Karabekir Paşa Tanıklığında: “Laiklik Lozan’da dayatıldı”
Aşağıda okuyacağınız metin, Nutuk ve Karabekir'den Cevaplar adlı eserinin 12. cildiyle (Emre, 1997) Günlükler'inin 2. cildinden (YKY, 2009) alıntılar şeklinde oluşturulmuş ve tarafımdan yeniden yazılmıştır. Fikirlerin tamamı Karabekir'e, metni sadeleştirme ve cümle kuruluşları ile bölüm başlıkları bana aittir.
Ankara'da yeni bir hava esmeye başlamıştı. “İslamiyet ilerlemeye engelmiş." Halk Partisi “lâ-dinî ve lâ-ahlâkî" (din ve ahlaktan bağımsız) olmalıymış. Türkiye Müslüman kaldıkça Avrupa ve hele İngiltere, sömürgelerinin çoğunun halkı Müslüman olduğundan bize düşman olacaklarmış! Bizimle bu sebeple barış imzalamayacaklarmış...
10 Temmuz 1923 günü Ankara İstasyonu'ndaki özel kalem binasında Halk Partisi tüzüğünü müzakere ettikten sonra Gazi ile baş başa hasbıhal ettik. Kendisinden hiç beklemediğim bir cümle sarf etti. Dedi ki: “Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkûmdurlar." Daha düne kadar kendisini Hilafet ve Saltanat makamına lâyık gören ve bu hususlarda girişimlerde bulunan, din ve namus lehine türlü sözler söyleyen, hatta Balıkesir'de hutbe okuyan, benim kapalı yerlerde başımın açık durmasıyla latife eden, fes ve kalpak yerine kumaş başlık giyilmesi teklifimi hoş görmeyen Mustafa Kemal Paşa, yüzüne hayretle baktığımı görünce şu açıklamayı yapmak ihtiyacını duydu: “Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar! Böyle kimselerle ülkeyi zenginleştirmek mümkün değildir. Bunun için önce insanların din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz. Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz! Kalkınma bu şekilde kolay ve çabuk olur."
Toplam 8 / 2. Foto
Kâzım Karabekir’in kendi ağzından Millî Mücadeleyi nasıl başlattığını, Tek Adam yönetiminin milletin özgürlüğünü nasıl boğduğunu, Lozan’ın kimler tarafından dayatıldığını ve gizlenen gerçeklerin tamamını Mustafa Armağan Derin Tarih okurları için kaleme aldı.