Sosyal Medya

Karabekir Paşa Tanıklığında: “Laiklik Lozan’da dayatıldı”

Bu fikrine şöyle karşılık verdim: “Sömürgeleri Müslümanlarla dolu olan büyük (Batılı) milletler Kur'an'ı kendi siyasî çıkarlarına göre dillerine tercüme ettirmişlerdir. İslam dinine ve Arapçaya hakkıyla vakıf kimselerin bulunmayacağı herhangi bir kurul, tercümeyi mesela Fransızcasından yapabilir. Fakat bence burada eğitim programımızı tespit için toplanmış bulunan bu yüksek kuruldan, vicdanî bir mesele olan din bahsinden değil, pozitif bilim cephesinden yararlanmak hayırlı olur. Kur'an'ın yapılmış tefsirleri var, gerekirse yenisini de yaparlar. Devlet otoritesini bu yolda yıpratmaktansa enerjimizi millî kalkınmaya akıtmak daha hayırlı olur."
Mustafa Kemal Paşa bu beyanlarıma karşı hiddetle içindekini tamamen ortaya döktü ve şöyle dedi: “Evet Karabekir, Arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur'an'ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım! Ta ki, budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler!" Orada bulunan Hamdullah Suphi (Tanrıöver) ve Ruşen Eşref (Ünaydın) Beyler işin bir bilim kurulu önünde berbat bir şekle dönüştüğünü görerek, “Paşam, çay hazır, herkes bizi sofrada bekliyor!" diyerek müdahale edip bahsi kapatabildiler. Bizler de özel masadan kalkarak sofraya oturduk, yedik içtik.
Tehlikeli rüzgâr Lozan'dan esti
Bu kritik günlerden 16 Ağustos'ta İsmet Paşa ile de bir görüşmem oldu. Kendisine Gazi'nin tuttuğu yolun yanlış olduğunu açık bir şekilde söyledim. Kamuoyunda yayılan İslamiyet'e yönelik bu kesin değişimle ilgili fikirlerin Lozan'dan geldiği eleştirilerinin muhataplarından olan İsmet Paşa fikrini bana dolaylı yoldan söylemeyi tercih etti.
Ona bakılırsa Macarlar ve Bulgarlar bizimle aynı safta İtilaf devletlerine karşı savaştıkları ve aynı şekilde yenildikleri halde, bağımsızlıklarına dokunulmamıştı. Bunun sebebi de doğrudan doğruya Hıristiyan olmalarıydı. Aynı saflarda savaştığımız halde bizim bağımsızlığımızın elimizden alınmasının tek sebebi vardı, o da Müslüman olmamızdı. Biz kendi kuvvetimizle kurtulup bağımsızlığımızı kazansak bile Müslüman kaldıkça sömürgeci devletlerin ve bu arada özellikle İngilizlerin daima aleyhimize olacaklarını ve bağımsızlığımızın daima tehlike altında kalacağını anlattı. Böylece bu değişimin ilhamının Lozan'dan ve İtilaf devletlerinden geldiği açıklık kazanmış oluyordu. Ali Fethi, Tevfik Rüştü, Mahmut Esat Beylerle Mustafa Kemal Paşa'nın Lozan'ın ikinci döneminden itibaren başlayan İslam aleyhtarı söyleminin gerçek adresini tespit etmiş oluyordum.
İsmet Paşa'ya bu düşünceye katılmadığımı şu değerlendirmelerime dayanarak ifade etmek ihtiyacını hissettim: “Böyle bir fikrin doğuracağı hareket, milletin başına yeniden daha korkunç ve daha uğursuz bir istibdat (diktatörlük) yönetimi getirecektir. Daha kazanamadığımız millî neşe kaçacak, nice emeklerle kurulan millî birliğimiz de bozulacaktır! Biz içeride birbirimizi boğarken, bize bu kurtuluş yolunu gösteren politikacılar, yarın “Türkler Hıristiyan oldular" diye bütün İslâm dünyasını bizden nefret ettireceklerdir. Bizim değişmemiz, İslam dünyasının ruhunda bizden intikam alma duygusunu uyandıracaktır. Böylece İngilizler ve Fransızlar, Yunan ve Ermeni kuvvetleriyle ulaşamadıkları emellerini, İslam ordularını ve hele Arapları “Salli ala Muhammed!" diye üzerimize saldırtmakla elde etmeye kalkışacaklardır.

Toplam 8 / 6. Foto

Kâzım Karabekir’in kendi ağzından Millî Mücadeleyi nasıl başlattığını, Tek Adam yönetiminin milletin özgürlüğünü nasıl boğduğunu, Lozan’ın kimler tarafından dayatıldığını ve gizlenen gerçeklerin tamamını Mustafa Armağan Derin Tarih okurları için kaleme aldı.