Sosyal Medya

Kudüs'ün kaderini değiştiren 4 suikast

2- KRAL FAYSAL SUİKASTİ Riyad, 25 Mart 1975 Suudi Arabistan?da, 1953?te kurucu kral Abdülaziz?in ölümüyle yerine geçen en büyük oğlu Suud, kısa zamanda müsrifliği ve İslâm ahlakıyla bağdaşmayan tavırlarıyla ülkede büyük tepki toplamıştı. 11 yıllık iktidarının sonunda, 1964?te kardeşi Veliahd Prens Faysal, ulemanın fetvası ve Suudi ailesinin oluruyla Kral Suudu tahtından indirerek ülkenin yönetimini eline aldı. Kral Faysal, İslâmi hassasiyetleri, İslâm dünyasının meselelerine ciddiyetle eğilmesi, kadın haklarına verdiği önem ve petrol gelirlerinin vatandaşların yararına kullanılmasını sağlaması gibi özellikleriyle, çok sevilen bir yönetici oldu. 1973te Mısır İsraile savaş açtığında, onun en büyük destekçilerinden biri Suudi Arabistandı. Tarihe ?Yom Kippur? adıyla geçen savaşta Mısır orduları ilerleme sağlamasına rağmen, ABD ve Batılı ülkelerin Arapları ateşkese zorlaması, Kral Faysalı öfkelendirmişti. Uluslararası toplum, savaş sonrasındaki müzakere döneminde de Arapların İsrail?le ilgili taleplerini ciddiye almayınca, Faysal kimsenin beklemediği bir tavır alarak, İsrail?in destekçisi Batılı ülkelere petrol ambargosu başlattı. 1974te yaşanan derin ekonomik krizle kendisini gösteren ambargo, o tarihe kadar hiçbir Körfez ülkesi liderinin cesaret edemediği bir adımdı. ABD ve diğer Batılı ülkeleri ciddi bir krize sürükleyen ambargodan sadece bir yıl sonra, 25 Mart 1975 günü, Kral Faysal, Riyad?daki sarayında bir bayram kabulü sırasında yeğeni Faysal Bin Musaid tarafından yakın mesafeden vurularak öldürüldü. Bu olaydan çıkarılan ders şu oldu: Filistin meselesinde, İsraile karşı açıktan tavır almanın cezası ölümdür. Bir Arap yöneticisi, hele de petrolü silah olarak kullanmaya kalkışırsa, en mahrem yerde yani kendi sarayında, en yakını tarafından öldürülebilir. Petrol zengini ülkelerin yöneticileri, hâlâ bu trajik mesajın ağırlığı altında ezilmekte, Faysal suikastının yarattığı travmadan çıkamamaktadır.

Toplam 4 / 2. Foto

Ortadoğu’nun geçtiğimiz yüzyılında, hepsi de doğrudan Kudüs’le bağlantılı, 4 önemli suikast gerçekleştirildi. Bölgenin 4 karizmatik ve etkili liderinin sahneden çekilmesiyle sonuçlanan bu suikastlar, Filistin sorununun bütün taraflarını, farklı amaç ve şekillerde politikalarını gözden geçirmeye zorladı. Etkileri ve yarattığı şoklar günümüzde hâlâ bütün sıcaklığıyla hissedilen bu olaylar, Kudüs konusunda Arapların da Yahudilerin de attığı ve de at(a)madığı bütün adımları büyük ölçüde açıklamaktadır. Şimdi, kronolojik sırayla bu suikastları, bölgemize etkilerini ve Ortadoğu ülkelerinin Filistin politikalarında yarattığı değişimleri inceleyelim.