Sosyal Medya

Güncel

Erdoğan: Dolmabahçe'deki o kare yanlış bir kareydi

Cumhurbaşkanı Erdoğan NTV'de çözüm sürecinin gidişatını değerlendirdi. Dolmabahçe'deki hükümet yetkilileri ve HDP'lilerin Dolmabahçe'deki ortak açıklaması hakkında "Dolmabahçe'de ben o karenin içinde yer almayı hükümet için doğru bulmadım" dedi. İzleme komitesine karşı çıkma nedenini de "Zaten izleme komitemiz var, MİT şu an o işi yapıyor" sözleriyle açıkladı.



CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, NTV'de canlı yayında gündeme iliÅŸkin soruları yanıtladı.

Çözüm Süreci'nde ÅŸu anki aÅŸamanın ne olduÄŸu, frene basılıp basılmadığı yönündeki soru üzerine CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Frene basmış olsak, herhalde biz bugün Hakkari'de olmazdık. Frene basmış olsak herhalde Batman, Mardin, Siirt, Van'da olmazdım. Buralara gidiyoruz. Sayın BaÅŸbakan zaten tamamını dolaşıyor. Kaldı ki bu sürecin sahibi, ta baÅŸbakanlığım dönemimde baÅŸladı, baÅŸlatan biziz" dedi. 

Çözüm Süreci'ne, "demokratik açılım"la baÅŸladıklarını anlatan ErdoÄŸan, daha sonra "Milli Birlik ve KardeÅŸlik" projesi diyerek devam ettiklerini, üçüncü olarak da "Çözüm Süreci" adının verildiÄŸini, bu yönde devam ettiklerini ifade etti. 

"Frene basmak" diye bir ÅŸeyin söz konusu olmadığını söyleyen ErdoÄŸan, "Fakat Çözüm Süreci'ni inkıtaya uÄŸratma gayreti içine girenler olursa o zaman tabii ki hükümetle oturacağız, tüm bunları B planı ne olabilir, C planımız ne olabilir, bunları da konuÅŸacağız tabii ki. Çünkü bu iÅŸi çözmek durumundayız, halletmek durumundayız" ifadelerini kullandı.

"Bana göre o kare, yanlış bir kareydi"

"Dolmabahçe ve Ä°zleme Komitesi olaylarına da karşı çıktınız. Kaygılarınız neydi Sayın CumhurbaÅŸkanı?" sorusuna karşılık CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ÅŸu ifadelere yer verdi:

"Dolmabahçe ile ilgili olarak orada, o kiÅŸilerle, bir karenin içerisinde yer almayı, hükümetimiz için doÄŸru bulmadım. Bana göre o kare, yanlış bir kareydi. Nitekim o karenin içinde olanlardan bir tanesi, dün akÅŸam milletvekillerimizden bir tanesine, telefonla baÄŸlanıyor, AK Partili milletvekiline 'konuÅŸma lan' diyor. Bunlarla görüÅŸme yapacaksınız, bu görüÅŸmeleri yapın. Ama kalkıp da bunlarla aynı kare içerisinde yer almayı doÄŸru bulmuyorum. Bulmadım. Benim dönemimde de bu tür görüÅŸmeler olmuÅŸtur. Ama hiçbirisinde asla bir fotoÄŸraf karesi olmamıştır.

 

Dolmabahçe'deki mutabakata Ä°mralı heyeti, Ä°çiÅŸleri Bakanı ile BaÅŸbakan Yardımcısı ve Koordinatör AkdoÄŸan katılmıştı.
[FotoÄŸraf:AA -ArÅŸiv]

 

"Bizim, izleme komitesi yok' diye bir ÅŸey yok"

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Çözüm Süreci kapsamında izleme komitesi kurulmasına yönelik çalışmalara iliÅŸkin de ÅŸu deÄŸerlendirmede bulundu:

"Çözüm Süreci'ndeki 'izleme komitesine' iliÅŸkin de gelince. Ne demek 'izleme komitesi' ya. Bu ülkede 'izleme komitesi' devlet, kendi birimleriyle bunu yapar, onunla izler, dışarıdan sipariÅŸ kiÅŸilerle bunun izlemesi yapılmaz. Akil Ä°nsanları kuran benim. BaÅŸlattık, yürüttük. SaÄŸ olsunlar hepsi tüm Anadolu'yu dolaÅŸtılar. Bize bilgileri verdiler. Ama ondan sonra kalkıp da 'Biz onların içinden ÅŸunları ÅŸunları seçelim. Onlardan bir izleme komitesi...' Olmaz böyle bir ÅŸey. O zaman siz kendinizi inkar edersiniz. Devlet kendi varlığından vazgeçer. Bizim DışiÅŸleri Bakanlığımız var Ä°çiÅŸleri Bakanlığımız var, öbür tarafta Milli Ä°stihbarat TeÅŸkilatımız var, emniyet teÅŸkilatımız var. Bütün bunların görev alanların içinde bu. Buralardan oluÅŸturulacak olan komiteyle bu iÅŸler yapılabilir. Ta ki bu iÅŸ zaten ÅŸu anda da yapılıyor. 'Bizim, 'izleme komitesi yok' diye bir ÅŸey yok. Åžu anda 'izleme komitemiz' var zaten. MÄ°T ne iÅŸe yarar. MÄ°T ÅŸu anda onu yapıyor zaten. Bunun yanında bütün bilgileri MÄ°T kiminle paylaşıyor? Benimle paylaşıyor, BaÅŸbakan'la paylaşıyor, emniyet teÅŸkilatıyla paylaşıyor, hepsiyle paylaşıyor. Bunu böyle yürütüyoruz."

"Çözüm Süreci dediÄŸimiz konu, bizim ortaya koyduÄŸumuz bir süreçtir"

"HDP'ye çok ağır eleÅŸtiriler yöneltiyorsunuz" denilmesi üzerine, ErdoÄŸan, "Nedir benim yönelttiÄŸim ağır eleÅŸtiri?" diye sordu.

ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Yani kusura bakmayın ÅŸimdi. Kalkıp da siz milleti 6,7,8 Ekim'de sokaÄŸa dökeceksiniz. SokaÄŸa davet eden kimdi? O deÄŸil miydi? SokaÄŸa döktükten sonra 50 kiÅŸi ölecek. Bu nedir? Kan deÄŸil mi? Başında olduÄŸu partinin belediyesi musluklarından kan akıtacak, bu kan deÄŸil mi? Allah aÅŸkına, burada herkes bu milletin evlatları olarak nerede durması gerektiÄŸini belirlemesi lazım. Burada ÅŸu veya bu, yalpalama kaldırmaz bu iÅŸi. Burada biz, bu vatandan yana mı olacağız, bu milletten yana mı olacağız, yoksa musluklardan kan akıtanlardan yana mı olacağız? 50 kiÅŸinin ölümüne neden olanlardan, beÅŸinci kattan o Yasin'i atıp onu öldürenlerden yana mı olacağız? Et dağıtıyor yahu bu çocuk, henüz 15 yaşında. Åžimdi bunları ortaya getirdiÄŸimiz zaman biz sert oluyoruz. Bizi tehdit edenler, ailemizi tehdit edenler, bütün bunlar çok yumuÅŸak oluyor. Ama kanlı iÅŸte. 50 kiÅŸi ölmüÅŸ, bunun 'lam'ı, 'cim'i yok ki. Tayyip ErdoÄŸan'dan böyle bir ÅŸey duydunuz mu, böyle bir çaÄŸrı duydunuz mu, böyle bir davet duydunuz mu? Çözüm Süreci dediÄŸimiz konu, bizim ortaya koyduÄŸumuz bir süreçtir. Bu devam ediyor, devam edecek. Ama nasıl devam edecek? Bunlar, bu iÅŸin kurallarına uydukları sürece. Uymadılar mı kurallara? O zaman devletin görevi nedir? GereÄŸini yapmak deÄŸil mi? Elbette gereÄŸini yapacaktır."

ErdoÄŸan, "Ä°mralı" ile temas olup olmadığına iliÅŸkin soru üzerine, "Oldu mu, olmadı mı bilmiyorum. Olsa zaten gelir. Bu konuyla ilgili olarak da zaten hükümet, MÄ°T ile bu süreci sürdürüyor ve sürdürmeye edecektir. Gerekli oluÄŸu zaman MÄ°T bunu yapar. Adalet Bakanlığı eÄŸer milletvekillerinin gitmesi gerektiÄŸine inanırsa zaten müsaade eder, bunları gönderir. Bugüne kadar bir sorun olmadı" yanıtını verdi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Kürt kökenli vatandaÅŸların Çözüm Süreci'yle ilgili tepkilerine dair soruya ÅŸu yanıtı verdi:

"VatandaÅŸ bir emniyet, güvence olduÄŸu zaman mutlu. Bu ilk adımlar atıldığı anda hava çok çok rahattı. Åžu anda endiÅŸeler var. Nedir endiÅŸeler? Diyorlar ki, 'özellikle sandık güvenliÄŸi olacak mı? Bizi tehdit ediyorlar' diyorlar. Çok manidar. 'Burada baÅŸka bir partiye oy çıkacak olursa, biz ÅŸunu yaparız, bunu yaparız' vesaire. Biz bu konuda çok çok samimiyiz."

"99 kez müdahale oldu, ama açılışı yaptık"

Hakkari'ye yapılan havalanının, bölücü terör örgütü ve arkasındaki zihniyetin engellemeleri nedeniyle 2 yıl gecikmeli açıldığına vurgu yapan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "99 kez müdahale oldu. Ama açılışı yaptık" diye konuÅŸtu. 

ErdoÄŸan, HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ'ın "Sayın ErdoÄŸan, herkesin CumhurbaÅŸkanı olsaydı da Hakkari'ye yapılan havalanının kurdelasını beraber kesseydik" dediÄŸinin hatırlatılması üzerine, "Muhatap almak istemem. Bu ülkenin CumhurbaÅŸkanına önce kullandığı kelimeleri, cümleleri hepsini çok çok iyi bilecek" dedi. 

Ziyaret ettiÄŸi illerde, CHP veya MHP'nin belediye baÅŸkanlarının kendisini karşıladığını, kendisinin de obelediyeleri ziyarete gittiÄŸini anlatan ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Ama ÅŸu anda HDP'nin belediye baÅŸkanlarının beni karşıladığı bir il olmamıştır. Mardin'e, Diyarbakır'a gittim, gelemedi. Niye, daÄŸdan talimat gelmiÅŸ. Bunlar kendi iradeleriyle belediyeyi yönetmiyor ki, bunları daÄŸ yönetiyor. Terör örgütünü arkasına almış oy toplamaya çalışıyor. Bunlar Batı'da farklı, GüneydoÄŸu'da farklı konuÅŸuyor. EÄŸer bu kadar Selahattin Eyyubi havalaanına aşıksa 2 yıldır bu gecikirken milletvekiliydin, niye tehdit edenlerle kalkıp müdahale etmedin. Ä°ÅŸinize geldiÄŸi zaman daÄŸa gidip konuÅŸuyorsunuz, pazarlık yapıyorsunuz. Niye bunu yapmadınız. Bunlar samimi, dürüst deÄŸiller. Bugün, onun oraya gelmesi önemli deÄŸil, onu gönderenlerin oraya gelmesi önemli. Bizim için önemli olan Hakkari halkının oraya gelmesiydi." 

"Van’da musluklardan kan akıyor "

Hakkari ve Yüksekova'da yaptıkları hastane açılışına tehdit edildikleri için vatandaÅŸların katılamadığını aktaran ErdoÄŸan, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Önce bu beyler, bu yaptıkları yanlışları bir düÅŸünsünler. Bunların, bu ülkede, barış, kardeÅŸlik, birlik, beraberlik diye bir dertleri yok. Bunlar bu ülke kendi o kan kokan ideallerini, ideolojilerini gerçekleÅŸtirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ä°ÅŸte Van'da musluklardan kan akıyor. Biz feveran edip, 'ne oluyoruz' deyince öbür hafta Van'daydım, musluklardan ÅŸimdi su akıyor. Musluktan kan akar mı, ama bunların musluklarından akıyor. 6-8 Ekim olaylarında kim sokaÄŸa davet etti herkesi, bu beyefendi deÄŸil mi. 50 kiÅŸi öldü. Yasin Börü'yü 5. kattan attılar. Onu ezerek, çiÄŸneyerek ÅŸehit ettiler. Bunun hesabını nasıl verecek? Yani milletimin bunları görmesi, bilmesi için meydanlardayım. Onun için milletime bunları anlatmak durumundayım ki, Müslüman bir sokulduÄŸu yerden bir daha sokulmaz, sokulmayalım istiyorum." 

"Ä°nlerine girildi"

ErdoÄŸan,  Paralel Yapı'yla mücadeleyle ilgili soruya ÅŸu yanıtı verdi:

"Yargıda olan bir süreç ama hassasiyetle devam ediyor. Bilinen bir ÅŸey var ki sadece KPSS deÄŸil, bütün sınavlarda buna benzer olayların olduÄŸu çok açık ortaya çıktı. Bu konuyla ilgili olarak da olayın kimlerden, nasıl, hangi süre içinde elde edildiÄŸi veya dağıtıldığı. Çünkü bir ailede bakıyorsunuz, karı-koca aynı puanı alabiliyorlar. Ya da birincisinden giriyor çok farklı bir ÅŸey, ama daha sonra çok yüksek puanlar alabiliyorlar. Yargı süreci içinde. Çok ciddi olarak ele alınmış durumda. BaÅŸbakanlığım döneminde de bir ifade kullanmıştım. 'Bunların inlerine gireceÄŸiz' diye. Åžu anda bu iÅŸi bu yönüyle baÅŸarmış vaziyetteyiz. Ä°nlerine girildi. Bir kısmı kaçıp yurtdışına gidiyor. Bölge imamları var, kurum imamları var. Hepsi ÅŸu anda kaçıyor. Kimi Avrupa'nın deÄŸiÅŸik yerlerinde, kimi Orta Asya'da, kimi Pensilvanya'da. Hepsi kaçıyor. Tamam da, nereye kadar kaçacaklar? Biz de Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bunların takipçisiyiz. Bunlar insanımızın, ülkemizin geleceÄŸini çaldılar ve bunu acımasızca yaptılar. Ve bu süreç içinde 'biz bunu ne kadar minimize edersek, o kadar ülkemizin, milletimizin ve insanımızın karı var' diye düÅŸünüyoruz. Åžuanda da bu süreç hızla devam ediyor. Her an her ÅŸey olabilir. Çünkü emniyetin, yargının takipleri var. Dolayısıyla bu çıkacak neticeler de milletimizi daha da ferahlatacaktır. Buraya bir ÅŸey özellikle dikkat ediyoruz. Yeter ki buralarda hukuktan taviz vermeyin, her ÅŸeyinizi hukuk içinde sürdürün. Çünkü hukukun üstünlüÄŸü bizim için önem arz ediyor."

Ä°ki polis için böcek davasında ÅŸikayetini geri almasının nedeni sorulan ErdoÄŸan, "Bu konuda avukatlarım çalışmaları, deÄŸerlendirmeleri yaptılar. Sonra bana aktardılar. Ben de dedim ki 'Sizler bu konuyu bu ÅŸekilde uygun görüyorsanız, çekin'. ArkadaÅŸlar da bunu çektiler" yanıtını verdi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Paralel Devlet Yapılanmasıyla ilgili ana davada tanık olmasına iliÅŸkin bir soruya da "Åžu anda illa benim gitmem gerekiyorsa, ayrı bir konu da. Avukatlarım o iÅŸi zaten görüyorlar" deÄŸerlendirmesinde bulundu.

ErdoÄŸan, Paralel Yapı'nın muhalefetle seçim ittifakı yaptığı iddiasına da ÅŸöyle yanıt verdi:

"O kesin. Åžuanda yaptıkları açıklamalar. Bunların önde gelen isimlerinin yaptığı açıklamalar. Meydanlarla takındıkları tavırlar. Bunların hepsi çok açık, net. Hükümetle ciddi bir cebelleÅŸme içindeler. Durumu açık net, zaten görüyoruz. Hatta ÅŸahsımla ilgili yine aynı ÅŸekilde ÅŸeyleri var. Onlar bunu yaptıkça bizim de eyvallah edecek halimiz yok. Åžuanda mesela bölücü örgütle, Ermeni lobisiyle münasebetleri var. Bunlar açık bilgi olarak bizde var. Hatta belgeye dönüÅŸenleri de var. Diyarbakır Belediyesi'yle ilgili konu artık ayyuka çıkmıştı. BelgelenmiÅŸ bir konuydu. Bunlar bu süreçte farklı bir ÅŸekilde devam ederek, oyların istikametini dahi belirlemiÅŸ durumdalar."

"Yargıyı felç etmiÅŸler"

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Yargıya güven konusunda yapılması gerekenler var mı?" sorusuna iliÅŸkin de ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

"Bu süreç farklı bir süreç. Bir defa bunlar gerçekten yargıyı felç etmiÅŸler. Hükümetimiz dönemi muhakkak ki bizim de az çok eksiklerimiz olmuÅŸ olabilir. Bütün bunların içinde görünen bir gerçek var ki, bunlar hukuk tanımaz bir sürecin maalesef baÅŸlatılmasına neden oldular. Bu süreç içinde bu geliÅŸmeler gerçekten hukukta yeni yeni bazı adımların atılmasının da gereÄŸini ortaya koyuyor. Yani ÅŸimdi yasaların düzenlenmesi veya yeni bir anayasa dememizin altına zaten bu yatıyor. Anayasal noktada sıkıntı olmamış olsa, böyle bir adım atmaya gerek yok. Yeni bir anayasa kurulacak ki, yasaların tazmininde de farklılıklar ortaya çıksın. Bunlara gelince, bunların durumu farklı. Bunlar da iki önemli müessese var. Bir aÄŸabeyler, iki imamlar. Ä°mamlar öndedir, aÄŸabeyler yakın markajdadır. Bunlarla beraber sürüyor bu iÅŸ. Oradaki diyelim ki 'daire baÅŸkanına sorayım' demiyor. 'AÄŸabeye sorayım ya da imama da sorayım' diyor. Ä°mam zaten oranın tamamının sorumlusu. Hele hele bir oradaki teÅŸkilatlanmayı da istedikleri gibi yaptıysalar, mesele yok zaten. Tabi bütün bunlarla beraber vatandaÅŸla olan iliÅŸkilerle her türlü suistimal maalesef ortaya çıktı. Åžimdi bunlar dağıtıldı diyebilirim. Buna doÄŸru gidiliyor. Hukukta taÅŸlar yerli yerine yavaÅŸ yavaÅŸ oturuyor diyebilirim."

"Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yoktur tezinin doÄŸru olduÄŸuna inanmıyorum"

Önümüzdeki süreçte toplanacak Yüksek Askeri Åžura'da Balyoz Davası'nda maÄŸdur olanların durumunun düzelip düzelmeyeceÄŸi sorusu üzerine ErdoÄŸan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin belirli bir ÅŸerait içerisinde çalıştığını, ÅŸartlarının belli olduÄŸunu ve bu ÅŸartlar içerisinde Yüksek Askeri Åžura'ya giderken bunun öncesindeki aylarda da zaten puanlama, puantaj vesairelerinin yapıldığını belirtti.

Balyoz davası ve diÄŸer davalar için yargının kararını verdiÄŸini ifade eden CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Yargının verdiÄŸi karar çerçevesinde zaten atılması gereken adımlarda atılmıştır. Yüksek Askeri Åžura'da ben bu noktada herhangi bir deÄŸiÅŸiklik olacağını zannetmiyorum" dedi.

"Paralel Yapı"nın Türk Silahlı Kuvvetler'e sızdığı ve sayıların verildiÄŸi yönündeki söylemlere yönelik soruya da ErdoÄŸan, "Sayıların verilmesini doÄŸru bulmuyorum ama Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yoktur tezinin doÄŸru olduÄŸuna da inanmıyorum. Çünkü bunların sızmadığı yer yok. Bütün kurumlara sızdılar. Kendilerini kamufle etmesini gayet iyi biliyorlar. Dolayısıyla süre içerisinde zaten bunlar da ortaya çıkacaktır ve çıkıyor. Bu rakamları verenler neye dayanarak veriyor onu bilemiyorum ama yok ifadesini doÄŸru bulmuyorum muhakkak vardır diyorum ama bu ne kadardır, nerededir bu ayrı konu. Onu biraz da zaman gösterecek diye düÅŸünüyorum" yanıtını verdi.

Milli Güvenlik Kurulu'nda, Milli Siyaset Belgesi'ne bu konunun girdiÄŸi ve bunun sonuçlarını kamuoyuna nasıl anlatacakları sorusu üzerine CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ÅŸöyle yanıt verdi:

"Oradaki ifadede ÅŸu hassasiyet çok çok önemli. Milli güvenliÄŸimizi oradaki ifade ulusal güvenliÄŸimizi tehdit eden legal görünümlü illegal örgütler... Bu sadece 'paralel'e ait deÄŸil. Paralel dışındaki örgütler de olabilir. Bütün bunların hepsini kapsayan bir ifadedir. Bu ifade çerçevesinde zaman içerisinde bu tür ÅŸeyler yakalandığı zaman burada Milli Güvenlik Siyaset Belgesi bu iÅŸ için önemli bir belge veya kayıt. Buradan hareketle inanıyorum ki karar mercileri buraya dayanarak kararlarını vereceklerdir. Yoksa bu belge öyle sıradan bir belge deÄŸil. Bu belgede tabi Milli Güvenlik Kurulu teklifini yapıyor, ondan sonra hükümette bununla ilgili olarak Bakanlar Kurulu kararını çıkarıyor ve tebliÄŸ edilmesi gereken her yere de gerekli olarak bu tebliÄŸi yapıyor."

"Her yeri dinlediler"

Usulsüz dinlemelere yönelik davalar kapsamında kriptolu telefonların dinlenmesi yönündeki soruya da CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Çankaya var, Anayasa Mahkemesi var... Ben gene iddialı söylüyorum; Silahlı Kuvvetler var. Her yeri dinlediler. Bu dinlediklerini daha sonra kendileri ÅŸantaj olarak kullandılar. Bakanlıklar var. DışiÅŸleri Bakanımız o zaman Ahmet  beydi, yine Genelkurmay'dan bir arkadaşımız, MÄ°T müsteÅŸarımız hep beraber toplantıdalar; o toplantıyı dinliyorlar. Bunlar bu kadar ileri gittiler. Bunlar tamamen ajanlıktır casusluktur. Bunları yaptılar. Aynı ÅŸekilde bakanlıklarla yapılan görüÅŸmeler... Bunları dinlediler. Bunlar sıradan olaylar deÄŸil" deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Usulsüz dinlemelere yönelik yeni tedbirlerin alınıp alınmadığına iliÅŸkin soruya ise ErdoÄŸan, "Bunu zaman içerisinde göreceÄŸiz. Ne denli hallolduÄŸunu ÅŸuanda kesin bilemem. Åžimdilik iÅŸ güvende gidiyor ama var mı yok mu olaylar sudur ettiÄŸinde bunları göreceÄŸiz"  dedi.

"Ahmet Bey ile uçak için konuÅŸacağım"

ErdoÄŸan, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Mehmet Görmez'in makam otomobiline iliÅŸkin tartışmaların sorulması üzerine, bugün 320-330 bin liralık bir Mercedes'in lüks olarak deÄŸerlendirilip deÄŸerlendirilmeyeceÄŸini sorarak, söz konusu aracın Türkiye'nin Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı makamı tarafından kullanıldığına dikkati çekti. 

Türkiye'nin yüzde 99'unun Müslüman olduÄŸunu anımsatan ErdoÄŸan, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı makamının da tüm Müslümanların itibar makamı olduÄŸunu ifade etti. 

"Böyle bir itibar makamına, bu saygısızlığı yapmak, bu hakareti yapmak, bir defa yenilir yutulur bir ÅŸey deÄŸil" diyen ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Mehmet Görmez Bey sadece Türkiye'nin dini lideri deÄŸildir. Adeta, Ä°slam dünyası içerisinde bu coÄŸrafyanın saygın bir dini lideridir. Olaya buradan bakmak lazım. Ama bunların dinle diyanetle alakası olmadığı için, böyle yaklaşıyorlar. O zaman bana düÅŸen neydi? Ben de dedim ki 'Åžu anda CumhurbaÅŸkanlığı demirbaşında olan, envanterinde olan zırhlı Mercedeslerden bir tanesini tahsis edeceÄŸim. Bunu lütfen kabul edin' dedim ve Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanımıza biz envanterimizdeki zırhlı Mercedeslerden bir tanesini tahsis ettik. Verildi. Åžu anda gönlüm hoÅŸtur. Çünkü o makam buna layık da onun için."

EleÅŸtirenlerin, Hristiyan dünyasına niçin bakmadığını soran ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:

"Vatikan'a niye bakmazlar. Vatikan'da dini liderin, özel uçağı var, özel araçları var, zırhlı araçları var. Niye bunları görmüyorsunuz? Niye bunları düÅŸünmüyorsunuz? Biz sıradan bir ülke miyiz? Vatikan'da yapı bu olacak, bizim dini liderimiz tarifeli uçakla seyahat edecek. Bunlar için çok da önemli deÄŸil ama bizim için önemli. Ben geçenlerde onu da söyledim, Ahmet Bey'le (BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu) onu da konuÅŸacağım. 'Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanımızın yurt dışı seyahatlerinde ÅŸu anda havuzda olan uçaklarımızdan kullanmak suretiyle gitsin. Niçin tarifeli uçakla gitsin.' Oralarda zamana oynuyorsunuz. Bunları görmemiz lazım. Ä°nanın bu lafları atanların, bu saygısızlıkları yapanların, bırakın kendilerinin altında, çocuklarının altında lüks yarış otomobilleri var. Kendilerinin kullandıkları zaten fevkalade."

Başkanlık sistemi tartışmaları

12 yıllık baÅŸbakanlık dönemi ve 9 aylık cumhurbaÅŸkanlığı döneminde bir gerçeÄŸi tespit ettiklerini dile getiren ErdoÄŸan, Türkiye'nin artık bir deÄŸiÅŸimi, dönüÅŸümü yaÅŸamak durumunda olduÄŸunu belirtti.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Dünyada gerek baÅŸkanlık sistemi gerekse parlamenter sistemle idare edilen ülkelere veya Türkiye'nin geçmiÅŸine baktığımızda, geliÅŸmeler bir yere kadar, orada artık patinaj baÅŸlıyor. Patinajı aÅŸabilmek için idari yapılanmada bir deÄŸiÅŸikliÄŸe gidilmesi ÅŸart. Onun için bu seçimlerin milletimiz tarafından gerek benim CumhurbaÅŸkanlığı seçimimde yaÅŸadığımız gibi bu seçimde böyle bir ÅŸeyi yaÅŸamak doÄŸrusu benim beklentilerim içinde. Benim ısrarla sürpriz beklentim diye ifade ettiÄŸim konu bu. Çünkü Türk milleti artık bir karar arifesinde. Bu karar arifesinde de idari bir deÄŸiÅŸimi dönüÅŸümü ortaya koyacak."

Türkiye'nin bu yıl G20 toplantısına ev sahipliÄŸi yapacağını anımsatan ErdoÄŸan, buraya katılan ülkelerin büyük çoÄŸunluÄŸunun baÅŸkanlık sistemiyle yönetildiÄŸine dikkati çekti.

"Liderlerin büyük çoÄŸunluÄŸu savundu"

ErdoÄŸan, Türkiye'nin yakın siyasi tarihine bakıldığında liderlerin büyük çoÄŸunluÄŸunun baÅŸkanlık sistemini hep savunduÄŸunu dile getirdi.

Alparslan TürkeÅŸ'in görüÅŸlerini aktaran ErdoÄŸan, "Rahmetli TürkeÅŸ, 'Güçlü iktidar, güçlü idare için baÅŸkanlık sistemini savunuyoruz. Ä°crayı ikiye bölemeyiz, tek bir baÅŸkan tarafından yönetilmelidir. Her konuda olduÄŸu gibi icranın başında da bütünleÅŸmeci olmalıyız.' Tarih 1978. Ve iki ifade, 'Güçlü iktidar, güçlü idare.' Burada tabi bu Milli Doktrin Dokuz Işık kitabında, sayfa 262. Birçok siyasetçi de bunu zaten kullandılar, ifade ettiler" dedi.

"BaÅŸkanlık için iki aday yarışacak. BaÅŸkalık sistemi raporu hükümetin önünde", "BaÅŸkanlar baÅŸkanlık istiyor" ÅŸeklindeki 1990'lı yıllarda atılan gazete baÅŸlıklarını da okuyan ErdoÄŸan, Muhsin YazıcıoÄŸlu'nun 2002'de "BaÅŸkanlık sistemi ÅŸart" ifadesini kullandığını hatırlattı.

Kendisinin "Türk usulü baÅŸkanlık sistemi" sözlerinin zaman zaman eleÅŸtirildiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, 9. CumhurbaÅŸkanı Süleyman Demirel'in 2003'te gazetelere yansıyan "BaÅŸkanlık sistemine geçmeye mecburuz, Türk usulü baÅŸkanlık" sözlerini anımsattı.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Bu mevzular dikkat edilirse yeni deÄŸil. Yani 15-20 yıldır tartışılan konuÅŸulan mevzular. Fakat bunu tabi biz dillendirdiÄŸimizde ki ben belediye baÅŸkanlığımdan itibaren dillendirdiÄŸim bir konudur, biz dillendirince farklı bir yaklaşım ortaya konuluyor. Biz bu iÅŸleri ülkemizin menfaati neyi gerektiriyorsa buradan bakmamız lazım, böyle ele almamız lazım. Bunların hiçbirisi benim kiÅŸisel arzum veya geleceÄŸimle alakalı bir ÅŸey deÄŸil. Ülkemin menfaati neyi gerektiriyorsa ÅŸu ana kadar edindiÄŸim tecrübelerle ki bunun 4,5 yılı belediye baÅŸkanlığıdır, 12 yılı baÅŸbakanlıktır, 9 aydır da cumhurbaÅŸkanlığı yapıyorum. Nereden baksanız 17-18 yıllık bir olay. Nereye gelmek istiyorum? Bizim derdimiz faniler deÄŸil. Biz en ideal sistem hangisidir bunun üzerinde durmamız lazım. En ideal sistemi de belirleyebilmek için dünyada bunu kimler en iyi baÅŸarmış bunlara bakmamız lazım."

"Elimden ne geliyorsa ülkenin, milletin menfaatine bunu yapmak durumundayım"

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Meydanlara çıkmanız dolayısıyla eleÅŸtiriliyorsunuz ve muhalefeti eleÅŸtirmeniz de eleÅŸtiriliyor. Nasıl açıklıyorsunuz bu durumu" sorusu üzerine, herkesin kendisini eleÅŸtirebileceÄŸini belirtti. 

ErdoÄŸan, "Bakın CumhurbaÅŸkanı oldum yine eleÅŸtirebilir. "GeçmiÅŸte de Allah rahmet eylesin Turgut beye hakaretamiz ifadelerle saldırmışlardı. Aynı ÅŸey sayın Demirel için de yapılmıştı. Kim yapmıştı? Medya yapmıştı. 'Morrison' demiÅŸlerdi biliyorsunuz. Neler dediler neler?" ifadesini kullandı. 

Burada bir gerçeÄŸin yakalanması gerektiÄŸine iÅŸaret eden ErdoÄŸan, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

"Bu hakaretleri yapanlar, bütün bu eleÅŸtirileri yapanlar, bir defa benim milletimin tarafında olduÄŸumu, bir sorumluluk mevkisinde olduÄŸumu göz ardı etmesinler. Sorumluluk mevkisinde olduÄŸum sürece de elimden ne geliyorsa ülkenin, milletin menfaatine bunu yapmak durumundayım. Çünkü ÅŸurada belli bir deneyime, belli bir tecrübeye sahip olmuÅŸum. Bunları yapmak durumundayım. Ben dışarıdan CumhurbaÅŸkanlığı makamına gelmiÅŸ birisi deÄŸilim. Belediye baÅŸkanlığından, BaÅŸbakanlıktan buralardan gelmiÅŸ birisiyim ve ilk defa milletin oyuyla CumhurbaÅŸkanı olmuÅŸ birisiyim."

"Mısır'daki bu yapılanlara karşı tavır koymaları lazım"

Mısır'da darbe ile görevinden uzaklaÅŸtırılan seçilmiÅŸ CumhurbaÅŸkanı Muhammed Mursi hakkında verilen idam cezası konusunda uluslararası giriÅŸimlerin olup olmayacağı yönündeki soruya CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bu konuda kendisinin yakın çalışma arkadaÅŸlarının çeÅŸitli giriÅŸimlerde bulunduklarını anlattı. 

Meydanlar da onların duyması için haykırdıklarını vurgulayan ErdoÄŸan, konuÅŸmasına ÅŸöyle devam etti:

"Duyuyorlar da. Bunu kendi aralarında konuÅŸuyorlar da. Burada eÄŸer demokrasi diyorsak ve demokrasiye de inanıyorsak; o zaman demokrasi diyenlerin her ÅŸeyden önce Mısır'daki bu yapılanlara karşı tavır koymaları lazım. EÄŸer koymuyorlarsa ben onların demokratlıklarından ÅŸüphe ederim. Åžuana kadar sadece soyut ifadelerle yaklaşıyorlar. Somut yaklaÅŸmıyorlar. Öznesi belli olmayan ifadeler kullanıyorlar. Öznesi belli olmayan bir ifadeyi kullandığınızda bu nereye gider belli mi? Belli deÄŸil. Bakıyorsunuz bazen de böyle endiÅŸeyle izliyoruz. Bu çok çirkin bir ÅŸey. Bunu kendi damarlarına veya kendi sinir uçlarına basıldığı zaman öyle bakmıyorlar, o zaman farklı yaklaşıyorlar. Dünyanın deÄŸiÅŸik yerlerindeki ülkelere yaklaşım tarzlarını biliyoruz, nasıl yaklaÅŸtıklarını biliyoruz ama Mursi meselesinde düÅŸünün yüzlerce insan orada idama mahkum oldu ses yok. 4 bin kiÅŸi ÅŸuanda aynı ÅŸekilde yargılanıyor. 40 bin  kiÅŸi cezaevlerinde. Bence Batı dünyası bir defa bu olayda sınıfta kalmıştır. Mısır'daki darbe giriÅŸimine yaklaşımı bırakın ondan sonraki süreçte de yaklaşım tarzları farklıdır. Ä°ÅŸte Amerika'da BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Kurulu'nda tutmuÅŸlar bizi aynı masaya koyuyorlar. Ben böyle bir masaya oturabilir miyim? Bu benim için züldür  ve oturmadım, yarın da oturmam, öbür günde oturmam. Niye? Bu kendime saygısızlık olur. Ben bu makama geldiÄŸim süre içerisindeki bu tür oluÅŸumlarla ilgili hassasiyetimi korumaya devam edeceÄŸim."

"Obama yönetimiyle ancak eÄŸit-donatta uyuÅŸabildik"

''Özellikle Suriye konusunda Amerika DışiÅŸleri Bakanı 'eÄŸit-donat konusunda mutabakat baÅŸladı' dedi. Amerika'nın politikasında, sizin istediÄŸiniz yere gelme konusunda bir deÄŸiÅŸiklik görüyor musunuz?'' sorusuna karşılık ErdoÄŸan, ÅŸu anda Amerika'da Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasında orada bir sıkıntı olduÄŸunu belirtti.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ''Bakıyorsunuz ki bir bölümünün düÅŸünceleri bizimle tam dört dörtlük uyuÅŸuyor. Åžu anda biz Obama yönetimiyle ancak eÄŸit-donatta uyuÅŸabildik. UçuÅŸa yasak bölge ve güvenli bölge olayında anlaÅŸamadık. Halbuki bunların olması lazım'' dedi.

Bu konuda Suudi Arabistan ile mutabık kalındığını ifade eden ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:

''Körfez ülkelerinden Katar, onlarla mutabıkız. Bu tür bir adımın atılması noktası çok çok önem arz ediyor. Rusya'nın buradaki yaklaşımı farklı. Bakıyorsunuz öbür tarafta, Ä°ran'ın yaklaşımı farklı. Fakat öyle veya böyle Rusya'nın buraya sınırı yok. Ä°ran'ın buraya sınırı yok. Ama burada bizim sınırımız var. Bizim bugün sadece 950 kilometre civarında Suriye sınırımız var. Öbür tarafa gidiyorsunuz yaklaşık 300-350 kilometre Irak sınırımız var. Bütün bunlar bu kadar açık, net ortadayken, Türkiye tabii ki kendi göbeÄŸini kendisi kesecek. Ama oralarda da biz NATO'da beraberiz. Beraber olmamız hasebiyle de Amerika'nın bizimle müÅŸterek hareket etmesi, o da NATO'dan gelen bir görevdir. Bunun adımını da eÄŸer zaten iÅŸ o safhalara gelirse beraber atılacak adımın gereÄŸi neyse o da atılacaktır diye düÅŸünüyorum.''

''Temenni ederiz ki bu çözüme giden bir yol olur''

''Daha önce bu konu gündeme gelmiÅŸti, Kıbrıs. Ama iki liderin buluÅŸması, iki tarafa geçmeleri. Sanki müzakereler öncesinde bir ılımlı hava esiyor. Bu kez müzakereler ilerleyebilir mi?'' ÅŸeklindeki soruya ErdoÄŸan, ÅŸu yanıtı verdi:

''Mustafa Bey'in Türkiye ziyaretinde bunları kısmen konuÅŸtuk. Malum, 11 Åžubat olayı vardı bizim, 12 maddelik bir olay. 12 maddeye, o zaman Anastasiadis olumlu bakmış, 'Evet' demiÅŸlerdi. Fakat sonra bundan geri adım attılar. Bu çok önemliydi. Çünkü konuyla ilgili olarak o zaman BM Genel Sekreterinin de o sürece bakışı olumluydu bugün de o çerçeveye olumlu bakıyorlar. Åžu anda belki Sayın Akıncı ile Anastasiadis arasındaki olay bir peÅŸrev olabilir. Temenni ederiz ki bu çözüme giden bir yol olur. Bunları hep konuÅŸtuk. Bu görüÅŸmelerde olumlu bir netice çıkarsa artık Kıbrıs bir sorun olmaktan çıkmış olur. Bu da tabi gerek Kuzey Kıbrıs'ı, gerek Güney Kıbrıs'ı böyle bir ÅŸeyde, iki kurucu devlet esaslı bir yapıyla burada böyle bir adım atılmış olur ki, hayırlı olur. Bu bizim temennimizdir. Ama ÅŸunu açık, net söylemek zorundayım, biz hiçbir zaman garantör ülke olmadan doÄŸan haklarımızı bırakamayız.''

"Kıbrıs'ta AB'nin garantörlüÄŸünü kabul etmek mümkün deÄŸil"

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Kıbrıs sorununa iliÅŸkin, "Garantör devletleri bir yere bırakıp, AB'yi garantör konumuna koyma havası esiyor gibi" ifadesi üzerine, ÅŸunları söyledi:

"O adil bir yaklaşım deÄŸil. Bunu kabul etmek kesinlikle mümkün deÄŸil. Çünkü AB, bir defa kendi üzerine düÅŸen görevi yerine getirmedi ki. Onun biz adaletine nasıl güveneceÄŸiz? Kaldı ki zaten böyle bir hakkı yok. Burada üç ülkenin garantör ülke olma hakkı var, hakkı zaten, Ä°ngiltere, Yunanistan, Türkiye. AB'nin böyle bir hakkı yok. AB, Kuzey Kıbrıs'ın bir defa mali noktadaki bazı haklarını kendisine vermiÅŸ deÄŸil. Mesela biz, Ä°sviçre'de yaptığımız o toplantılarda bile, o zaman AB adına Verheugen katılmıştı o toplantılara, o toplantılardan sonra çıkan neticeye bile AB gerekli desteÄŸi veremedi. Güney Kıbrıs'ı AB'ye alırken, 'Burada ne yapacaksınız' dediÄŸimizde, 'Gereken neyse bunu yapacağız' diyerek, gerekeni yaptılar, Annan Planı'na 'Hayır' dediÄŸi halde Güney Kıbrıs'ı aldılar, ama Kuzey Kıbrıs'ı almadılar. Bu gerçekleri biz unutamayız ki. Onun için burada bir defa her ÅŸeyi saÄŸlama baÄŸlamak durumundayız ki, Kuzey Kıbrıs'taki kardeÅŸlerimizi, soydaÅŸlarımızı kalkıp da onlara yedirmemeliyiz."

Kaynak: NTV

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.