Fotoğraflarla Türkiye'nin ilk göç hikayeleri
(Tuba Aydemir\'in babası: \"Kitaplarımız, kaset çalarımız hazır... Dersimiz Almanca!\") Aydemir, BBC Türkçe\'ye ailesinin nasıl göç ettiğini ise şöyle anlatıyor: \"Babam Kayseri\'den göç etmiş Münih\'e, 1974\'de. Bizim köyümüzden göç etmeyen kimse kalmamış, şu an köy boş diyebilirim. İşsizliğin yoğun olduğu bir dönem. Babamdan önce amcam göç etmiş. Toplamda iki erkek altı kız kardeşler, iki erkek aileyi destekliyor Almanya\'dan. Nereye gittiklerini bilmedikleri için çok zorlanmışlar. Biz şu anda dünyadan haberdarız ama onlar köylü çocuklar, okumamış çocuklar. İşaret diliyle ekmek aldıklarını anlatırlar.\"
Toplam 18 / 7. Foto
"Bavul bir göçmenin geri dönüş umududur. Onu yatağın altına ya da bir depoya koymayız. Hep gözümüzün önünde olur ki umudumuzu canlı tutsun." "Adı şudur, şu fabrikanın işçisidir, adresi de budur diye yazıp yakamıza astılar. Gümrükte kaybolacak eşya gibi indirdiler Viyana'ya..." "Göçmenlik bir 'buğulu cam' halidir. Ne sen dışarısını net olarak görebilirsin, ne de sana dışarıdan bakanlar içini tam olarak görebilir." "Biz eşimize mektup yazamazdık. Anne babamıza yazar, herkes iyi mi diye sorardık. Onlar da herkes iyi, sana da çok selamı var diye yazardı." Twitter'da önüme düşen birkaç satır ve bir fotoğraf... Sonra bir fotoğraf, bir fotoğraf daha... Hesabın farklı iletilerinde dolaştıkça uzun uzun daldığım siyah beyaz kareler, sadece 140 karaktere sıkıştırılmış olmasına rağmen duygu yoğunluğu satırları aşıp yüreğinizin derinine işleyen hikâyeler... Türkiye'den göçenlerin, göçüp başka memleketlerde kalanların, kısa bir süreliğine gidip hemen dönmek istediği halde bir ömrü gurbette geçirenlerin hikâyeleri... 'DiasporaTürk' adındaki Twitter ve Instagram hesapları, Türkiye'den Avrupa'ya giden milyonlarca göçmenin hikâyelerine fotoğraflar eşliğinde bir selam duruşu gerçekleştiriyor.