Güncel
Davutoğlu: 6-7 Ekim olayları isyan davetiydi
Başbakan Davutoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ı iki ayrı kimlikli olmakla suçladı, "1 Ekim’deki Selahattin Demirtaş ile 6 Ekim’deki Selahattin Demirtaş, iki ayrı kimliktir. 6-7 Ekim olaylarında yaptıkları şey, bir isyan davetiydi" dedi.
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, Mardin Åžehir Müzesi'nde, TRT "BaÅŸbakan ile Özel Yayın" programında, gündeme iliÅŸkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ‘ın "KeÅŸke Hakkari’deki havalimanının açılışında biz de olsaydık" ifadesini kullandığını belirten DavutoÄŸlu, “DemirtaÅŸ, keÅŸke bu psikolojiyi ve bu dili her zaman kullansa” diye konuÅŸtu. DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:
“Beni, Selahattin DemirtaÅŸ ile ilgili sükutu hayale uÄŸratan husus ÅŸu; Selahattin Bey ve onun temsil ettiÄŸi siyasi yaklaşımda, ÅŸizofrenik demeyeyim, o anlamda tıbbi bir ÅŸeyle kullanmıyorum ama çok da klasikleÅŸmiÅŸ psikolojide, ‘divided self’ Ä°ngilizce'sini söyleyeyim, yani parçalanmış benlik. Parçalanmış benlik, yani bir baktığınızda ÅŸöyle görünür, bir baktığınızda böyle görünür. Åžimdi parçalanmış benlik gibi egoya sahip olan bir kimliÄŸin iÅŸaretlerini görüyorum Selahattin DemirtaÅŸ’ta.”
"6-7 Ekim olaylarında yaptıkları şey bir isyan davetiydi"
DavutoÄŸlu, DemirtaÅŸ’ı, 1 Ekim’de, BaÅŸbakanlık makamında kabul ettiÄŸini, bu kabulün de bir mesaj olduÄŸunu ifade ederek, ÅŸöyle devam etti:
“1 Ekim’deki Selahattin DemirtaÅŸ ile 6 Ekim’deki Selahattin DemirtaÅŸ, iki ayrı kimliktir. Ben karşımda bir kimlikli kiÅŸileri muhatap olarak görmek isterim. AnlaÅŸamazsak da bir kimlikte olsun. Ama bir anda kimlik deÄŸiÅŸtirdiÄŸi zaman kiÅŸiler, o andan itibaren muhatap olma niteliÄŸini kaybetmeye baÅŸlarlar ya da muhatap olsa bile gerçek bir iletiÅŸim olmaz. Åžimdi 6 Ekim’de gencecik çocukları sokaÄŸa döken ve Kobani olayları üzerinden haksız bir ÅŸekilde Türkiye’yi suçlayan bir yaklaşımla Türkiyelilik yan yana durur mu? 6-7 Ekim olaylarında yaptıkları ÅŸey açık söyleyeyim, bir isyan davetiydi. Åžimdi de bir bakıyorsunuz Kadıköy’de 1 Ekim’deki benimle konuÅŸan DemirtaÅŸ gibi konuÅŸuyor, buralara geldiÄŸinde veya AK Parti’ye saldırmak icap ettiÄŸinde, 6 Ekim’deki DemirtaÅŸ gibi konuÅŸuyor”
“Terör örgütüyle iliÅŸkisini kessin de diyor musunuz” sorusunu yanıtlayan DavutoÄŸlu, “Onu kastediyorum. SöylediÄŸim ÅŸey açık” ifadesini kullandı.
"Herkesin çift kimlikleri bırakması lazım"
DemirtaÅŸ’ın, “barajı geçemezsek sivil itaatsizlik” ifadesini kullandığını söyleyen DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:
“Peki, biz ÅŸunu diyor muyuz; iktidar olmazsak sivil itaatsizlik ya da biz 2002’de dedik mi, ‘bu hareketin Genel BaÅŸkanı, Kurucu Genel BaÅŸkanı yasaklandı, eÄŸer bir ÅŸey olursa, sivil itaatsizlik yaparız’ dedik mi? Partimiz kapatılma sürecine girdi, 2008’de, dedik mi? 28 Åžubat’ta, hepimiz zulüm gördük, halkı isyana teÅŸvik ettik mi? TürkiyelileÅŸmek, bu topraÄŸa ait olma hissini yaÅŸamaktır. HDP’nin bu konuda biraz daha yol alması lazım. Allah’ın izniyle kazanacağız ama diyelim ki herhangi bir tercih olursa, milletimizin tercihine saygı duyarız, yolumuza devam ederiz fakat önemli olan ÅŸu; herkesin çifte kimlikleri bırakması lazım ve Türkiyelilikten ne anladığımızı hepimizin ortaya koyması lazım."
"Kendi bildiÄŸimiz yolda devam ederiz"
Çözüm sürecinde HDP'nin tutumuna bakmayacaklarını vurgulayan BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "Nasıl 'Kürtleri, HDP temsil etmiyor' diyorsam, çözüm süreci de bizim malımızdır, milletin malıdır. HDP eÄŸer beraber bu konuya katkıda bulunmak isterse bulunur. Bulunmazsa biz kendi bildiÄŸimiz yolda devam ederiz" diye konuÅŸtu.
DavutoÄŸlu, katkıda bulunmanın yolunun ise HDP'nin ÅŸiddetle arasına demir perde gibi bir ÅŸey koyması olduÄŸunu söyledi.
"Kapalı toplantı salonlarında, lüks otel salonlarında ya da rahat miting meydanlarında 'ÅŸiddete karşıyım' demek yetmez" deÄŸerlendirmesinde bulunan BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, ÅŸu açıklamaları yaptı:
"Åžu anda hala daÄŸlarda bir takım ÅŸiddet unsurları, AÄŸrı Diyadin'de olduÄŸu gibi ÅŸehre inip, köye inip baskı yapabilecek durumdalarsa... Biz biliyoruz kimin nerede olduÄŸunu. Sayılarıyla biliyoruz, bunun gereÄŸini de yaparız. Yani her hangi bir ÅŸekilde teröre yönelirlerse bunun karşılığını vermek bir devlet olmanın gereÄŸidir. Ne olur? Yine birçok annenin gözyaşı dökülür bu topraklara. Biz bunu istemeyiz. Bunu istemediÄŸimiz için gereÄŸini yaparız. GereÄŸi HDP için nedir? HDP için gereÄŸi, 'silahları bırakın' çaÄŸrısını yapmaktır. 'Artık bu ülkede silaha yer yok.' Bu çaÄŸrıyı yapması ve meÅŸru siyaset içinde yer almasıdır."
"Deklarasyonun anlamı yok"
Çözüm Süreci'ni HDP ile baÅŸlatmadıklarına dikkati çeken DavutoÄŸlu, sürecin kendi iradeleriyle aldıkları kararlarla buraya geldiÄŸini, bunun vatandaÅŸlara duydukları saygıdan dolayı olduÄŸunu ifade etti.
DavutoÄŸlu, Çözüm Süreci'nin daha sonraki aÅŸamasında nihai olanın silahların bırakılması olduÄŸuna iÅŸaret ederek, "Åžimdi Türkiye'de silahı, terörü meÅŸru kılan ne var? Bir grup aydının deklarasyonu oldu, çoÄŸuda tanıdığım isimler. HDP'ye destek beyanında bulundular, bulunabilirler, siyasi tercihlerini ifade edebilirler. Ama beni üzen taraf ÅŸu, bu isimlerin özgürlükçülük ve barış adına bu açıklamayı yaptıklarını ifade ederken dönüp HDP'ye, PKK'ya ÅŸiddeti bırakın demokrasilerde terör olmaz, silah olmaz dememeleri, diyememeleri. O zaman o yaptıkları deklarasyonun bir kıymeti harbiyesi yok. Çünkü meseleleri bir ÅŸey inÅŸa etmek deÄŸil, bir ÅŸeyi yıkmak. AK Parti yıkılsın da ne olursa olsun gibi düÅŸünen bir çevre var" ifadesini kullandı.
AK Parti'ye yapılan saldırıların olduÄŸunu, ellerinde PKK'nın muhtarlara gönderdiÄŸi tehdit mektupları bulunduÄŸunu belirten DavutoÄŸlu, oy konusunda da köylerin tehdit edildiÄŸini bildirdi.
Korkudan ÅŸikayet beyanında bulunmayan ama resmi beyanda bulunmadan söylenenler olduÄŸuna deÄŸinen DavutoÄŸlu, "Bunları görmeyeceksiniz, AK Parti'nin Milletvekili adayı Burhan Kayatürk'ün açık bir ÅŸekilde otobüsüne saldırıp yaralanmasını, Yasin Aktay'ın saldırıya uÄŸramasını, bölgede esen terörü görmeyeceksiniz AK Parti'ye dönük olarak deklarasyonda bulunacaksınız, bunlar üzücü" görüÅŸünü paylaÅŸtı.
"Vatandaşımızın tehdit altında yaşamasını kabullenemeyiz"
Tedbirlerin alınabilmesi için vatandaşın da cesaretle gelip "ÅŸu kiÅŸi bana ÅŸu tehditte bulundu" diyebilmesinin gerekliliÄŸini dile getiren DavutoÄŸlu, "Öyle bir psikolojik mahalle baskısı oluÅŸturuluyor ki bu genel bir uygulama olarak yaygınlaşır ama hukuki bir sürece dönüÅŸemeyebilir" dedi.
DavutoÄŸlu, bir ilde tabanı kuvvetli, önemli bir topluluÄŸun önderinin yanına gelerek, kendilerine birtakım baskıların yapıldığını belirtmesi üzerine valiye talimat verdiÄŸini ifade ederek, ÅŸunları kaydetti:
"(Seçim süreci falan önemli deÄŸil. GereÄŸi anında yapılacak) dedim. Her ÅŸeyi göze alırız, bir tek vatandaşımızın tehdit altında yaÅŸamasını kabullenemeyiz. Aba altından sopa göstererek; 'ya Meclis'e ÅŸu kadar güçle geliriz' ama geldiÄŸinde de bakın 'silahı bırakırım' demiyor. GeldiÄŸinde; 'Ben Meclis'e barajı aşıp gelirsem PKK da dahil hepsi silahı bırakacak, artık bizim silahla iÅŸimiz yok, biz Meclis'te mücadele edeceÄŸiz' dese biz onlarla yine siyasi mücadele yaparız. Daha vahimi ÅŸu; 'Ben Meclis'e gelsem de silahı orada tutacağım' diyor. Silahı orada tuttun mu Meclis'teki mevcudiyetinin anlamı ne oluyor? Silah üzerinden elde edeceÄŸi hesabı ne ise onu Meclis'te ikisini bir arada denkleÅŸtirmek. Böyle bir demokrasiden bahsedilebilir mi? Bu, özgürlük içinde deÄŸerlendirilebilir mi? Hangi liberal felsefede 'bir tarafta silah tutulup diÄŸer tarafta oy istenir' diye bir yaklaşımı var? Türkiye'de kime ne baskı var ÅŸu anda? Kim asimilasyoncu politikalara maruz kalıyor? Zaten öyle bir devlet olsa seçim olmaz, HDP kurulmaz, HDP de Meclis'e gireceÄŸim diye uÄŸraÅŸamaz. Bunlar serbest iken silaha niye ihtiyaç hissediyor? Silahı bırakın her ÅŸeyi konuÅŸuruz, anayasayı da her ÅŸeyi de.”
Mardin'deki programı kapsamında Kasimiye Medresesi'nde Kürtçe, Arapça ve Türkçe Mevlid-i Åžerif dinlediÄŸini belirten DavutoÄŸlu, Kürtçe Mevlid-i Åžerif'in de Kültür ve Turizm Bakanlığınca basıldığını ve bugün dağıtıldığını söyledi.
Kaynak: TRT
Henüz yorum yapılmamış.