Sosyal Medya

Karabekir Paşa Tanıklığında: “Laiklik Lozan’da dayatıldı”

Esasen imkânsız olan bir işi yapıyor görünmek bile maddî-manevî bütün kudret kaynaklarımızı mahv ve harap eder. Sonucu almaya bu işi benimseyeceklerin hayatları ve prestijleri yeterli gelmeyeceğinden, kendi elimizle milleti anarşiye sürükleriz. Sonuçta Bolşeviklik akımları arasında mahvolmak veya sömürge olarak bağımsızlığımızı kaybetmek de kaçınılmaz olur." Sözlerimi kendisini de iğneler tarzda bağladım: “Lozan bize istibdat ve tehlike göndermesin!"
İsmet Paşa dikkatle dinledi. Hiç cevap vermedi. Artık bunu, Mustafa Kemal Paşa'nın arzusuyla yaptığına şüphem kalmamıştı. Nitekim bir süre sonra onu bu arzularından sonsuza kadar uzaklaştıracak bir girişimde bulunmaya mecbur kalacaktım.
Günlerden 19 Ağustos 1923 Pazar'dı. Akşam Mustafa Kemal Paşa ile eşi Latife Hanım bana yemeğe geldiler. O akşam İsmet Paşa ile yine tartıştık. Mustafa Kemal Paşa bizi sessizce dinledi. İlk olarak Fethi Bey grubundan, sonra da Mustafa Kemal Paşa'dan bizzat işittiğim bu yeni inkılap zihniyetini İsmet Paşa bir çırpıda tamamlamış oluyordu. Aradaki zaman boşlukları kendiliğinden ortadan kalkarak bu üç şahsiyetin şu üç maddelik programları kulaklarımda tekrarlanıyordu: 1) İslamiyet ilerlemeye engeldir. 2) Arap oğlunun yavelerini Türklere öğretmeli. 3) Hocaları toptan kaldırmalı!
Bu birleşik cephe karşısında tek başıma da olsa mücadele etmeye kararlıydım. “Peki ama ne olmak istiyorsunuz?" dedim. “Hıristiyan mı, dinsiz mi?" Ardından cevap vermelerine fırsat düşürmeden devam ettim: “Hıristiyan da, dinsiz de olmaya imkân yok; olsa dahi her iki yol da hem tehlikeli, hem de geridir! Aydın Hıristiyanlık dünyası bilim zihniyetine daha uygun yeni din esasları araştırırken bizim, onların köhne kurumunu benimsememiz hem müthiş tehlikeli, hem de geri bir hareket olur! Hem bir millette duygu birliği, inanç birliği ve çıkar birliği olmazsa yönetenler ile yönetilenler arasında uçurum açılır ve bu uçurum, günün birinde millete mezar da olabilir! Ben her fırsatta söylediğim gibi dinle uğraşmanın bizi daha çok ilerlemekten alıkoyacağı ve daha çok geri götürebileceği kanaatindeyim. Bence dini olduğu gibi kendi haline bırakmalı ve hükümet, ne buna etki yapmalı, ne de etkisi altında kalmalıdır! Biz millî bağımsızlığımız gibi millî özgürlüğümüzü de en kutsal gaye tanımalı ve bunun zevkini bütün millete tattırmalıyız. Bunun için medenî hedefl erimizde süratli olmalı, fakat sosyal gayelerimizde tekâmül yolunu tutmalıyız."
Sessizce dinlediler. Hiç cevap vermediler. Böylece konu kapandı.

Toplam 8 / 7. Foto

Kâzım Karabekir’in kendi ağzından Millî Mücadeleyi nasıl başlattığını, Tek Adam yönetiminin milletin özgürlüğünü nasıl boğduğunu, Lozan’ın kimler tarafından dayatıldığını ve gizlenen gerçeklerin tamamını Mustafa Armağan Derin Tarih okurları için kaleme aldı.