Darülislam’da ticaret nasıl yapılırdı?
“BU KERVANLAR BAŞLI BAŞINA HAREKETLİ BİR ŞEHİRDİ”
14'üncü yüzyılda yaşamış ünlü gezgin İbn Battûta, Sultan Muhammed Özbek Han'ın kervanına katılarak bugün Rusya sınırları içerisinde kalan steplere kadar gitmişti. İbn Battûta gördüklerini şu sözlerle nakleder:
"Çadırımı alçak bir tepenin üzerine kurdum, …çadırımın önüne bayrağımı asarak atlarımı ve arabamı çadırın arkasına çektim… Sonra Mahalle (sultanın kervanı) çıkageldi; bu gördüğümüz, koynunda yaşayan insanları, camileri ve pazarlarıyla, mutfaklarından çıkan dumanlarıyla (kervan hareket halindeyken yemek pişirilirdi) ve insanları taşıyan atlı arabalarıyla başlı başına hareketli bir şehirdi."
Toplam 15 / 13. Foto
Rızkın onda dokuzu ticarettedir" hadisinden de kaynakla İslam dini, ticari hayat için daima manevi bir dayanak teşkil etmişti. İslam beldelerinde ticaretin yaygınlaşmasını sağlayan Müslümanlar, bir müddet sonra ticaret aracılığıyla İslam'ın farklı coğrafyalara yayılmasına ön ayak oldular. Tuzun "beyaz altın" olarak anıldığı dönemden, para birimi olarak kullanılan "deniz kabuklarına"; başlı başına hareketli bir şehri andıran kervanlardan, ticaretin kilit noktaları olan kervansaraylara…