Dilimizden düşmeyen deyimlerin birbirinden ilginç hikayeleri!
1. Ağzınla kuş tutsan nafileGünlük hayatta sıkça kullandığımız bu deyimin kökeni Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. Fransa'yla iyi ilişkilerin kurulduğu bir dönemde İstanbul'a gelen Fransa elçisi, Topkapı Sarayı'nda padişahın huzuruna kabul edilmeyi beklediği sırada işinin acele olduğunu, bir an önce padişahla görüştürülmesi gerektiğini söyleyince şu cevabı alır: 'Şevketli padişahımız bugün çok hiddetli. Biraz önce külahından tavşanlar çıkaran, alev alev yanan çubukları ağzında söndüren, havaya uçurduğu kuşu birkaç sözüyle geri döndürüp ağzıyla ayaklarından yakalayan hünerli bir hokkabazı dahi huzurundan kovdu. Senin anlayacağın, ağzınla kuş tutsan nafile, ama yine de büyük bir hünerin varsa söyle, zat-ı şahaneye arz edeyim.'
Toplam 13 / 2. Foto
Deyimler, hayatımızın hemen hemen her alanında kullandığımız ifade biçimleri olarak varlık gösterirler. Bir tür tanım gibi duran çoğu deyim, kalıp olarak birbirinin benzeri olaylar karşısında yaşanan olayları ifade eder ya da tanımlar. Söz konusu deyimlerin elbette ki bir geçmişi, tarihi vardır.İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Çilem Tercüman tarafından “İstanbul'un 100 Deyimi' adıyla derlenen kitap, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ. tarafından yayımlandı. Kitap, günümüzde kullanmaya devam ettiğimiz pek çok deyimin hikayesini ele alarak ilerliyor.