Makale
Düşünce Kirliliği İçinde Ümmet Gündemi Oluşturamıyoruz.
Ä°slami düÅŸünceye, derin tefekküre, tedebbüre, alınterine, Ä°slami çaba ve gayretlere deÄŸer verilmeyen, önemsenmeyen bir ülkede yaşıyoruz.
Ä°mani ve Ä°slâmi varoluÅŸumuzun taleplerini, sorumluluklarını, ilkelerini yansıtan bir dünya oluÅŸturmayı gerçekleÅŸtiremediÄŸimiz için, tuÄŸyan etmiÅŸ, sapkın bir dünyanın, haddini aÅŸmış bir tarihin istediÄŸi günde savruluyoruz.
Olaylar, hadiseler, vakıalar karşısında müthiÅŸ bir körlük yaşıyoruz, algı kirliliÄŸi yaşıyoruz. Allah’ın bak dediÄŸi yerden bakamıyoruz. Nefsimiz, zanlarımız, meÅŸrebimiz, mezhebimiz, Ä°slam’ın önüne geçmiÅŸ durumda. Olayları, vakıaları, savaÅŸları ve bu günlere nasıl geldik-getirildik tüm bu olup bitenler hakkında bütüncül bir analiz, çözümleme yapamıyoruz. Analitik bir mantıkla olayları okuyamıyoruz. Ümmetin gündemini oluÅŸturamıyoruz. Dünyaya, hayata, Tevhidi bir bakış açısı ile bakamıyoruz. Mezhepci, ulusalcı, tarikatçı, hizipci, cemaatci, millici, gerilimlerle, deÄŸerlendirmelerle uÄŸraşıyoruz. Bu nedenle ümmet bilinci de yara aldı ve yok edildi. Her yerde Müslüman kanı akıtılmasına raÄŸmen, ne yazık ki Müslümanlar olarak ortak bir payda da birleÅŸemiyoruz. Nedeni ise, parçalanmışlık, algı kirliliÄŸi, cılık-culuk, meÅŸrebcilik, cemaatcilik hastalıkları. Her hizip, her erip, her cemaat kendi yorumunu gündeme getiriyor, kendi çıkarını destekliyor, bu çıkarlarını destekleyen bilgileri kullanıyor, olayların arka planını bilmeden, parçalar, cüzler üzerinde, tartışmalar görüÅŸler ileri sürülmekte velhasıl, ütopyalardan kurtulup, hakikate dayanan bir gündemi ümmet olarak oluÅŸturamadık.
Müslümanlar arasında maalesef kiÅŸilik, ÅŸahsiyet bilinç zaafları ve yozlaÅŸmaları yaÅŸanmakta. Bu alanda müthiÅŸ bir trajedi var.
Ä°nandığını iddia edenlerin hayatına ahlaki normlar deÄŸil, çıkarcı, enaniyetci bencil tavırlar yön veriyor. Ä°slâmi olan ile zanna dayanan bilgiler birbirine karıştırılıp, zanlar hakikatmiÅŸ gibi algılanıyor ve bu yaklaşımlar takdis ediliyor, kutsallaÅŸtırılıyor. Hakkı-Batıldan ayıran Furkan bir zihniyet kaybolmuÅŸ durumda. Hoca efendiler, Åžeyhler, din tüccarları, din baronları, islâmi hizmeti tekeline almışlar ve elinde tutuyorlar. Bu kılıf altında ne haltlar karıştırdıklarını sıcak gündemle hepimiz gördük ve görmeye devam edeceÄŸiz. Daha nice hizmet ehlinin hezimetlerini, çukurluklarını, Tevhidi Müslümanlara karşı akıttıkları salyaları göreceÄŸiz. Nice hizmet ehlinin, ABD ve Ä°srail’in uÅŸaklığını, ajanlığını yaptığını görüyoruz…
Her bir hizmet- grubu elindeki din parçasıyla övünüyorlar, körlerin fili tarif ettikleri gibi, her cemaat kendi reklamını pazarlamasını yapıyor. Kendi kuruntularını din diye pazarlıyorlar.
Müslüman olarak erdemli izzetli onurlu bir uslup-usul sahibi olmamız lazım. Ä°stikamet açımızdan sapmamalıyız. Müslüman kimliÄŸinden baÅŸka kimlik kabul etmeden duruÅŸumuzu, tavrımızı sergilemeliyiz. Mazlumların, onurlu mustazafların yanında yer almayı ÅŸiar edinmeliyiz.
Tarihin şahitleri olarak zamanın dili, bilinci ve kalbi olmalıyız.
Yukarda belirtmeye çalıştığım, düÅŸünce-algı kirliliÄŸi genelde, elde edilen bilgilerin vahyin süzgecinden geçirilmediÄŸinden oluÅŸmaktadır. Onun için vahiyle test edilmemiÅŸ görüÅŸ ve yaklaşımlardan uzak kalmamız lazım. Atıl, sorumsuz, eylemsiz, gayesiz, idealsiz, ufuksuz, hayatların içinde deÄŸil, okuyan, anlayan, yaÅŸayan, uygulayan, sorgulayan, ÅŸahsiyet ve karakter sahibi biri olarak ümmetin içinde yerimizi almalıyız.
Tevhid-vahiy ümmet ekseninde kulluk yürüyüÅŸümüzü sürdürmeliyiz. Ä°nkılapçı ve ıslah edici bir direniÅŸle hayatı dönüÅŸtürücü bir düÅŸünce tasavvuruna sahip olmalıyız. Her türlü zihinsel ve algı kirliliÄŸinden kurtulmamız lazım.
Barbarlığın, vahÅŸi kapitalizmin temel bir gerçeklik haline geldiÄŸi küresel emperyal güçlerin kuÅŸatması ve ihtirasları sonucu ekinin ve neslin yok edildiÄŸi, bozulduÄŸu ifsad edildiÄŸi bir zamanda ütopyalardan sıyrılıp artık gerçekçi bir vahiy zemini yakalamamız ve Allah’ın istediÄŸi gibi bir tavır ve düÅŸünce eylem bütünlüÄŸü içinde olmamız gerekir.
Gökkubbe altında onurlu ÅŸerefli bir ses ve iz bırakmak istiyorsak gündemimizi Rabbimizin istediÄŸi ÅŸekilde belirlememiz zamana ve zemine sıbgatullah (Allah’ın boyasını) solmaz ve pörsümez rengini vurmamız lazım.
Bu son ve mükemmel bir din olan islâm’ı, bir mikroskop haline getirenleri, sahtekarları, din tüccarlarını ahde vefa göstermeyenleri fikir fahiÅŸelerini, naylon mücahitleri, kapitolist mütahitleri, dar kafalıları, mezhep-meÅŸrep, cemaat taÅŸeronlarını, tarikat hurafelerini güdük ve tutarsız, mesnedsiz, aydın taslaklarını ve insan müsveddelerini iyi ama çok iyi tanımamız lazım.
Vahyin tüm imkanlarını her durumda gereÄŸi gibi kullanmak suretiyle halen karşı karşıya bulunduÄŸumuz suskunluk ve düÅŸkünlükten kurtulmamız kabil olacaktır…
Müslüman halkların hemen her alanda derin bir deÄŸiÅŸime, dönüÅŸüme ihtiyacı vardır.
Åžunu unutmayalım ki, hayata yön verme iradesi hayatı yaratanın iradesidir. Günümüzde egemen iradeye yenik düÅŸen Ä°slam deÄŸil, Müslümanlardır. Bu nokta da Müslümanlar tevbe sadedinde bir özeleÅŸtiri yapmak mecburiyetindeler. Bu özeleÅŸtiri bizi, durmaktan, yorulmaktan, eskimekten, buharlaÅŸmaktan, donukluktan, tavırsızlıktan korur…
Henüz yorum yapılmamış.