Kayyum atanan Türk Kızılay'ını (Hilal-i Ahmer) bir avuç idealist Osmanlı genci kurmuştu
Osmanlı-Rus Savaşının bitiminde İmparatorluk'ta birçok kurum kapatıldı. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti de, 1897 yılında başlayan Osmanlı-Yunan Savaşına kadar suskun kaldı. Savaş başlayınca Sadrazamlık emri ile göreve çağrılan Hilâl-i Ahmer, yaralı ve hasta askerlerin İstanbul'a getirilmesi için iki hastane vapuru kiraladı. Ayrıca orduya askerler için gerekli sağlık malzemesi ve kinin başta olmak üzere ilaç sağlayarak devlete yardımcı oldu.
HİLÂL'İ DÜNYAYA ARMAĞAN EDEN KURUM
Kızılhaç hareketinin ambleminin kuruluşunda benimsediği amblem olan kızıl haçın Hristiyanlığı sembolize etmesi, Müslümanlar arasında rahatsız edici olmuştu.
Bunun üzerine Kırımlı Aziz Bey'in bu konuda yazılarıyla giriştiği mücadele sonunda, 12 Ağustos 1876 İstanbul toplantısında Türklerin kızıl haç karşılığı olarak, beyaz üzerine kırmızı hilâli sembol olarak kullanması kararlaştırıldı.
Toplam 13 / 11. Foto
19’uncu yüzyıl, dünyaya savaşların damga vurduğu ve kamuoyunda büyük etkiler yarattığı bir yüzyıl oldu. Savaş alanlarındaki kanlı çarpışmalar, yaralı ve hasta askerlerin milliyet farkı gözetilmeden, yetiştirilmiş sağlık personeli tarafından tedavisi ihtiyacını doğurdu. Dünyada Kızılhaç ile başlayan bu hareketin ambleminin haç olması, katılım konusunda Osmanlı yöneticilerine rahatsızlık verdi. Bu nedenle, Osmanlı topraklarına Hilâl-i Ahmer olarak gelen kuruluş, kırmızı hilâli amblem seçerek, dünyanın ilk Kızılay’ı oldu.