Sezai Karakoç: Ayasofya ne kadar çok sabırlısın
Ayasofya’nın cami olmaktan çıkarılması bir sebep değil bir sonuçtur. Tekrar cami olarak açılması da bir sebep değil bir sonuç olacaktır. İslam’ın Batı karşısında yenilgisinin, üstünlüğünü kaybetmesinin sonucu ve sembolik işareti olarak Ayasofya cami olmaktan çıkmıştır. Ancak, Batı karşısında İslam âlemi olarak tam bağımsız olduğumuz gün, ya da en azından, bu bağımsızlığın şuuruna vardığımız gün, kendimizi Batıdan bağımsız hissettiğimiz gün, Ayasofya yeniden cami olacaktır. Yoksa çapı meçhul, müphem güçlerin tesadüfî bir hareketiyle Ayasofya açılamaz. Açılsa da çabuk kapanır. Ayasofya’yı ancak, Ortadoğu’nun gerçek kurtarıcısı aydınlar kadrosunun, tüm İslam toplumunu değiştirmesinden sonra açması düşünülebilir. Daha doğrusu, o gün Ayasofya kendiliğinden açılıp cami olur. Ayasofya’nın cami olarak açılmasının, İslam âleminin de bize bakışını değiştirmesi bakımından önemi vardır. Ayasofya kapalı kaldıkça Müslüman ülkeler bize tereddütle bakmalarını sürdüreceklerdir. Her diyalogda, “siz kendi elinizle caminizi kiliseye çevirdiniz şimdi de bu yanlışınızı düzeltmiyorsunuz. Sizin samimiyetinize nasıl inanalım” diyeceklerdir. On yıl önce bazı zengin Müslüman ülkeler, Ayasofya’yı açtığımız takdirde, çevresini düzenleme için para yardımı yapacaklarını söylemişlerdi. (…) *** Ayasofya cami olursa, tasvirler yine badanalanacaktır. Bu çağda bu nasıl yapılır? İtirazı da aslında çağımızın teknolojisi ve imkânları karşısında geçersiz bir iddiadır. Dekorasyon sanatı buna çözüm bulacaktır. Öteden beri yeri geldikçe özel sohbetlerimizde söylediğimiz ve çevreye de yansıyan çözüm şudur: “Bir düğmeye basarsınız bütün tasvirler bir perdeyle örtülür. Bir düğmeye basarsınız perdeler açılır, tasvirler ortaya çıkar. Namaz kılmanın olmadığı sabah saat 9-11 arasında düğmeye basılır, perdeler açılır, isteyen turist gelip, kilise görünümüyle Ayasofya’yı görebilir. Günün diğer saatlerinde ise, bir düğmeye basmakla, bütün tasvirlerin örtülüp buranın cami haline gelmesi sağlanır. Namaz kılınır. Bu halinde de turistler gelip binayı gezebilirler. Süleymaniye ve Sultanahmed’i gezdikleri gibi. Böyle bir düzenleme ile onurumuz korunmuş olur, dünyanın her tarafından gelen Müslümanlar Ayasofya’da namaz kılabilirler, turistler onu gezebilirler, hatta eski haliylede görebilirler. Olgu, İslam dininin gücünü ve toleransını da somut bir şekilde göstermiş ve bilgelik Mabedi demek olan Ayasofya’nın anlamına da uyan bir özelliği taşımış olur.
Ayasofya’nın cami olmaktan çıkarılması bir sebep değil bir sonuçtur. Tekrar cami olarak açılması da bir sebep değil bir sonuç olacaktır.
İslam’ın Batı karşısında yenilgisinin, üstünlüğünü kaybetmesinin sonucu ve sembolik işareti olarak Ayasofya cami olmaktan çıkmıştır. Ancak, Batı karşısında İslam âlemi olarak tam bağımsız olduğumuz gün, ya da en azından, bu bağımsızlığın şuuruna vardığımız gün, kendimizi Batıdan bağımsız hissettiğimiz gün, Ayasofya yeniden cami olacaktır. Yoksa çapı meçhul, müphem güçlerin tesadüfî bir hareketiyle Ayasofya açılamaz. Açılsa da çabuk kapanır. Ayasofya’yı ancak, Ortadoğu’nun gerçek kurtarıcısı aydınlar kadrosunun, tüm İslam toplumunu değiştirmesinden sonra açması düşünülebilir. Daha doğrusu, o gün Ayasofya kendiliğinden açılıp cami olur.
Ayasofya’nın cami olarak açılmasının, İslam âleminin de bize bakışını değiştirmesi bakımından önemi vardır. Ayasofya kapalı kaldıkça Müslüman ülkeler bize tereddütle bakmalarını sürdüreceklerdir. Her diyalogda, “siz kendi elinizle caminizi kiliseye çevirdiniz şimdi de bu yanlışınızı düzeltmiyorsunuz. Sizin samimiyetinize nasıl inanalım” diyeceklerdir. On yıl önce bazı zengin Müslüman ülkeler, Ayasofya’yı açtığımız takdirde, çevresini düzenleme için para yardımı yapacaklarını söylemişlerdi.
(…)
***
Ayasofya cami olursa, tasvirler yine badanalanacaktır. Bu çağda bu nasıl yapılır? İtirazı da aslında çağımızın teknolojisi ve imkânları karşısında geçersiz bir iddiadır.
Dekorasyon sanatı buna çözüm bulacaktır. Öteden beri yeri geldikçe özel sohbetlerimizde söylediğimiz ve çevreye de yansıyan çözüm şudur: “Bir düğmeye basarsınız bütün tasvirler bir perdeyle örtülür. Bir düğmeye basarsınız perdeler açılır, tasvirler ortaya çıkar. Namaz kılmanın olmadığı sabah saat 9-11 arasında düğmeye basılır, perdeler açılır, isteyen turist gelip, kilise görünümüyle Ayasofya’yı görebilir. Günün diğer saatlerinde ise, bir düğmeye basmakla, bütün tasvirlerin örtülüp buranın cami haline gelmesi sağlanır. Namaz kılınır. Bu halinde de turistler gelip binayı gezebilirler. Süleymaniye ve Sultanahmed’i gezdikleri gibi.
Böyle bir düzenleme ile onurumuz korunmuş olur, dünyanın her tarafından gelen Müslümanlar Ayasofya’da namaz kılabilirler, turistler onu gezebilirler, hatta eski haliylede görebilirler. Olgu, İslam dininin gücünü ve toleransını da somut bir şekilde göstermiş ve bilgelik Mabedi demek olan Ayasofya’nın anlamına da uyan bir özelliği taşımış olur.
Toplam 10 / 6. Foto
Sezai Karakoç ve onun “diriliş”çi izinden gidenler savaşı kazanmıştır ve büyük şairin beklediği güneş doğmuştur. Gerçek özgürlüğün türküsü olmuştur İstanbul. Ve bu türkü kıyamete kadar söylenecektir.