Sinemada distopyanın 7 örneği
Anthony Burgess'ın aynı adlı romanından, usta yönetmen Stanley Kubrick tarafından sinemaya uyarlanan filmde, ana karakter Alex, şiddeti otomatikleştirmiştir. Burgess, eserine adını veren Otomatik Portakal'ı "olası en fazla gariplikleri barındıran kişi" olarak tanımlar. Filmin otomatik portakalı ise Alex'tir.
Alex ve çetesi sadece kendilerinin anladığı Nadsat dilindeki kelimelerle anlaşırlar. Tek meseleleri nasıl şiddet uygulayacaklarıdır. Alex, her şiddet uyguladıktan sonra Beethoven'ın Dokuzuncu Senfoni eserini dinler. Bu müzik onun için adeta şiddet görüntülerini akla getiren bir uyarıcı görevi görür. Filmde Beethoven unsuru yer yer göze çarpar. İşlediği cinayet sonucu hapis cezası alır. Bu esnada bakanlık şiddet olaylarını durdurmak için Ludovico Tedavisi'ni kullanmaktadır. Alex, tedavi için gönüllü olur. Tedavinin sonuna doğru şiddetin kötü olduğunu anlar.
Otomatik Portakal, modern dünyanın geleceği, toplumsal sorunların çözümsüzlüğü ve şiddet eleştirisi üzerine çekilmiş en iyi distopya filmlerinden biridir.
Toplam 14 / 12. Foto
Sinemanın ilk distopik filminin Metropolis olduğunu ve filmin sessiz çekilerek bilim kurgunun temelini attığını biliyor muydunuz? Distopik romanlara karşı her geçen gün artan ilginin nedeni, korku dolu kurgunun gelecekte de yaşanabilecek olma ihtimali miydi?