Nobel Ödülü'nü kazanmış Osmanlı vatandaşı edebiyatçılar
1964 yılında Büyük Doğu dergisine yazdığı "Romancımız İvo Andriç" yazısında Sezai Karakoç bu durumu bütün berraklığıyla vurguluyor, şöyle diyordu:
"1961 yılı Nobel Edebiyat Armağanı Osmanlı edebiyatına verilmişti denilebilir. Hatta Osmanlı romanına. Çünkü: Bu yıl Nobel'i alan İvo Andriç, bir Yugoslav yazarı, bir Slav yazarı, hatta Avrupalı bir yazar olmaktan çok, bir OSMANLI YAZARIDIR. Gönüllü olarak Osmanlı tebaası bir yazardır sanki. Yalnız romanlarının kahramanlarıyla değil, yalnız romanının "zaman"ıyla değil, yalnız "mekân"ıyla değil, yalnız romanında örülen oluşlar ağıyla değil, batan bir dünyayı yavaş yavaş ortaya çıkarmayı deneme niyeti ve tarzıyla da, her biri bir yöne giden insan kütleleri içinde, imparatorluğun ağırlık merkezi olan bir bölgenin halkını değerlendirme ve bir medeniyet tarzı olarak sunma, orijinal bir kadro yakalama ve bundan yeni bir estetik kurma farkıyla da Osmanlıdır İvo Andriç."
Bunları Necip Fazıl'ın dergisinde yazan Karakoç, daha da ileri gider ve Andriç'i Osmanlıların "Homeros"u, eserini de bizim İlyada ve Odise'miz ilan eder. Bu eser, Osmanlı çoğulculuğu ve çok yanlılığının içinden yükselen "birlik türküsü"nü çağırmaktadır. Velhasıl, İvo Andriç iki açıdan Osmanlıdır.
Bir: Henüz Osmanlının terinin soğumadığı bir zamanda ve mekânda dünyaya gözlerini açması ve oradan beslenmesi anlamında.
İki: Eserine bu batmakta olan dünyanın son ışıklarını, veda türküsünü serpiştirdiği anlamda.
Yani kendisi Osmanlı olabilirdi ama eseri başka telden çalabilirdi ama bunu tercih etmedi. Eleştirdiği tarafları olsa bile, o bir Osmanlıydı, Osmanlının zenginlik ve derinliğini başarıyla yansıtarak ünlendi. Kendisinden, geçmişinden utanmadan, ona sövmeden, onunla yüzleşti, ondan beslendi ve kazanan o oldu.
Toplam 10 / 3. Foto
Tarih sahnesinde, yeryüzüne asırlarca hâkimiyet kurmuş Osmanlı Devleti genişledikçe, sözcük birikimiyle dikkat çeken Türkçe de genişliyordu. Dilimizin birikimi beraberinde edebiyatın da hazinelerini çoğaltmıştı. Hatta 19'uncu yüzyılın Osmanlısına, Nobel Ödülleri için törenden 16 ay evvel bir davet gönderildi. Üç edebiyatçımız da taşıdıkları verimli ve zengin Osmanlı etkileriyle Nobel Ödülü'nü kazanmaya hak kazandı.