar.
Gündelik hezeyanlardan sıyrılıp, yalanlar ve zihinsel esaretten özgürleÅŸip bu yeni durumlara dikkatle eÄŸilmek, en önemlisi de bu amaçla ÅŸekillendirilen ittifaklara, koalisyona, dayanışmaya bakmak, kimlerin nerede durduÄŸunu, nasıl roller üstlendiÄŸini, ne tür görevler aldığını belirlemek gerekiyor.
Ä°ÇERÄ°DEKÄ°LER ERDOÄžAN'I DIÅžARIDAKÄ°LER TÜRKÄ°YE'YÄ°
Ä°ran-Batı yakınlaÅŸması devasa bir ülkeyi uluslararası sisteme, piyasaya, pazara açıyor. Kaynaklar üzerinde müthiÅŸ bir rekabet, paylaşım baÅŸladı. Türkiye'de Halkbank operasyonu yapıldığı, Ä°ran'a yedi milyar dolarlık altın satışının sıfıra indiÄŸi gün, bu yakınlaÅŸmayı saÄŸlayan ülkelerin bankaları ve ÅŸirketleri Ä°ran'da pazarlıklar yapıyor, pay kapmaya çalışıyordu. Türkiye'de 'yerli' sermayeye savaÅŸ açıldığı günlerde o ülkelerin ulusal ÅŸirketleri, devlet desteÄŸiyle Ä°ran kapısına dayanmış, ne kadar alabileceÄŸinin hesaplarını yapıyordu.
Türkiye; devlet içindeki kadrolaÅŸma ile devletin verdiÄŸi yetkiyi ülkeye karşı kullanan fesatçıların ihanetiyle yüzleÅŸirken, dünya Ä°ran'a akın ediyor, inanılmaz bir ekonomik ve diplomatik manevra yaÅŸanıyordu. Bizdeki ihanet ise, nedense o ülkelerin, ÅŸirketlerin özel gündemleriyle birebir örtüÅŸüyordu. Birileri sanki içerideki bazı çevreleri saat gibi kurmuÅŸ, tam zamanında harekete geçirmiÅŸti. Kendilerine rol tayin edenler alabildiÄŸine Ä°ran'la seviÅŸirken onlar ısmarlama Ä°ran düÅŸmanlığı ile kendi ülkelerinin altını oyuyor, önünü kapatıyor, sınırsız bir öfke ile Türkiye'yi siyaseten felç etmek, ekonomik açıdan çökertmek için bilinen her yolu deniyorlardı.
Ä°maj, algı, fesat, fitne, kötülük yayılıyordu bütün ülkeye.
Akıl hocaları Türkiye'yi Ä°ran'dan boÅŸalan yere çekmeye çalışırken onlar da ErdoÄŸan'ı Mursi gibi darbe ile devirmek, siyasi olarak bitirmek, ellerine kelepçe vurmak ve içeri atmak istiyordu. Sonrasında neler var Allah bilir. Ama kusursuz plan devreye sokulmuÅŸ, içeridekiler ErdoÄŸan'ı dışarıdakiler Türkiye'yi bitirmek için seferber olmuÅŸtu.
Bu, Türkiye için karşılaÅŸtığımız en büyük yıkım projelerinden biriydi. Ä°ran devriminden bu yana, hiçbir zaman böyle bir deÄŸiÅŸim olmamıştı, çok ciddi bir kırılma yaÅŸanıyordu. Gerçek anlamda eksen kayması söz konusuydu. Türkiye ve Ä°ran'ın uluslararası sistemde yeri deÄŸiÅŸtirilmek isteniyor, bu amaçla içeride yaygın bir toplumsal taban, devlet içinde örgütlü bir yapı harekete geçiriliyordu.
Mısır'da demokrasiyi ve özgürleÅŸmeyi destekleyen, bölgeye ilham kaynağı olup yüz yıldır devam eden Batı denetimine karşı uyanış ve özgürleÅŸme çaÄŸrıları yapan siyasi iktidar cezalandırılacaktı. Tehlikeliydi, bütün bölgeyi etkiliyordu. O etkiledikçe bölge denetimden çıkıyordu.
Darbe gerçekleÅŸirse Türkiye tekrar yönetilebilir alana çekilecek, bölge de bu tehlikeli siyasi söylemden kurtarılmış olacak, düzen devam edecekti.
Bu sefer baÅŸarmak zorundaydılar. Ancak ciddi bir engel vardı. O adreslerden gelen bütün yıkım projelerine direnen, tarihi hafızasını ve kendini yenileyen bir Türkiye toplumu duruyordu karşılarında. Bu yüzden de asla yerli olmayan bir proje, yerli hem de muhafazakar bir taban üzerinden servis edildi. Åžimdiye kadar kullandıkları en güçlü kartı kullanıyorlardı.
Mursi'yi devirerek Arap dünyasının en güçlü ülkesindeki uyanışı kırdılar, mahkum ettiler, devreden çıkardılar. Türkiye'yi çökerterek Ä°slam dünyasındaki yükselen özgüveni tekrar ortaya çıkamayacak ÅŸekilde yok etmek istiyorlardı. Bu yüzden Türkiye'nin direnci kırılmalıydı. Sadece Türkiye için deÄŸil, 21. Yüzyıl'a dönük bütün düzenlemeler için bu meydan okuma söylemi yok edilmeliydi.
Åžaşırtıcı olan ÅŸu: ABD Ä°ran'la yakınlaşırken, her alanda iÅŸ tutmaya çalışırken, Türkiye ve dünyaya bakışı büyük oranda ABD dış politikasına paralellik gösteren bir çevre Ä°ran'la hesaplaÅŸma için neden bu kadar istekliydi. Sadece Ä°ran'la deÄŸil, Türkiye'deki var olan iktidar çevreleriyle de..
Ä°ÅŸin daha da tuhafı, keskin bir Ä°ran düÅŸmanlığına sahip bir cemaatin; Ä°slam'ı algılama biçimi, düÅŸünce disiplini, örgütlenme ve siyasi mücadele ÅŸekli, tavırlarındaki konjonktürel deÄŸiÅŸimler nasıl oluyor da Ä°ranlılarla bu kadar benzeÅŸebiliyordu? Biri Sünni diÄŸeri Åžii düÅŸünceye sahip olan iki kesim arasındaki benzerlikler gerçekten ÅŸaşırtıcı nitelikteydi. Ama gelin görün ki, cemaat Türkiye'nin en sert Ä°ran karşıtı oluyordu.
HUMEYNÄ° GÄ°BÄ° DÖNMEK
Fethullah Gülen'in 16 yıldır Türkiye dışında oluÅŸu, ekibinin devleti, toplumu, serveti ele geçirme ve yönetme azmi ve örgütlülüÄŸü nasıl oluyor da bir darbe ya da devrimle son bulacak ÅŸekilde dizayn ediliyor? Nasıl oluyor da Humeyni gibi dönmesinin hesapları yapılıyor. Bu kadar benzerlik nereden geliyor?
Yıllardır Türkiye'de rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi isteyen siyasi projelerin arkasındaki sermaye gücü ve Türkiye'deki ortakları bu sefer de müthiÅŸ bir ittifak görüntüsü veriyor, cemaat böyle bir sermaye ile rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi için iÅŸ tutuyordu. Bu, belki de projenin en zayıf noktasıdır.
Neden mi?
Çünkü SoÄŸuk SavaÅŸ mantığına sahip neocon çevre ve ona destek veren sermaye ile Türkiye'deki darbeci sermaye çevreleri yani 'eski Türkiye' hayali kuranların cemaati parmağında oynatıp amaçlarına ulaÅŸtıklarında fırlatıp atma ihtimali çok yüksek. Bu ittifakın stratejik olmayacağını, konjonktürel olduÄŸunu tahmin ediyorum. Sermaye-cemaat ortaklığında kimin kimi kazıklayacağını tahmin etmek güç deÄŸil.
Çünkü biz onları biliyoruz. Bugün o malum sermayenin desteÄŸini aldıklarını sanabilirler. Ancak ÅŸartlar deÄŸiÅŸtiÄŸinde onları nasıl hırpaladıklarını, itibarsızlaÅŸtırdıklarını, tükettiklerini hep beraber göreceÄŸiz.
Türkiye'nin SoÄŸuk SavaÅŸ sonrasına daha doÄŸrusu 21. Yüzyıl'a dönük rüyalarına son vermek isteyenler onu tekrar geçmiÅŸ yüzyıla gömmek istiyor. Bu haliyle olup bitenler, yaÅŸanan kavgalar, verilen mücadeleler Türkiye içindir ve gelecek içindir.
Türkiye'nin zenginliÄŸini, artan gücünü, refahını, siyasal hesaplarını, umutlarını masaya yatıranlar, 'Türkiye de Ä°ran gibi nükleer silah edinmek istiyor, dikkat' diyebilenler, cezalandırılmasını isteyenler, masum söylemlerle kamufle edilmiÅŸ bilinen tezgahları pazarlayanlara karşı Anadolu feraseti elbette galip gelecektir. Bir çoÄŸu kiÅŸisel öfkeleri ile bu kervana katıldı. Onlar çok geçmeden nasıl bir senaryoya meze yapıldıklarını anlayacaktır.
Bir ruhani lider gibi ya da Humeyni gibi dönmek, bir Ä°ran senaryosu Türkiye'de tutmaz. Hele hele Hilafet üzerinden hesaplar asla tutmaz. Çünkü bu millet, bunun bir emperyal proje olduÄŸunun çok çabuk farkına varır.
Henüz yorum yapılmamış.