Sezai Karakoç'un Necip Fazıl'ı anlattığı hatıralar
"BEN BİR ARSLANDIM, BENİ FAREYE ÇEVİRDİNİZ"
Çalışma süreci boyunca Necip Fazıl, Karakoç'u Feneryolu'ndaki köşkte misafir eder. Karakoç köşkün kütüphanesinde uyur, sabah üstadıyla beraber vapurla Sirkeci'ye iner. İkili Nuruosmaniye'deki matbaada yoğun bir şekilde çalışır.
Derginin onuncu sayısını hazırladıkları bir akşam Necip Fazıl bazı yazı ve resimleri sadık yardımcısına gösterir ve bunların tehlikeli olup olmadığı konusundaki fikrini sorar. Eleştiri dozu yüksek olan bu resimlerde dönemin önde gelen siyasetçileri ve patriği samimi bir havada gösterilmektedir. Karakoç, resimlerin tehlike arz edeceğini açık bir şekilde söyler. Bunun üzerine Kısakürek hiddetlenir:
"Derginin bu döneminin onuncu sayısını hazırlarken üstad bana bir gece evde yazıları ve resimleri göstererek sordu: "Sence bir tehlike var mı?" Ben de: "Herhalde dergiyi kapatırlar" dedim. Kapakta bir iskelet, kafatasında kanayan bir ay yıldız, kafanın üstünde bir iskemle ve iskemlenin üstünde de altı köşeli bir yıldız vardı. İçerde de Menderes'le İstanbul valisi F. Kerim Gökyay ve Patrik Atenagoras'ı samimi bir havada gösteren resimler vardı. Daha başka resim altları ve yazıları da göz önünde tutarak böyle söylemiştim. Üstad birden kızgınlıkla "Ben bir arslandım, beni fareye çevirdiniz" dedi."
Necip Fazıl gözü pek, cesur bir mizaca sahipti. Fakat benimsediği düşünceleri yüksek sesle haykırdığı için defalarca hapiste yatmak zorunda kalmıştı. Bu olumsuz durum, onu olduğu kadar dostlarını da üzerdi. Onlar usta şairin hırpalanmasına mani olabilmek için devamlı olarak "itidal" tavsiye etmişlerdi. Karakoç'un dergi malzemesi hakkındaki değerlendirmesi, bu tavsiyeyi hatırlattığı için Kısakürek Karakoç'a sinirlenmişti.
Ertesi gün Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın buyruğu üzerine Büyük Doğu dergileri bütün bayilerden toplatılır. Karakoç, şairin tutuklanacağını düşünerek endişeye kapılır fakat beklenen olmaz. Yalnızca dergi kapatılır.
Toplam 17 / 14. Foto
Karakoç, biyografileri “tarihin atomları” olarak nitelendirir. Diriliş dergisinde kaleme aldığı “Hâtıralar” yazıları hem kendi hayatına hem de etrafındakilerin yaşanmışlıklarına ayna tutar niteliktedir. En önemlisi de “Hâtıralar”, okuyucuya, “Necip Fazıl Bey”, “Necip Fazıl Üstadımız” ve “Üstad” diye seslendiği Necip Fazıl’ı, değişik yönleriyle müşahede etme fırsatını verir. Şairin çektiği fikir çilesi, Büyük Doğu dergisini neşretme çabası, vazgeçemediği alışkanlıkları, dönemin politikacılarıyla ilişkisi, dönemin edebiyat dünyasında algılanış biçimi Sezai Karakoç’un gözünden metinlere yansıtılır.