Karabekir Paşa Tanıklığında: “Laiklik Lozan’da dayatıldı”
Karabekir Paşa'nın çok tartışılacak iddiası:
“19 Nisan 1919'da Trabzon'a çıktım!"
Kâzım Karabekir, Milli Mücadele'nin farklı bir öyküsünü anlatmaya işte böyle başlar. Bu keskin cümleler, basit bir kafa karışıklığı yaratmanın çok ötesinde, resmî tarihin tanıdık çehresini bir hamlede ters yüz eder. Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Nutuk'una başlarken kullandığı “19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktım." ifadesine meydan okur. Demek ki yakın tarihimizi, “tarih yazan" bir figür olarak Karabekir Paşa'nın kaleminden okumuş olsaydık, bugün bambaşka bir inkılap tarihi karşılayacaktı bizi. Karabekir Paşa'nın bu sözlerin devamında anlattıkları, yakın tarihe yönelik alternatif bir okuma yapmamız gerektiğine dair alarm zilleri çaldırır. İşte Kâzım Karabekir'in ağzından Millî Mücadele'nin başlangıcı:
"7. Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, Filistin'de yenilen ordusunu perişan bir şekilde geri çekerken, Yıldırım Orduları Grubu'nun başına atandı; toplayabildiği kuvvetleri Adana'ya kadar çekti. Orada Mondros Mütarekesi'nin imzalandığı haberi geldi. Benim başında bulunduğum 15. Kolordu (eski 9. Ordu) ise elde kalan en güçlü askerî birlikti. Morali düzgündü ve yenilmemişti. Ancak Mütarekeyle birlikte ben de İstanbul'a dönünce bu kadar karargâhsız generalin İtilaf güçlerinin avucunun içinde durmasının tehlikeli olduğunu gördüm. Hepimizi birden yakalayıp Malta'ya sürseler, Doğu'dan başlayacağına inandığım Millî Mücadele'yi kim yapacaktı?
İşte bu yüzden hem Padişah Vahdettin, hem de Fevzi Çakmak, İsmet ve Mustafa Kemal Paşalarla yaptığım görüşmelerde Anadolu'ya geçmekten başka çare olmadığı fikrini işledim. Fakat herkes çok ümitsizdi. En çok da arkadaşım İsmet (İnönü). 'Bu iş bitti Kâzım, gidip çiftlik satın alalım, sen Kâzım Ağa ol, ben İsmet Ağa olayım' diyordu. Fevzi Paşa ondan beterdi. İstanbul'da kalıp siyasete atılmayı düşünen Mustafa Kemal Paşa ise Şişli'deki evinde yaptığımız görüşmede (o sırada ameliyatlıydı, hasta yatıyordu) benim Anadolu'ya geçme fikrime biraz soğuk baktı. 'Bu da bir fikirdir, sonra görüşürüz' dedi. Ben de ona 'Fikir değil, karardır' diye cevap verdim. En kısa zamanda bir yolunu bulup Doğu'ya gideceğimi, gelmesi halinde kendisini başkomutan olarak karşılayacağımı söyledim. Bana 'İyi olayım, düşünürüz' dedi.
Toplam 8 / 8. Foto
Kâzım Karabekir’in kendi ağzından Millî Mücadeleyi nasıl başlattığını, Tek Adam yönetiminin milletin özgürlüğünü nasıl boğduğunu, Lozan’ın kimler tarafından dayatıldığını ve gizlenen gerçeklerin tamamını Mustafa Armağan Derin Tarih okurları için kaleme aldı.