Klasik Türk Müziğine katkı sağlayan Ermeni bestekârlar
NÄ°KAÄžOS AÄžA
Bestekâr ve hanende olan Nikağos Ağa, 1820 yılında İstanbul'da doğdu. Asıl adı Nikogos Melkonyan'dı.
İlk musiki bilgilerini Balatlı Karabet Ağa'dan aldıktan sonra Markar Ağa ve Hamâmizâde İsmâil Dede Efendi ile Dellâlzâde İsmâil Efendi'den istifade ederek kendini yetiştirdi. Meşketmek üzere kendisine ilk başvurduğunda Hamâmîzâde Dede Efendi'nin Türkçe'yi iyice öğrendikten sonra gelmesini söylemesi üzerine şivesini düzelterek tekrar Dede Efendi'ye başvurdu.
Aksânını Türk musikisi okuyuşuna uydurabilmek için Ahmed Vefik Paşa'dan üç yıl süreyle edebiyat dersi aldı. Sultan Abdülmecid döneminin sonlarına doğru Dellâlzâde vasıtasıyla Enderûn-ı Hümâyun'a mûsiki hocası olarak alındı.
Dinî musikiye de ilgi duydu, meşkettiği pek çok dinî eserin tavrını öğrenmek maksadıyla Mevlevihanelere devam etti. Sultan Abdülmecid ve Abdülaziz'in huzurunda okuduğu eserlerle dikkati çeken Nikoğos Ağa, Sultan Abdülmecid'in arzusuyla ezan okudu.
Nikoğos Ağa 200'den fazla eser bestelemişse de bunlardan ancak yetmiş kadar şarkısı günümüze ulaştı. "Var mı hacet söyleyim ey gül tenim" adlı Muhayyer Kürdi makamı eseri en ünlü bestelerindendir.
Toplam 18 / 13. Foto
Ermeniler, Osmanlı'nın "millet-i sadıkası" olarak bilinen bir milletti. Asırlar boyunca Osmanlı himayesinde yaşayan Ermeniler, sanat ve zanaatın birçok alanına önemli katkılarda bulunarak adeta bir kültür mozaiği oluşturdular. O alanlardan biri de Türk müziğiydi. "Kimseye etmem şikâyet", "Gamzedeyim deva bulmam", "Bu akşam gün batarken gel" gibi en meşhur eserlerle Klasik Türk Müziğine katkı yapan Ermeni bestekârları sizler için derledik.