Elinin hamuruna daktilonun mürekkebi karışmış ilk kadın gazeteciler
Batıcılar, kadının sosyal yaşamda tam anlamıyla Batılı bir kadın modeli olarak yer almalarını isterlerken; İslamcılar, gelenekten ve dinden uzaklaşmadan yeni bir kadın modeli oluşturma gayreti içine girerler. Türkçüler ise kadında milli duyguları uyandırma ve vatan konusunda onları bilinçlendirerek onları da milli uyanışa dâhil etme amacı taşırlar. Bu ideolojilerin temelde aynı ama detaylarda farklı olan kadının toplum içindeki yeriyle ilgili tartışmaları, hiç şüphesiz kadın hareketlerinin lehine bir seyir göstermişti.
Kimlik arayışında olan Türk kadını, en büyük desteğini yine haklarını elinden aldığına inanan Türk erkeklerinden görmüştü. Ancak bir farkla ki bu hareketi destekleyen gelenekçi kesim, kadının sosyal hayata ve kamusal alana atıldığı zaman ahlak duygusundan uzaklaştırılmaması gerektiği noktasında fikir birliği içinde bulunmuşlardı. Doğu kültüründe kadınlığın en önemli meziyeti olarak görülen ahlak duygusunun, Avrupalı kadınlarda göz ardı edildiği noktasında devrin en önemli kadın hakları savunucularından olan Ahmet Mithat Efendi de çeşitli görüşler ileri sürerek kadınların özgürlük anlayışının ahlaksızlığa meydan vermemesi gerektiğini sıklıkla dile getirme gereği duydu. Bu anlamda, onun kadınların özgürlüğü ile ilgili düşünceleri geleneksel ve muhafazakâr bir sınır içindeydi.
Toplam 14 / 4. Foto
Günümüzde bile 'kadın' hassas bir konudur. Evlerin inci tanesi kadınlar zamanımız modern anlayışından çok daha evvel, Osmanlı döneminde, gündemde yerini almıştı. İlk defa Osmanlı kültür tarihi içinde, kadının toplumsal yaşamdaki yeri sorgulanmış, geleneksel düzenden miras kalan erkek otoritesinden kadının kurtarılması gündeme gelmiş ve kadınlara yeni bir kimlik kazandırma arzusu sistematik bir şekilde yürütülmeye çalışılmıştı. Bu anlamda kadın yazarların, kadın hakları noktasındaki yapılanmaları ve kadın dergilerinin bu oluşuma katkıları elbette yadsınamazdı.