Sosyal Medya

Nobel Ödülü'nü kazanmış Osmanlı vatandaşı edebiyatçılar

1922 yılında Türkiye ve Yunanistan arasında çıkan çatışmayla İzmir'in yakılması ona büyük bir yıkım yaşattı. Doğduğu, en güzel yıllarını geçirdiği, özlem duyduğu şehrin yok olmasına dair yaşadığı endişeyi şu sözlerle ifade etmiştir:

"Bildiğimiz rüzgar, doğanın tanıdık üslubu ve otlardan yayılan tanıdık koku sonra yavaş yavaş derinlerden hafızana doğru çıkan tanıdık hatıralar… Ve şimdiyse sana o kadar yabancı düşer bu şehir. Tanrım buralara ne yapmaya geldim? Rast gelir de gecenin birinde seni büyüten kente yolun düşerse ve kent temelden yıkılıp yeniden kurulmuşsa tekrar orada bulunmak umuduyla başka zamanları geri getirmeye çalışırsın."

Dönüm Noktası, Seferis'in 1931 yılında yazdığı uyak ve 4'lüklerden oluşan ilk şiir kitabıydı. 1932'de yazdığı Sarnıç ise, simgeci anlatımı benimseyip çağdaş edebiyata adım attığı kitaptır. Bu kitapları Destansı Öykü ile Ardıç Kuşu adlı eserleri takip eder.

Eserlerinde hayattan bıkkınlık, yabancılaşma, ölüm, lirizm, çağdaş insanın trajik durumu, kişisel ve ulusal tarihe yönelik sorunlar gibi konular işleyen simgeciliğin öncüsü Seferis, şiirlerinde çok fazla mitolojik öğe barındırır.

En güzel yıllarını geçirdiği, yıllarca hasretlik yaşadığı ve hayallerinde yaşattığı İzmir'deki evinin yıkıldığını yerine büyük binaların dikildiğini, Urla'daki evinin ise bir harabeye döndüğünü gören şair hüznünü bu dizelerle ifade eder.

20 Eylül 1971 yılında Atina'da hayatını kaybetti.

Toplam 10 / 7. Foto

Tarih sahnesinde, yeryüzüne asırlarca hâkimiyet kurmuş Osmanlı Devleti genişledikçe, sözcük birikimiyle dikkat çeken Türkçe de genişliyordu. Dilimizin birikimi beraberinde edebiyatın da hazinelerini çoğaltmıştı. Hatta 19'uncu yüzyılın Osmanlısına, Nobel Ödülleri için törenden 16 ay evvel bir davet gönderildi. Üç edebiyatçımız da taşıdıkları verimli ve zengin Osmanlı etkileriyle Nobel Ödülü'nü kazanmaya hak kazandı.