Sosyal Medya

Makale

Diri diri toprağa gömülenler adına!

Ürdün Kralı Abdullah, 16 Aralık 2004'te Türkiye'ye geldi. DönüÅŸünde 19 Aralık'ta Ariel Åžaron'un Ä°srail'in güneyindeki çiftlik evine gizli bir ziyaret gerçekleÅŸtirdi. 22 Aralık'ta Filistin'in manevi babası ve önderi Åžeyh Ahmed Yasin, sabah namazından çıkarken bir füzeyle ÅŸehit edildi. Türkiye-Ürdün-Ä°srail arasında bir ÅŸeyler dönmüÅŸtü.

67 yaşında bütün vücudu felç olan, hemen hiç görmeyen ve duyma sorunu çeken, yıllarca Ä°srail hapishanelerinde iÅŸkence görmüÅŸ olan, tekerlekli sandalyeye mahkum Filistin direniÅŸinin sembol öncüsü nasıl bir pazarlığa kurban edilmiÅŸti? Türk-Ä°srail ekseninin mimarlarının OrtadoÄŸu'daki örtülü operasyonlarından biri daha gerçekleÅŸmiÅŸti. Plan, proje, uygulama Ariel Åžaron'un, '20. yüzyılın kötülük abidesi'nin fikriydi.

1928'de Kfar Malal'da doÄŸdu. 14 yaşından komada geçirdiÄŸi sekiz yıl hariç, bütün ömrünü cinayete, katliama, fitneye, soykırıma adadı. 20. yüzyılın ilk çeyreÄŸinden 21. yüzyılın ilk çeyreÄŸine kadar dünya genelinde kötülük tohumları ekti. Çocukluk yaşından sonra tüm zamanını ve düÅŸüncesini terörist saldırılara, ürpertici cinayetlere ayarladı. Öyle öfkeliydi ki, zeytin aÄŸaçlarından bile intikam alıyordu.

Dünya ondan çok ÅŸey öÄŸrendi! Terörizmin ne olduÄŸunu, soykırımın nasıl planlandığını, okul çocuklarının nasıl kurÅŸunlandığını, masum insanların evlerinin baÅŸlarına nasıl yıkılabildiÄŸini, mahallelerin nasıl toplu mezarlara dönüÅŸtürülebildiÄŸini, en iÄŸrenç suikast yöntemlerini, uluslararası iliÅŸkilerdeki arsızlıkları, çete yöntemlerini, hukuk ve teamüllerin nasıl çiÄŸnendiÄŸini... Dünyanın gördüÄŸü en büyük teröristlerden biri olan Åžaron'un, terörle mücadele kavramını ortaya atıp Ä°slam'a ve Müslümanlara karşı nasıl bir küresel savaÅŸ tezgahlandığını da...

Cenin: Bir saatte 50 füze..

15 Nisan 2002'ye dönelim: Cenin'de yüzlerce insan katledildi, binlerce insan elleri ve gözleri baÄŸlanarak toplama kamplarına götürüldü, binlerce kadın ve çocuk evlerinden kovuldu, genç kızlar ve kadınlar günlerce iÅŸkence altında tutuldu, yüzlerce ev yerle bir edildi, hastaneler çalışamaz hale getirildi, elektrik ve su kesildi, sokaklarda çürüyen cesetlerin gömülmesine izin verilmedi, ambulanslar askeri hedef gibi ateÅŸ altına alındı, kuÅŸatma altındaki insanlara ilaç ve yiyecek yardımları engellendi, sokaÄŸa çıkan herkese ateÅŸ açıldı, evlere baskın yapılıp insanlar kurÅŸunlandı, esir alınanlar kurÅŸuna dizildi, doÄŸum yapan kadınların hastaneye götürülmesine izin verilmedi, evlerin/hastanelerin bahçelerine mezarlar kazıldı.

Cenin, üç yüz tank ve zırhlı araçla, binlerce askerle kuÅŸatıldı. Bir kilometrekarelik mülteci kampına yüzlerce füze atıldı, sadece bir saatte 50 füze fırlatıldı, F-16 savaÅŸ uçakları ve Apache helikopterleriyle durmaksızın bombalandı, bir halkın özgürlük ruhu, yaÅŸama hakkı ve mahremiyeti ayaklar altına alındı. Camiler, yollar, dükkanlar, evler, devlet daireleri, Filistin halkının ekonomik deÄŸerleri yok edildi. Cinayet, yıkım, vandalizm, yaÄŸma ve terör dehÅŸetine, katledilen kadın ve çocukların cesetlerinin buldozerlerle toplu mezarlara sürüklenmesine karşı bütün dünya sustu, susturuldu.

14 yaşında Haganah adlı terör örgütüne katıldı. 20 yaşında Alexandroni Tugayı'nın başında 1948 savaşına katıldı. Bu savaÅŸta 300 bin Filistinli topraklarından sürüldü. 1953'te '101. Birlik' adlı ölüm mangasını kurdu. Bu çeteyle Batı Åžeria'nın Kibya bölgesinde 66 masum insanı katletti. Negev kasapları..

1956'da Ä°ngiltere, Fransa ve Ä°srail, SüveyÅŸ Kanalı'na saldırmıştı. Åžaron, terörist arkadaşı Rafael Eytan'la birlikte korkunç katliamlara imza attı. Mısırlı savaÅŸ esirlerini ve Sudanlı iÅŸçileri katletti. 273 savaÅŸ esiri kurÅŸuna dizilip toplu mezara gömüldü. 1970'lerden bugüne Ä°srail ve Rusya'daki Yahudi mafyasını yönetti. Ordudan ayrılıp siyasete girmesine raÄŸmen savaÅŸ suçlarına devam etti. Oslo AnlaÅŸması'nı imzalayan Ä°srail BaÅŸbakanı Yitzak Rabin'in öldürülmesinin arkasında da Åžaron'un olduÄŸuna dair çok güçlü iddialar var. 1997'lerde bile ölüm mangasını yönetmeye devam ediyor, sabotajları, katliamları, suikastleri planlayıp uyguluyordu.

1980'de ABD'de bir dizi temaslar yaptı. Ardından Negev Çölü'nde bir toplantı düzenledi. Toplantıya katılanlar arasında Henry Kissinger da vardı. Bu toplantıdan sonra 4 Haziran 1982'de Lübnan iÅŸgali baÅŸladı. 4 Haziran'dan 31 AÄŸustos'a kadar 19 bin Filistinli öldürüldü, 30 bin kiÅŸi de yaralandı. 15 Eylül'de ateÅŸkesi bozdu. 16 Eylül'de de Sabra, Åžatilla ve Burc ul-Beracine katliamı oldu. Åžaron kontrolündeki Hristiyan Falanjistler tarihin ender gördüÄŸü bir katliama imza attı. BM katliamı sert biçimde kınadı ama Åžaron, Cenin, Ramallah ve Beytüllehim'de cinayetlere devam etti. Katliamdan bir ay sonra Negev toplantısının ikincisi Lübnan'da yapıldı. Toplantıda, Rupert Murdoch'tan Kissinger'a ve Ä°ngiliz istihbarat teÅŸkilatı MI6 temsilcilerine kadar çok sayıda katılımcı vardı.

O gün, Åžaron Lübnan'daki iÅŸgal güçlerinin komutanıydı. Katliamı yine Rafael Eytan'la birlikte planladı. Katliam ihalesi Falanjistlere verildi.16 Eylül sabahı Beyrut'un güneyinde bulunan Sabra, Åžatilla ve Burc ul-Beracine kampları kuÅŸatıldı. Falanjistler Ä°srail askerlerinin kontrolünde mülteci kamplarına girdiler. 991 kiÅŸi en vahÅŸi yöntemlerle öldürüldü. Cesetler tanınmaz haldeydi. Sadece 328'inin kimliÄŸi tespit edilebildi. Gençler, yaÅŸlılar, kadınlar, çocuklar, masum insanlar, yersiz yurtsuz topraklarından sürülmüÅŸ insanlar, mülteci kamplarında periÅŸan bir hayat süren insanlar, korkunç bir kıyıma tabi tutuldu. Tetikçiler Falanjistlerdi, katil ise Åžaron'du!

Arafat'ı zehirleyen adam!

George Bush, Åžaron'u 'Barış adamı' ilan etmiÅŸti. Oysa o, 1979'da Mısır'la yapılan Barış anlaÅŸmasını reddetti. 1985'te Güney Lübnan'dan çekilmeyi reddetti. 1991'de Madrid barış konferansına katılmayı reddetti. 1993'te yapılan Oslo anlaÅŸmasına Knesset'te red oyu verdi. 1994'te Ürdün'le anlaÅŸmayı reddetti. 1997'de El Halil anlaÅŸmasına red oyu verdi. 2000'de Ä°srail'in Güney Lübnan'dan çekilmesini kınadı. Ä°çinde 'barış' olan her ÅŸeyden nefret etti. Sürekli savaÅŸ istedi. Sürekli kan akıttı. Sürekli öldürmeye ayarlı bir siyaset izledi. Çünkü o bir ırkçıydı. Böyle bir kiÅŸiyi 'Barış adamı' ilan etmek ancak Bush'a yakışırdı! Çünkü o da bir ırkçıydı..

11 Eylül 2003'te Yaser Arafat için sürgün kararı çıkardı. Karar, 11 Eylül saldırılarının yıl dönümünde alındı. Karara karşı hazırlanan BM tasarısı 16 Eylül'de, yani Sabra ve Åžatilla katliamının yıl dönümünde ABD tarafından veto edildi. 'Hapiste tecrit etmek' ve 'öldürmek' seçenekler arasındaydı. Ä°kisini de yaptı. Arafat'ı karargahında tecrit etti, karargahında öldürdü.

Ariel Åžaron böyle biriydi. Siyasetçi deÄŸil, devlet adamı deÄŸil, asker deÄŸildi. Katildi, soykırımcıydı, hayatı boyunca insanlığa kötülük saçtı. Hakkında yazı yazmak gelmedi içimden. Onu hatırlamak, adını bile anmak gelmedi. Ama yine de, bilmeyenler için bu notları hatırlatmak istedim. Yeni Åžaron'lara karşı bir uyarı olsun diye.. Bir de diri diri topraÄŸa gömülenleri hatırlama adına...

yazının devamını okumak için tıklayın >>>

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.