Sosyal Medya

Sezai Karakoç'un Necip Fazıl'ı anlattığı hatıralar

NECİP FAZIL'IN EDEBİ YÖNÜNÜ ÖN PLANA ÇIKARIR

Vücutça oldukça zayıf olan, Ankara'nın yağmurundan ve karından şikâyet eden Karakoç "incecik bir pardösü içinde titreyerek" dolaşmak zorunda kalsa bile üstadının yanına koşar. Meydan Palas ile Osman Yüksek Serdengeçti'nin kitabevi, şairin uğrak yerleri arasındadır.

Karakoç bu ziyaretlerin birinde 1955 yılının Ocak ve Şubat aylarında tek başına çıkardığı Şiir Sanatı isimli sanat ve edebiyat dergisini üstadına takdim eder. Okurla sadece iki defa buluşabilen bu dergi Sezai Karakoç, Cemal Süreya, Gülten Akın, Erdal Öz, Muzaffer Erdost ve Orhan Duru gibi isimlerin ürünlerini içermektedir. "Apaçık bir ret, bir protesto, bir isyan olmamakla birlikte statükoyu kabul etmediği belli olan bir dergi[dir]." Salt şiir ve şiir üstüne yazılara yer verdiği için yankı uyandırır.

Dergi, Necip Fazıl'ın yeni yayımlanan Sonsuzluk Kervanı adlı kitabı üzerinde de durur. Buna ilave olarak Karakoç, gelecek sayılarda söz konusu metni merkeze alan incelemeler yapacağını da not düşmüştür. Karakoç'a göre bu, Necip Fazıl'ın edebiyat ortamında algılanışı hususunda önemsenmesi gereken bir hamledir. Çünkü Nurullah Ataç gibi eleştirmenlerin birçoğu Kısakürek'ten hiç bahsetmemeyi ya da "vebalı bir adammış gibi bahset[meyi]" alışkanlık hâline getirmişlerdi. Bundan dolayı Sonsuzluk Kervanı'nı da görmezden gelmişlerdi. Karakoç'un yazısı bu boykotu kırmayı başarır. Hatta Ataç, kitap üzerine bir eleştiri kaleme alır.

Yine de Şiir Sanatı'ndaki yazı, büyük övgüler içermeyişinden olsa gerek, Necip Fazıl'ı memnun etmeye yetmez. Üstat dergiyi dili dolayısıyla tenkit eder. Ayrıca Karakoç'u teşvik edecek herhangi bir yorum yapmaz. Onun bu tutumu, genç şairin dergisini devam ettirmeyişinde etkin rol oynar.

Toplam 17 / 15. Foto

Karakoç, biyografileri “tarihin atomları” olarak nitelendirir. Diriliş dergisinde kaleme aldığı “Hâtıralar” yazıları hem kendi hayatına hem de etrafındakilerin yaşanmışlıklarına ayna tutar niteliktedir. En önemlisi de “Hâtıralar”, okuyucuya, “Necip Fazıl Bey”, “Necip Fazıl Üstadımız” ve “Üstad” diye seslendiği Necip Fazıl’ı, değişik yönleriyle müşahede etme fırsatını verir. Şairin çektiği fikir çilesi, Büyük Doğu dergisini neşretme çabası, vazgeçemediği alışkanlıkları, dönemin politikacılarıyla ilişkisi, dönemin edebiyat dünyasında algılanış biçimi Sezai Karakoç’un gözünden metinlere yansıtılır.