Anadolu Selçukklu'yu adım adım yıkıma götüren sultan: II. Gıyaseddin Keyhüsrev
7. Kaçınılmaz sonun antremanı: Babai İsyanı
Devletin içerisinde bulunduğu çeşitli sıkıntılardan dolayı baş gösteren ekonomik sorunlar, göçebe Türkmenleri daha da fakirleştirdi. Bu zaaf sonucu göçebe Türkmenleri etrafında toplayan Baba İlyas, II. Keyhüsrev’in bozuk idaresine karşı halkı ayaklanmaya davet ediyordu. Konar-göçer hayat yaşayan halk Baba İlyas ve Baba İshak gibi Türkmen babalarının propagandalarına kolayca kanıyorlardı. İnsanlar Keyhüsrev yönetimindeki devletin bozulan iktisadi yapısından dolayı bir mehdi arıyorlardı. Baba Resul’ün propagandalarında bulunduğu vaadler arayışta bulunan sözde mehdiyi işaret ediyordu. Kötü hayat şartlarını değiştirmek ve siyasi iktidarı ele geçirerek devlete bizzat sahip olmak isteyen kitle ayaklandı ve Babai İsyanı patlak verdi. Bu isyan her ne kadar bastırılmış olsa da Anadolu Selçuklu Devleti’nin zafiyetini ortaya çıkarttı ve Moğol istilasına hazır hale getirdi.
Toplam 9 / 7. Foto
II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in saltanatı döneminde başlayan Türkiye Selçuklu Devleti’nin çözülme süreci, Keyhüsrev’in yönetim kabiliyetinin sınırlı olması ve keyfe düşkünlüğüyle direkt ilişkilidir. Devlet mekanizmasını kontrol altına alamaması sonucu oluşan otorite boşluğunu fırsat bilen Sadeddin Köpek’in iktidarı ele alma çabaları iç siyasette ciddi sorunlara yol açtı. Ekonomik ve siyasi olumsuzluklar ile birlikte halka yüklenen ağır vergilerden dolayı hoş olmayan yansımalar meydana geldi. Bu süreç Selçuklu Devleti’nin önünü alamadığı ve otoriter imajını zedeleyen Babaî isyanının çıkmasına neden oldu. Bu ayaklanma sonucu dış politikada güçsüz imajının oluşması ise Anadolu’ya gözünü diken Moğolların iştahını kabarttı. Yıkılmaya evrilen bu süreç Türkiye Selçuklu Devleti’nin kaderini belirleyen ve Moğollara karşı gerçekleşen Kösedağ Savaşı’nı doğurdu.