Osmanlı Ordusunun ölümden korkmayan fedaileri: Deliler Ocağı
4. Adlarına yaraşır şekilde giyinirlerdi
Deli adıyla anılan bir savaş birliğindeki askerlerin normal giyinmesi elbette ki beklenemezdi. Görünüşleriyle bırakın düşmanı dosta dahi korku salan bu birlik mensubu kişiler, vücutlarını özellikle leopar ve çeşitli derilerden bir üstlük ile sararlardı. Bindikleri atları ise kendileri kadar dehşet verici hale getirilip, başından kuyruklarına kadar devasa hayvan derileriyle kaplanırdı. Bu Deli atların kuyrukları ise parlak ve dikkat çekici renklerle boyanırdı. Sarık ve miğfer gibi askerin mutlaka kullanması gereken koruma giysilerinin yerine başlarına her yeri alacalı ve her yeri garip tüylerle kaplı kalpaklar kullanırlardı. Kanatlarını açmış kartalın görüntüsünü veren tüyler, hafif ve küçük kalkanlarını da süslüyordu. Cesaretin doruklarında gezen Deliler, sadece mızrak ve kılıç taşıyorlardı. Savunmaymış, kalkanmış hiç önemsemeden sadece hücumu düşünüyorlardı. Gelen darbelerden kendilerini korumak için ne cebeleri, ne de bacak zırhları vardı, mahmuzları ise pırıl pırıl parlardı.
Toplam 6 / 4. Foto
Yalnızca yiğitlik, korkusuzluk ve savaş sırasındaki önemli mücadeleleriyle değil, giyimleri, savaş tarzları ve üstlendikleri misyonla da Türk askeri tarihinin en ilginç ve en korkunç görünümlü askeri yapılanması olan “Deliler” 15. yüzyılın sonlarından itibaren ortaya çıkan çılgın bir birlik olarak karşımızda durmaktadır. Tabiri caizse yalnızca düşmana değil dosta dahi korku salan bu askeri zümreyi birlikte tanıyalım.