Davası Allah olan bir lider: Aliya
1994'te savaş devam ederken bir Alman dergisine şunları söylemişti:
"Benim hoşgörüm Avrupa değil İslam kökenlidir. Eğer hoşgörülüysem öncelikle ve en çok Müslüman olduğum için, ancak ondan sonra Avrupalı olduğum içindir.
Avrupa, parıldayan gerçeklere rağmen kendisini kurtarmaya kesinlikle muktedir olamadığı kuruntulara sahiptir. Örneğin, Bosna'daki bu savaş sırasında, yüzlerce kilise ve cami yıkıldı. Bunlardan bir teki bile Boşnaklar tarafından yıkılmadı, hepsi Avrupalılar tarafından yıkıldı. Türk idarecileri dünyanın en yumuşak yöneticileri değillerdi, ama tüm Hıristiyan halklar ve onların Ortaçağdan kalma en önemli anıtlarının hepsi 500 yıllık Türk idaresi boyunca ayakta kalabildi. Bu bir gerçek.
Belgrad'dan fazla uzak olmayan Fruska, Gora Tepelerinin meşhur manastırları Türk yönetiminin 300 yılı boyunca ayakta kaldı, ama üç yıllık 'Avrupalı' yönetimine dayanamadı. II. Dünya Savaşı sırasında yakılıp yıkıldılar.
Faşizm ve komünizm Asya'nın değil Avrupa'nın ürünleridir. Ve şimdi bile Avrupa, Balkanlar'da faşizmin ortaya çıkışına karşı fazla bir hassasiyet göstermemiştir. Avrupa'ya değer veriyor ve takdir ediyorum ama kanımca kendisini olduğundan çok daha büyük görüyor."
(Tarihe Tanıklığım, s. 196)
Toplam 14 / 8. Foto
Bağımsızlığa giden zor ve çetin yıllarda Bosna-Hersek halkına önderlik eden, ülkenin ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç, yirminci yüzyıl Avrupa'sının önemli Müslüman düşünürlerinden biriydi. Bir aydın olarak dikkat çeken yanı ise İslâm dünyasındaki krizleri sadece fark etmesi değil; krizlerin çözülmesine karşı da ilgisini yoğunlaştırmasıydı.