Türk ve dünya edebiyatından sofralar...
Bir Avuç Saçma, Refik Halid Karay: Kar ve Kış bölümünde Karay, kış yemeklerini anlatır. 'Kış yemekleri arasında midye ve balık dolmalarının da mühim bir mevkii vardı; fırında kefal pilakisi, nohutlu işkembe yahnisi, çerkestavuğu, paça, yoğurtlu kebap da ağır yemekler meyanında sayıldığından, bunlara sıra geldiğini ancak kar veya karayel ihtar ederdi. O devirde her şey para, hükûmet, memuriyet sabitti. Kar insanın gönlüne korku değil, midesine iştiha verirdi ve bu itibarla evlerde ziyafetler birbirini velyederdi. Bilhassa gece topluluğu rağbet bulurdu. Gece topluluğu demek, biraz da sıcak leblebi ile âlâ Vefa bozası içmek demekti.'
Toplam 19 / 4. Foto
Roman sayfalarını süsleyen sofralar, hayatın aynasıdır. İçinden çıktığı toplumu yansıtır. Türk edebiyatında yeme-içme kültürüne baktığınızda, Osmanlı sonrası ve günümüz toplum yapısını görürsünüz. Fakat konu üzerine fikir beyan ederken, Kemal'in Ahmet Hamdi Tanpınar'a söylediği şu sözü unutmamalısınız: “Bizim medeniyetimiz, pilav ve mesnevi medeniyetidir.'