Sultan Abdülhamid tahtta olsaydı 'Birinci Dünya Savaşı'na girer miydi?
Ortaylı'nın makalelerinden birkaç alıntıyı sizinle paylaşıyoruz.
RUSYA VE TÃœRKÄ°YE
Rusya ve Türkiye, tarihte iki eski devlet. Bizim ortak miraslarımız var. Bunlardan bir tanesi Asyalılıktır. Cengizhan devletinden her iki milletin de aldığı şeyler vardır. İkincisi, Rusya'da daha çok durulan bir konu Bizans mirasıdır. Biz tabi ki Müslümanız, fakat Bizans'ın üzerinden zaferle de olsa aldığımız miras vardır. Yani Bizans topraklarını fethettik, imparatorluk kurduk, öbür taraf ise dinini aldı. Kilise medeniyetinin yerini, kanununu aldı. Fakat bunun ötesinde Rusya'yla Türkiye aşağı yukarı 1699 Karlofça Antlaşması'ndan Birinci Cihan Harbine kadar çok uzun süren savaşlar yapmışlardır. Bu savaşların sonunda, Türkiye imparatorluğu erimiştir. Rusya'nın bunda payı vardır. Fakat çok garip bir şey ki, Rusya Osmanlı'dan aldığı bu topraklara bugün pek sahip olamamıştır. Türkler askerdir ve askerlikle Batılılaştılar; yoksa oturup da mesela Voltaire okuyup, bunlar da ne ilginç adamlarmış, biz de batılı olalım diye ya da Rembrandt seyredip bunlar da böyle iyi ressamlarmış, biz de böyle olalım diye kalkıp da Batıyı seçmediler. Biz Batılılaşmak mecburiyetindeydik.
Rusya Türkiye'nin düşmanıydı. Birtakım şeyleri maalesef bunu etkisiyle yapmak zorunda kaldık. Uzun Soğuk Savaş yıllarında Rus etkisi ve tehlikesi Türkiye politikasına yön verdi. O derecede verdi ki, kültürel hayatı bile etkiledi. Bizim uzman gençlerimiz dahi Rusya'ya gelip okuyamadı. Aynı şekilde Rusya'dan da Türkiye'ye öğrenciler gelemedi. Yani bir Rus nesli Türkiye arşivlerine İstanbul'a uğrayamadan Türkoloji yapmak zorunda kaldı.
Toplam 12 / 12. Foto
Tarihçi olmasaydı yine tarihçi olacağını vurgulayan; sadece ülkemizin değil dünyanın da en önemli tarihçilerinden biri olan Prof. Dr. İlber Ortaylı, Tarihin İzinde isimli kitabında okuyucusuyla adeta sohbet ediyor. Tarihin derinliklerindeki cevapsız sorulara yanıt veren Ortaylı, şahsi yorumlarının yanı sıra Ortadoğu’dan başlayarak Osmanlı’nın kuruluşuna; Amerika’dan, Avrupa’ya; tarih bilme bilincinden, İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık arasındaki ilişkilere; Abdülaziz’in ölümünden, Türkiye isminin nereden geldiğine dair çok önemli tarihi bilgileri gün yüzüne çıkarıyor.