Sezai Karakoç'un Necip Fazıl'ı anlattığı hatıralar
Sezai Karakoç'u anılarını kaleme almaya sevk eden esas amaç, kendi hayat hikâyesi etrafında ortaya atılan iddialara cevap verme arzusuydu. Yazar, 1960'lı yıllardan beri kendisini hedef alan ve epeyce bir yekûn tutan suçlayıcı ve aldatıcı yazılar yazılmasından şikâyetçiydi.
Büyük şair, okurların zihninde yanlış kanaatler uyanmasını önlemek istedi. Karakoç, söz konusu iddiaların hepsine tek tek cevap vermenin imkânsız olduğuna işaret ederek hayat hikâyesini ana çizgileriyle anlatmaya karar verdiğini belirtmişti. O, anılarını yazıya döktüğü zaman bir anlamda "İşte benim yaşadığım hayat bu" demekteydi. Böylece söz konusu iddialar ve iftiralar dolaylı biçimde yalanlanmış olacaktı.
Toplam 17 / 5. Foto
Karakoç, biyografileri “tarihin atomları” olarak nitelendirir. Diriliş dergisinde kaleme aldığı “Hâtıralar” yazıları hem kendi hayatına hem de etrafındakilerin yaşanmışlıklarına ayna tutar niteliktedir. En önemlisi de “Hâtıralar”, okuyucuya, “Necip Fazıl Bey”, “Necip Fazıl Üstadımız” ve “Üstad” diye seslendiği Necip Fazıl’ı, değişik yönleriyle müşahede etme fırsatını verir. Şairin çektiği fikir çilesi, Büyük Doğu dergisini neşretme çabası, vazgeçemediği alışkanlıkları, dönemin politikacılarıyla ilişkisi, dönemin edebiyat dünyasında algılanış biçimi Sezai Karakoç’un gözünden metinlere yansıtılır.