Menderes’in idam sehpasında bile söylemediği ‘devlet sırrı’
MENDERES'İN İKİLEMİ
O dönem, Kuzey Afrika'da bağımsızlık hareketleri hız kazanmıştı. Bu toprakların halkları, yakın zamanda Osmanlı himayesinde yaşayan Müslüman halklardı; ancak NATO'ya üye olunması, bu topraklara gerçekleşecek açık bir desteği de engelliyor, Türkiye'nin Batı'nın yanında yer almasını gerektiriyordu.
Bağımsızlık mücadelesi veren ülkelerden biri de Cezayir'di. Türkiye, Cezayir'in sömürgeci devlet Fransızlara karşı başlattığı mücadeleye karşı değildi; ancak NATO sebebiyle Fransa'ya karşı bir hamle de yapamıyordu. Başbakan Adnan Menderes, "Tunus'un ve Fas'ın istiklallerini elde etmiş olmalarından dolayı büyük memnunluk duymaktayız. Zira müdebbir idarecilere sahip olmak bahtiyarlığındadırlar. Cezayir'de devam eden hadiseler hiç şüphesiz yüreklerimizi sızlatmaktadır. Araplara bağlılığımız ve istiklal mücadelelerine fıtraten mevcut sempatimiz dolayısıyla Cezayir meselesinin bir an evvel ifratlara kapılmadan adil bir neticeye isal edilmesini temenni ve ümit etmekteyiz. Bu mevzuda Türkiye'ye bir rol terettüp ederse bunu yapmaya da hazırız" sözleriyle Cezayir konusundaki tavrını çekingen bir dille ifade etmişti. Menderes, bu süreçte NATO üyesi Fransa'yı karşısına almak istemiyordu.
Toplam 6 / 2. Foto
Bundan tam 58 yıl önce bugün, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bazı general ve subaylar, Türkiye’nin en kanlı darbelerinden birini gerçekleştirdiler. Tarihin en haksız yargılamaları ile bir hukuk trajedisine dönüşen Yassıada Yargılamaları, dönemin başbakanı Adnan Menderes’i darağacına götürdü. O yargılamalardan birinde, mahkeme başkanı Adnan Menderes’e “İskenderun'dan yüklenen silahları kime gönderdiniz?” diye sormuş, merhum başbakan ise, “Efendim söyleyemem devlet sırrıdır” diyerek sakladığı sır ile birlikte idam sehpasına yürümüştü…