Anadolu Selçukklu'yu adım adım yıkıma götüren sultan: II. Gıyaseddin Keyhüsrev
8. Moğol istilası ve Anadolu Selçuklu Devleti'nin çöküşü
1242 sonbaharında Anadolu sınırlarına yaklaşan Moğol kumandanı Baycu Noyan, Babai İsyanı dolayısıyla Selçuklular’ın zayıf düşmesini fırsat bilerek kuşattığı Erzurum’u kısa sürede ele geçirip tahrip etti. Sultan Gıyaseddin’in başlayan Moğol istilasına karşı topladığı ordunun öncü birlikleri Kösedağ’da kısa sürede imha edildi ve bunun üzerine başsız kalan Selçuklu ordusu dağıldı ve savaşmaksızın ağır bir hezimete uğradı. Bunun üzerine ordu Anadolu’nun içlerine doğru şuursuzca kaçtı. Keyhusrev’in annesi ve diğer aile fertleri Halep’e giderken Selçuklu vasalı Çukurova Ermeni Prensi Hetum tarafından yakalanıp Moğollar’a teslim edildiler; öteki Türk kafileleri de yine Ermeniler tarafından saldırıya uğrayarak yağmalanıp soyuldular.
Toplam 9 / 8. Foto
II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in saltanatı döneminde başlayan Türkiye Selçuklu Devleti’nin çözülme süreci, Keyhüsrev’in yönetim kabiliyetinin sınırlı olması ve keyfe düşkünlüğüyle direkt ilişkilidir. Devlet mekanizmasını kontrol altına alamaması sonucu oluşan otorite boşluğunu fırsat bilen Sadeddin Köpek’in iktidarı ele alma çabaları iç siyasette ciddi sorunlara yol açtı. Ekonomik ve siyasi olumsuzluklar ile birlikte halka yüklenen ağır vergilerden dolayı hoş olmayan yansımalar meydana geldi. Bu süreç Selçuklu Devleti’nin önünü alamadığı ve otoriter imajını zedeleyen Babaî isyanının çıkmasına neden oldu. Bu ayaklanma sonucu dış politikada güçsüz imajının oluşması ise Anadolu’ya gözünü diken Moğolların iştahını kabarttı. Yıkılmaya evrilen bu süreç Türkiye Selçuklu Devleti’nin kaderini belirleyen ve Moğollara karşı gerçekleşen Kösedağ Savaşı’nı doğurdu.