Sezai Karakoç'un Necip Fazıl'ı anlattığı hatıralar
KARAKOÇ'UN EDEBİ YÖNÜNÜ KEŞFEDEN NECİP FAZIL
Sonraki günlerde Son Posta gazetesinde yazmaya başlayan Kısakürek, genç şair Sezai Karakoç'un ikinci şiir kitabı olan Şahdamar üzerine bir fıkra kaleme alır. Esasen sanatçı, çok yakın olmasına rağmen uzun zaman farkına varılmayan bir hakikatin sebep olduğu hayret duygusunu yaşamaktadır. Elbette Kısakürek, Karakoç'un sanatçı kişiliğini yeni öğrenmemiştir. Onun Büyük Doğu'da neşredilen şiirlerinden ve edebi yazılarından haberdardır. Bununla beraber o zamana kadar genç şairin edebi metinlerine pek fazla dikkat etmemiştir. Toplumu sarsan olaylar, dergi çıkarma telaşı ve hapis çilesi gibi faktörler de onun şairliğini Kısakürek'e unutturmuş olabilir. 5 Mayıs 1962'de Son Posta'da yayımlanan "Onu Anlayınca" başlıklı yazısında şair, onun şiirlerine ilk kez ciddiyetle eğilir. Şaşılacak bir şekilde şiirleri beğendiğini de ekler.
Karakoç bu gelişmeden birkaç gün sonra şairi ziyarete gittiğinde onu darılmış bulur. Zira Kısakürek, "yazıyı okur okumaz koşup teşekkür etmediği[ne]" kırılmıştır. Söz konusu yazı "olay" olmuştur, ama yazının sahibi ortada yoktur. Hatta Sabri Esat Siyavuşgil, Kısakürek'e telefon etmiş, "Sen gençler için yazı yazmazdın!" diyerek şaşkınlığını dile getirmiştir. Karakoç ise ilgisizliğinden değil, utancından dolayı arayıp teşekkür etmediğini belirtir.
Toplam 17 / 17. Foto
Karakoç, biyografileri “tarihin atomları” olarak nitelendirir. Diriliş dergisinde kaleme aldığı “Hâtıralar” yazıları hem kendi hayatına hem de etrafındakilerin yaşanmışlıklarına ayna tutar niteliktedir. En önemlisi de “Hâtıralar”, okuyucuya, “Necip Fazıl Bey”, “Necip Fazıl Üstadımız” ve “Üstad” diye seslendiği Necip Fazıl’ı, değişik yönleriyle müşahede etme fırsatını verir. Şairin çektiği fikir çilesi, Büyük Doğu dergisini neşretme çabası, vazgeçemediği alışkanlıkları, dönemin politikacılarıyla ilişkisi, dönemin edebiyat dünyasında algılanış biçimi Sezai Karakoç’un gözünden metinlere yansıtılır.