Cennetin müjdesi kız evlat
Osmanlı'da kız çocuklarının eğitimine oldukça önem verirdi. Çocuklar, 5-7 yaş arası merasimle okula alınır, ilk yıllar karma sınıflarda okunur, çocukların gelişimine göre kız-erkek ayrılırdı. Aynı zamanda kızlar aile içi eğitimine tabii tutulur, özel hocalardan ders alırlardı.
Kızlar önce 'sıbyan mektepleri'ne alınır oradan "rüşdiye"ye (ortaöğretim), "inas rüşdiyeleri"ne (kız lisesi), "kız idadîleri"ne, "inas darülfünunu"na, (kız üniversitesi) geçerdi.
Meslekî eğitimde ise "Kız Sanayi Mektepleri", "Ana Mektebi", "Ebe Mektebi", "İnas Sanayi-i Nefise Mektebi" (Kız Sanat Okulu) de vardı. Sultan II. Abdülhamid döneminde hummalı bir biçimde başlayarak gelişen eğitime, savaş dönemlerinde bile ara verilmemişti. İşte bu da Osmanlı'nın kızların eğitimine verdiği önemi gösterir.
Osmanlı'da yetimlerin haklarını koruma konusunda önemli bir titizlik gösterirdi. İmparatorluk onların barınma ve yemek ihtiyaçlarının yanında eğitimleri ile de ilgilenmiş, hatta bu durum devletin en temel meselelerinden biri haline gelmişti.
Yetim ve öksüz çocuklara, sevgi dolu bir ortam hazırlamak, eğitimleriyle ilgilenmek, güzel ahlâk ve davranışlar kazandırmak, toplumun maddî-manevî sorumlulukları arasında görülmüştü. Bu doğrultuda, devlet desteğiyle açılan bir kurum olan dârüleytâmlarda çocukların ve gençlerin emniyet, güvenme, dayanma, korunma, sığınma, kabul görme, sayılma ve sevilme gibi temel duygusal ihtiyaçları büyük oranda karşılanmaya çalışılmıştı.
Toplam 11 / 8. Foto
İnsanın hayatta sahip olabileceği en kıymetli varlıklardır çocuklar. Hayatımızın süsleridir... Hz. Peygamber iyi muamele etme konusunda kızları öncelerdi hatta bir kimsenin iki veya üç kız çocuğunu yetiştirmesi ve onlara iyi muamele etmesi halinde kendisi ile cennette komşu olacağı müjdesini vermişti.