Güncel
Davutoğlu: Çatı aday bir Sisi denemesidir
"Türkiye'ye bir Sisi arıyorlar" diyen Başbakan Davutoğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çatı aday gösterilen Ekmeleddin İhsanoğlu'nun bir "Sisi denemesi" olduğunu söyledi. Davutoğlu, "3 bin 500 kişilik bir hile ekibini kurdular" iddiasına da tepki gösterdi, "İspatlasınlar istifa ederim" dedi.
DavutoÄŸlu, A Haber ile ATV ortak yayınında, gündeme iliÅŸkin soruları yanıtladı.
Mitinglerde söylediÄŸi "Darbemsi giriÅŸimler" sözü hatırlatılarak, "21. yüzyılda Türkiye'de hala artık darbe söz konusu mu?" diye sorulması üzerine de BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, "Darbemsi dememin sebebi ÅŸu; biz kapattık. Yani o defteri kapatan AK Parti'dir" ifadesini kullandı.
"Darbe dönemleri artık kapanmıştır diyebiliyor musunuz?" sorusu üzerine de DavutoÄŸlu, "Denemeler olabilir ama o denemeleri daha baÅŸlangıç aÅŸamasında söndürecek kadar kuvvetli bir AK Parti var ve demokratik güçler var. Demokratik güçlerden kastım, bu tür darbelere karşı dirençle davranan güçlerdir. Bu anlamda ben teÅŸebbüsler olabileceÄŸini fakat o teÅŸebbüslerin mutlaka akamete uÄŸrayacağı kanaatindeyim" deÄŸerlendirmesini yaptı.
"Türkiye'de bir Sisi aranıyor"
Yurtdışında bazı merkezlerde paralel yayın organlarının estirdikleri havalara dikkati çeken DavutoÄŸlu, Türkiye'de demokratik yolla yenemedikleri iktidarı deÄŸiÅŸtirme çabalarının her zaman denendiÄŸini bildirdi.
Kendisinin, "Türkiye'de bir Sisi aranıyor" derken 2013'ü kastettiÄŸini vurgulayan DavutoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:
"Çatı adayı denemesi bir Sisi denemesidir, açık söyleyeyim. Bunu Ekmeleddin Bey'in ÅŸahsiyeti ile alakalı olarak görmüyorum. Maniplatif olarak, AK Parti'nin özne olduÄŸu bir Türkiye resmini deÄŸiÅŸtirmek. KiÅŸileri kastederek söylemedim. Nihayet bakıyorsunuz 'acaba bir geçiÅŸ dönemi yapabilir miyiz?' Åžimdi koalisyon tartışması da bu. Bir geçiÅŸ dönemi psikolojisi. Bunu deÄŸiÅŸik yollarla denediler. Hatta AK Parti içindeki ihtilafları, kendileri açısından ihtilaf olacağı varsayımıyla denediler. Hani CumhurbaÅŸkanlığı el deÄŸiÅŸtirdi, BaÅŸbakanlık el deÄŸiÅŸtirdi, 'bir geçiÅŸ dönemi mi yaÅŸanacak.' Olmadığını görüyorlar, bu sefer geçiÅŸ dönemi gibi bir süreci, koalisyonlar mı olur, 'AK Parti zayıflatılabilir mi?' '300'ün altına çekilebilir mi?' Bu yollarla kırılgan bir Türkiye yaratmak istiyorlar. Kırılgan bir siyasi yapı. Bize de en çok zarar verecek ÅŸey kırılgan bir siyasi yapı. Bütün bu kampanyalarda yoÄŸun bir ÅŸekilde çalışmamızın sebebi, bu kırılganlığa yol açabilecek her türlü teÅŸebbüsü akamete uÄŸratmak ve bunu akamete uÄŸratırız. DüÅŸünün bir yayın organı CumhurbaÅŸkanına hitaben, bana hitaben yazı yazıyor. Hitaben bir çerçevede kendilerince ayar verme çabası. Türkiye'de artık medyanın yönettiÄŸi bir siyaset yok. Medya haber versin, medya eleÅŸtirsin ama medya yönetmeye kalkmasın."
"Åžu anda yapılmaya çalışılan bu mudur?" denmesi üzerine ise DavutoÄŸlu, "Tabii" yanıtını verdi.
Savcı Kiraz'ın şehit edilmesi
Kendisinin BaÅŸbakanlığı süresince hiçbir medya mensubuna müdahalesi olmadığını vurgulayan DavutoÄŸlu, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın ÅŸehit edilmesini hatırlattı.
"Bu olayın arka planı oraya kadar gider" diyen Başbakan Davutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bir savcı ÅŸehit edilmiÅŸ. Åžakağına silah dayanmış. Bu resimleri terör örgütü yaymak ister, sorumlu bir medya mensubu ne yapar? Bu terör örgütünün oyununa gelmez. Bunun oyununa gelindiÄŸi gibi internette o gece baÅŸsavcımız vefat ettikten sonra, ertesi gün cenaze olacağını bildiÄŸimiz için bütün yayın organlarını arkadaÅŸlara arattım. 'Bu resimleri yayınlamasınlar, bu ailenin duygularıyla oynanmasın. En azından cenazeye saygı gösterilsin' diye. Çünkü haber gelmiÅŸti, internet üzerinden bir basım olacağına dair. Bunu bir BaÅŸbakan olarak deÄŸil, her hangi bir denetleme mekanizması olarak deÄŸil. Bir insan olarak rica ettik. Ertesi gün bu medya organları, birinci sayfadan bu resmi yayınladılar. Yani beni isyana sevk eden bu."
DavutoÄŸlu, "Aranızdaki tek sorun bu mu?" sorusuna ise "Bir ÅŸey gösteriyor burada" dedi.
FotoÄŸrafın bir tek yayın organında deÄŸiÅŸik yayın organlarında yayınlandığını hatırlatan DavutoÄŸlu, bunun üzerine "Cenazeye saygı göstermeyenlerin cenazede bulunmasın" dediÄŸini aktardı.
DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:
"Ertesi gün bana hitaben ağır bir yazıyla cevap vermeye kalktılar. Siz hem insani bütün duyguları ayaklar altına alacaksınız, hem de ülkenin baÅŸbakanına, bu hassasiyeti gösteren birine bu ağır ÅŸeylerde bulunacaksınız. Türkiye 90'ların Türkiye'si deÄŸil. Açık söylüyorum; basın özgürlüÄŸü başımızın üstünde, ben de akademisyenim ben de köÅŸe yazarlığı yaptım. 28 Åžubat'ta yazılarıma müdahale edilmek istendiÄŸi zaman en sert tavırları gösterdim. Hiçbir köÅŸe yazarının yazısına müdahale etmem ama bir ÅŸekilde gazeteler, basın yayın organları insan onurunu ayaklar altına alırlarsa karşılarında fikir söyleme hakkımız var. Onun üzerine bu yayın organlarına tavır gösterdim."
"Danıştay saldırısı gibiydi"
BaÅŸsavcının ÅŸehit edilmesinin, sıradan bir olay olmadığını vurgulayan DavutoÄŸlu, "BaÅŸsavcıya yapılan saldırı aynen 2006'da yapılan Danıştay saldırısı gibiydi. Bu saldırı nasıl 2007 CumhurbaÅŸkanlığı seçimini etkilemek ve bir kaos çıkarmak için ortaya çıktı, bu saldırı da 7 Haziran seçimlerini etkilemek için yapıldı" diye konuÅŸtu.
DavutoÄŸlu, BaÅŸsavcı Mehmet Selim Kiraz'ın ÅŸehit edilmesinin bir provokasyon olduÄŸunu ve arkasını getirmek için de birçok baÅŸka provokasyonların planlandığını iÅŸaret etti. Medya ve bütün siyasi kesimlerden bekledikleri bir ÅŸeyin olduÄŸuna dikkati çeken DavutoÄŸlu, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Bu provokasyonlar karşısında ortak tavır alınmadı. Bugün seçimlere doÄŸru giderken de bu ÅŸiddet karşısında hepimizin ortak tavır alması lazım. Mısır'daki darbe üzerine yapılan yorumlarda da daha doÄŸrusu Mısır'da seçilmiÅŸ CumhurbaÅŸkanı'nın idam kararı üzerine yapılan yorumlarda da herkesin özen göstermesi lazım. Buradan Türkiye'ye dolaylı atıflarda bulunacak yayınlar yapmak da tam seçime girerken medyanın en son yapması gereken ÅŸey. DoÄŸan Medya ile yaÅŸananlar, bizim tarafımızdan, hükümet tarafından ortaya konan bir tavır deÄŸil, bu medya grubunun ortaya koyduÄŸu bir tavrın doÄŸurduÄŸu sonuçlar. Hükümet eÄŸer Mehmet Selim Kiraz'ın ÅŸakağına silah dayanan resimleri basmamış olsaydı, bu medya kuruluÅŸuna bir tavır sergiler miydi? Bu onların tutumu. EÄŸer internet sayfasında, 'yüzde 52 ile seçilen CumhurbaÅŸkanı'na verilen ceza' diye ima eden...Niye baÅŸka bir baÅŸlık seçilmiyor? Bir taraftan DHKP-C terör örgütünün bu eylemini nerede ise terör örgütünün dolaylı reklamını yapacak ÅŸekilde, onların istediÄŸi ÅŸekilde gazeteye basıyorsunuz sonra HDP'nin bütün bu terör yapılanmasıyla iliÅŸkisine net tavır belirlemediÄŸi halde HDP çıkıp da 'PKK, silahı bıraksın' dedi mi? Diyemedi. Peki bu yayın organları niye ona bu desteÄŸi veriyorlar? Niye? Yani Türkiye'de ÅŸiddete açık tavır koymayan herkese karşı bizim tavır koymamız lazım. Kim olursa olsun."
"Saldırı bütün partilere, demokrasiye yapıldı"
HDP bürolarına yapılan saldırılarla ilgili soru üzerine DavutoÄŸlu, olayı kınayarak, saldırıların herhangi bir partiye deÄŸil, bütün partilere ve demokrasiye yapıldığını söyledi.
Saldırılar üzerinden spekülasyon yapılmaması gerektiÄŸini ifade eden DavutoÄŸlu, olaylar olur olmaz Ä°çiÅŸleri Bakanlığından bilgi aldığını, gerekli talimatları verdiÄŸini kaydetti.
DavutoÄŸlu, soruÅŸturma ve çalışmaların detaylı ÅŸekilde sürdüÄŸünü ifade ederek, "Ümit ederiz kısa sürede netice hasıl olur. Ama her ne surette olursa olsun, böyle bir demokratik süreç içinde bırakın fiili ÅŸiddeti, lafla, eleÅŸtiriyle dahi dozun yükselmesinden hoÅŸnut olmayız. Åžiddete çaÄŸrı yapacak bir dili dahi mazur görmek mümkün deÄŸil" diye konuÅŸtu.
"Bu tip olayların tekrarını öngörüyor musunuz?" sorusuna karşılık BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, daha önceki seçimlerde de bu tür provokatif eylemlerin yaÅŸandığını hatırlattı.
Saldırıların ardından HDP'den, "Saldırıların sorumlusu, (HDP'nin baraj altında kalması gerekir) diyen AK Parti yöneticileridir" ÅŸeklinde yapılan açıklamaların hatırlatılması üzerine de BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, beyanları "son derece sorumsuz" olarak niteledi.
AK Parti'nin hiç bir dönemde ÅŸiddete bulaÅŸmadığını, bir üyesinin bile ÅŸiddetin parçası olmadığını, ağızlarından tahripkar ifade çıkmadığını anlatan DavutoÄŸlu, ilk mitinginde bütün partilere "seçim sürecini ÅŸölen havasında geçirelim" çaÄŸrısında bulunduÄŸunu hatırlattı.
"İlk ben kınadım"
Ankara, Adana ve Mersin'de HDP bürolarına daha önce yapılan saldırıları ilk kendisinin kınadığına dikkati çeken DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:
"Hal böyleyken, sadece HDP deÄŸil, çok ilginç bir koalisyonla karşı karşıyayız. Seçim sonrası koalisyon hesaplarından önce, böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil ama, seçim öncesinde bir cephe, bir iÅŸbirliÄŸi koalisyonu. HDP ile MHP'nin aynı çizgide buluÅŸacağını düÅŸünebilir miydiniz. DemirtaÅŸ ve HDP yöneticileri diyor ki 'saldırıyı yapanlar MHP iÅŸareti yapıyorlar ama muhtemelen onlar deÄŸildir, MHP açıklama yapsın AK Parti yapmıştır bu saldırıyı.' MHP de cevap veriyor, 'biz yapmadık AK Parti yaptı.' Nereden biliyorsunuz, elinizde hangi delil var, AK Parti niye böyle bir ÅŸey yapsın. Bir kere iktidardaki partinin en çok gözeteceÄŸi husus seçimlerin suhuletle yapılmasıdır. Hemen KılıçdaroÄŸlu, daha olayı öÄŸrenir öÄŸrenmez 'iktidar partisi yapmıştır' diyor. Bütün bunlar dahi, bu tür saldırıların nasıl provokatif amaçlı kullanılabileceÄŸinin iÅŸareti. Buradan bütün partilere sesleniyorum, gelin hep beraber, ÅŸiddet eylemlerine veya seçim sürecini tehlikeye sokacak her türlü eyleme karşı ortak tavır alalım. Bu tavır her konuda olabilir. Biz bu konuda her türlü iÅŸbirliÄŸine hazırız. Ama iktidardaki parti olarak, ÅŸiddeti bizim yönlendirdiÄŸimiz gibi bir kanaat, akla da mantığa da izana da aykırıdır. Bu konuda bir delil olmadan suçlama yöneltilmesi de ÅŸimdiden seçim yenilgilerine mazeret aramaktır. Seçimde yenilecekleri kesin."
"Mutlaka adalete teslim edilir"
Saldırıların faillerinin ortaya çıkarılması için çalışmaların sürdüÄŸünü vurgulayan DavutoÄŸlu, "Kim olursa olsun, hangi gerekçeyle olursa olsun, seçim sürecine zarar veren mutlaka adalete teslim edilir ve bu konuda alınacak tedbirde hiç bir ÅŸekilde kusur gösterilmez" dedi.
BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, "HDP ile iliÅŸkiler bu kadar gerildikten sonra, Çözüm Süreci'nde bir masanın iki tarafına oturulabilecek mi? HDP'nin barajı aşıp aÅŸmaması süreci nasıl etkiler" sorularına karşılık, iktidar olmanın genel meseleleri olduÄŸunu belirtti.
"Çıksın söylesin, 'PKK artık silah bıraksın' desin"
HDP'ye yönelik eleÅŸtirini sürdüren bulunan DavutoÄŸlu, "Batı'da liberal çevrelere ÅŸirin görünmek için barış dili kullanıyor. Çıksın söylesin, 'PKK artık silahı bıraksın, Türkiye'de rahatlıkla siyaset yapıyoruz biz' desin. Dedi mi? Hayır" ifadesini kullandı.
DavutoÄŸlu, HDP'ye yönelik yapılan her saldırıyı kınadığını; DemirtaÅŸ'ın ise Van'da Burhan Kayatürk'e, Siirt'te Yasin Aktay'a ve Erzurum'da Abdurrahim Fırat'a yapılan saldırıyı kınamadığını anımsatarak, "Kınayamaz çünkü kulağını çekerler, çünkü ona talimat verenler o saldırıyı yapanlar. Türkiye'de demokratik siyaset böyle olmaz. Herkes kendisi olacak, özne olacak. Kimse karşımıza maskelerle çıkmamalı, kendisi, kimliÄŸi neyse çıksın. Bir ayağı daÄŸda bir ayağı ovada siyaset olmaz" diye konuÅŸtu.
DemirtaÅŸ ile 1 Ekim'de yaptığı görüÅŸmeye deÄŸinen DavutoÄŸlu, "Kendisine de söyledim. CumhurbaÅŸkanlığı seçimindeki tutumunun doÄŸru olduÄŸunu, bu yolda devam etmesinin faydalı olacağını da söyledim. Biz HDP'nin TürkiyeleÅŸmesini isteriz ama 'TürkiyeleÅŸiyorum' diye bir maske takıp da arkasında PKK'dan ya da baÅŸka terör yapılarıyla ilintili talimat alıcı tavırlar içine girmemeleri lazım. Bir bakıyorsunuz o bir açıklama yapıyor, bir de Kandil'den bir açıklama geliyor. Aynı yönde tehdit eden açıklamalar. 7 Haziran'da biz giremezsek sivil itaatsizlik yaparmışız. Bizim için partimiz kapatılma davası açıldı. Ä°ktidardaydık, bir tek AK Partili sokaÄŸa çıktı mı? Haksız da bir muamele yani seçim kaybetmemiÅŸtik. Bizim derdimiz Türkiye, bunların derdi Türkiye deÄŸil" deÄŸerlendirmesinde bulundu.
"Planlanmış bir şey yok"
"Medyada paralel yapıyla alakası olduÄŸu belirtilen kimi yayın kurumlarına birtakım kısıtlamalar getirileceÄŸine dair yorumlar, haberler yer alıyor. Sizin düÅŸünceniz, görüÅŸünüz nedir?" sorusu üzerine DavutoÄŸlu, "Hayır, böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. herhangi planlanmış bir ÅŸey de yok. Zaten dikkat ederseniz bu yapıların yayın organları 17-25 Aralık'tan bu yana da yayınlarını sürdürdüler" diye konuÅŸtu.
Türkiye'de kimsenin hukukun üstünde olmadığına iÅŸaret eden DavutoÄŸlu, bir hukuki süreç tamamlandığı zaman bunun herkesi baÄŸlayacağını vurguladı. DavutoÄŸlu, "Åžu veya bu meslek grubuna, ÅŸu veya bu çevreye hukuk uygulanmaz diye bir husus yok. Bir savcının bir yazısı var ama savcılar tabii böyle bir iddiayı araÅŸtırır, iddianame hazırlar, hukuki süreç tamamlanır, hukuki süreç tamamlandığında gereÄŸi yapılır. Kimse hukuktan bigane ve azade deÄŸildir ama ÅŸu anda hukukun neticelenmiÅŸ bir kararı yok. Bu anlamda da herhangi atılmış bir adım da yok. Ortada yine genel seçim öncesinde bir tartışma ortamı hükümete yönelik... Avrupa Parlamentosu'ndan mülakatlar alınıyor. Yine hükümete dönük, Türkiye'deki demokratik sürece dönük bir ÅŸüphe uyandırma çabası söz konusu ama hukuki bir süreç tamamlanır, bir karar hasıl olursa onun gereÄŸi neyse onlar yapılır" diye konuÅŸtu.
DavutoÄŸlu, "Seçimlerden sonra paralel yapıyla ilgili yapılacaklar nelerdir?" sorusunu ise ÅŸöyle yanıtladı:
“Åžu anda da yapılır. Seçim bu konuda temel bir çizgi ayrımı deÄŸil. Åžu anda da herhangi bir kesim örgütsel bir faaliyet içindeyse, ister basın, ister diÄŸer alanlarda gereken yapılır. Seçimler dolayısıyla hukuk askıya alınmış deÄŸil. Hukuki süreçler de bürokratik süreçler de devam ediyor. Bir suç tespit edilirse bir araÅŸtırma soruÅŸturma belli bir aÅŸamaya gelmiÅŸse 'Seçim sonrasını bekleyelim' denmez. Dolayısıyla ÅŸu anda mücadele nasıl yürüyorsa seçimden sonra da aynı tempoyla aynı kararlılıkla sürdürülür."
"Ä°spat etsinler istifa ederim"
DemirtaÅŸ'ın seçim sonuçlarıyla ilgili "3 bin 500 kiÅŸilik bir hile ekibini kurdular, başında da Genel BaÅŸkan Yardımcısı Süleyman Soylu var, sandıkta hile yapacaklar" iddiasında bulunduÄŸunun anımsatılması üzerine DavutoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:
"Bu o kadar adice bir iftira ki. Nerede bunun delili? Åžimdiden birileri seçim sonuçlarıyla ilgili spekülasyon yapmaya çalışıyor. Peki ÅŸunu reddedebilir mi? Bu olmayacak ama böyle bir ÅŸey yok, tamamıyla iftiradır. Ä°spat etsin, yarın kimse Süleyman Bey benim teÅŸkilat baÅŸkanım, böyle bir ÅŸey ispat edilsin, olmadığından eminim de, ispat etsinler ben istifa ederim veya baÅŸkası, kimse bunu sorumlusu görevden alınır. Ama böyle bir ÅŸey yokken, Türkiye'de demokrasi üzerine gölge düÅŸürecek ifadelerde bulunmak aslında darbemsi giriÅŸimler buradan. YavaÅŸ yavaÅŸ bunu iÅŸliyorlar, gündeme getiriyorlar, 8 Haziran günü seçim yenilgisini duyduklarında milleti sokaÄŸa dökmeye çalışacaklar. Bu ÅŸuna benziyor, 1994'te büyükÅŸehir belediye baÅŸkanlığı seçimine giderken, Sayın CumhurbaÅŸkanımız için 'gelecekler, otobüslerde başı açıkları bindirmeyecekler...' gibi bir sürü yaygara çıkardılar. Bir panik havası oluÅŸturmaya çalıştılar, bir karşıtlık, bir gerilim. Åžimdi bu söylentilerle aynı ÅŸeyi yapmaya çalışıyorlar. Ä°spat etsinler, varsa ellerinde bir belge yargıya sunsunlar, YSK ya sunsunlar, söz konusu deÄŸil. Biz zaten bu seçimi kazanacağımızdan o kadar eminiz ki, niye böyle bir ÅŸeye baÅŸvuralım?"
"AK Parti iddia partisidir"
Koalisyon ya da azınlık hükümeti kurulacağı iddialarının kaynağının ne olduÄŸu sorulması ve AK Parti'de de bazı isimlerin bu iddiaları konuÅŸtuÄŸunun belirtilmesi üzerine DavutoÄŸlu, "Hayır, bizim parti içinde hiç kimsenden böyle bir ÅŸey gelmedi. AK Parti içinde birisi böyle bir ÅŸey söylesin, ben önce ona sorarım, 'nereden çıkartıyorsun bunu' diye. AK Parti içerisinde hiçbir ÅŸekilde, hiçbir zeminde 'azınlık hükümeti kurabiliriz' gibi bir ifade söz konusu olmadı. AK Parti iddia partisidir, öznedir. AK Parti'de siyaset yapan herkes en zor ÅŸartta dahi o iddiasını sürdürür" dedi.
DavutoÄŸlu, koalisyon iddialarının ilk olarak dışarıdan, ardından da içeriden bazı medya kuruluÅŸları tarafından gündeme getirildiÄŸine dikkati çekerek, HDP ve paralel yapıya ÅŸu eleÅŸtirilerde bulundu:
"Paralel yapının HDP ile perde gerisinde ne görüÅŸme yaptıkları ÅŸimdi daha net ortaya çıkıyor. KCK operasyonlarını yapan, bugün bu dinleme faaliyetlerini yapan polislerdi. HDP'nin iki yüzlülüÄŸüne bakın ki ÅŸimdi onlarla koalisyon içinde. Paralel yapıda bizim orada dershanelerimiz teröre giderler diye, dershaneler konusunda bunu argüman olarak kullanıyorlardı ÅŸimdi HDP ile el ele 'AK Parti'yi nasıl zarara uÄŸratırız' diye uÄŸraşıyorlar. Dolayısıyla bu koalisyon psikolojisini oluÅŸturma çabası tamamen manipülatiftir, bir manipülasyondur. Ne alanda böyle bir vaka ne de bunun siyasi gerçeklikle bir alası var."
"Ben ihtimal vermiyorum"
DavutoÄŸlu, HDP'nin barajı geçip geçmeyeceÄŸiyle ilgili bir soru üzerine, "Ben ihtimal vermiyorum” dedi.
Muhalefet partilerinin muhalefet yapış biçimlerini de eleÅŸtiren ve "Noktasal olarak AK Parti'yi eleÅŸtirmek bir alternatif üretmek deÄŸildir" diyen DavutoÄŸlu, "Ben Türkiye'nin geleceÄŸinde koalisyon ihtimalini görmüyorum ama böyle bir plan var, böyle bir manipülasyon var. Yani 12 Mart'ta olduÄŸu gibi, 28 Åžubat'ta olduÄŸu gibi istedikleri tarz bir koalisyon yapabilmek için darbe demeyeyim, darbemsi birtakım eylemler içine girmek isteyenler olabilir, bu provokasyonlara karşı biz her türlü tedbiri alırız" ifadelerini kullandı.
"Halkı sokaÄŸa dökmek istiyorlar"
DavutoÄŸlu, Türkiye'de seçim yönetiminin AK Parti'nin elinde olmadığını, tarafsız Ä°çiÅŸleri Bakanlığı'nın seçim güvenliÄŸini saÄŸladığını belirterek, ÅŸöyle devam etti:
"Seçimi Türkiye'de YSK yönetir. Yüksek Seçim Kurulları, onlar karar verir. Seçim sandığının başında AK Parti'li yetkililer yok. AK Parti'li bir kiÅŸi varsa bütün diÄŸer partililerden de bir kiÅŸi var, hepimiz oraya eÅŸit ÅŸartlarda gidiyoruz. Åžimdiden iki ÅŸeyi yapmak istiyorlar, seçim yenilgilerine mazeret bulmak, halkı sokaÄŸa dökmek. Åžimdiden uyarıyorum, demokrasi mücadelesi vereceklerse seçime razı olacaklar. Halkı sokaÄŸa dökmeye çalışan, 7 Haziran akÅŸamı, 8 Haziran akÅŸamı hiçbir ÅŸekilde herhangi bir taviz vermeyiz. Kim sokaÄŸa dökmeye çalışırsa her türlü güvenlik tedbiri alınır. Türkiye'de seçimler kaos çıkarmak için yapılmıyor. Türkiye'de seçimler, istikrar saÄŸlamak için demokratik istikrarı saÄŸlamak için yapılıyor."
"Ä°mralı'da Öcalan'a tecrit yok"
Kandil'den dönen HDP yöneticisinin ''Ä°mralı'da Öcalan'a tecrit uygulanıyor'' açıklamasıyla ilgili deÄŸerlendirmesi sorulan DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:
"Tecrit kavramı, bir mahkum için kimseyle iliÅŸki kuramamasıyla ilgilidir, avukatıyla da görüÅŸür, eÄŸer saÄŸlık durumu varsa her türlü hukuki bakımdan görüÅŸmeyi yapar, herhangi bir tecrit yok. Ama eÄŸer siyasal görüÅŸme yapacaklarsa, bu gidenler herhalde 'haliniz nasıl' diye sormaya gitmiyorlar, o zaman silahsızlanmayla ilgili atılması gereken adımı atsınlar, silahsızlanma yönünde bir adım, bir irade beyan etsinler, o zaman düÅŸünülür. Ama yapmak istedikleri ÅŸu, hem taahhüt edilen silahsızlanmayla ilgili adımı atmayacaklar hem de adaya gidip ÅŸov yapıp kendilerince siyasi rant toplayacaklar, bu olmaz, yani ikiyüzlülük olmaz."
"Süreç nihayet temelde silahsızlanmaya odaklanmıştır" diyen BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:
"Bu yönde bir eÄŸilim, bir irade, bir beyan söz konusu olmaması halinde adaya gidip görüÅŸme yapmanın anlamı ne? Yani seçim sürecinde anlamı ne? Seçim süreci sonrasında tabii ki çözüm süreci devam edecek, tabii ki; görüÅŸmeler yapılacak, her düzeyde, her zeminde, biz çözüm sürecinden hiçbir ÅŸekilde geri adım atmayız, her ÅŸekilde bu devam edecek" yorumunu yaptı.
"2013 Mayıs'ında çekilecekti Türkiye'den silahlı gruplar”
DavutoÄŸlu, seçim sürecinde Ä°mralı ile yapılmak istenen görüÅŸmelerin sebeplerinin izah edilemediÄŸini anlatarak, "Bir taraftan da PKK veya Kandil, 'silahsızlanma konferansı yapmayacağım' diyor. 'Silahsızlanma gerçekleÅŸmeyecek' diyor. Peki o zaman nedir niyetiniz? Niyet ÅŸu; bir taraftan silah tehdidinde bulunacaklar, bir taraftan oy isteyecekler. Silahı Demokles'in kılıcı gibi kullanıp oy istemeye kalkacaklar, bu olmaz. Çözüm istiyorlarsa, ciddi ÅŸekilde görüÅŸülmeli, ciddi adımlar atılmalı. 2013 Mayıs'ında çekilecekti Türkiye'den silahlı gruplar" deÄŸerlendirmesinde bulundu.
"Niye silaha ihtiyaç hissediyorlar, silahlı mücadelenin savunulabilir ne yanı var" diye soran BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "Her zaman teröre karşı olmak lazım. Åžimdi Türkiye'de her görüÅŸ serdediliyor, her kanaat ifade ediliyor. Hiçbir yasak yok, kimsenin üzerinde bu anlamda reddedici, 'asimilasyon politikaları' dedikleri politikalar söz konusu deÄŸil. Türkiye'de hiç kimsenin üzerinde bir baskı yokken, silaha neden ihtiyaç hissediliyor?" dedi.
Çözüm sürecinin donduÄŸu veya askıda kaldığına iliÅŸkin soru üzerine de DavutoÄŸlu, "Bizim için çözüm süreci devam ediyor, her yerde anlatıyoruz. Ben bütün mitinglerimde DoÄŸu'da, GüneydoÄŸu'da miting yaptım, muhatabımız halk. 6-7 Ekim olaylarında bu vandallara, bu ÅŸiddet yanlılarına halk yüz vermediÄŸi için ve kendi kazanımlarının nasıl kaybedilebileceÄŸini gördüÄŸü için 6-7 Ekim olayları sonrasında yeni bir atmosfer doÄŸdu. Bundan sonra da her kesimle HDP de dahil bu konuÅŸulabilir" deÄŸerlendirmesinde bulundu.
"ya demokrasi oyunu oynayacaksın ya da terör oyunu"
Seçime giderken, demokrasi oyunuyla, terör oyununun aynı zamanda oynanmasına izin vermeyeceklerini belirten DavutoÄŸlu, seçimden sonra da kimlerle neler yapılabileceÄŸine bakacaklarını ama çözüm sürecini kesinlikle, kesintiye uÄŸratmayacaklarını vurguladı.
"Çok açık söylüyorum; ya demokrasi oyunu oynayacaksın ya da terör oyunu. Ä°kisi birden olmaz" diyen DavutoÄŸlu, ÅŸunları söyledi:
"HDP, bir taraftan Ä°mralı'ya giderek çözüm oyunu onamak istiyor, bir taraftan Kandil'den mesaj getirerek ÅŸiddet oyunu oynamak istiyor, bir taraftan da Kadıköy'de ÅŸimdi ismini zikredemeyeceÄŸimiz kadar marjinal grubu, liberal, kendilerince, grubu bir araya getirip 'Çiprasvari' bir protest hareketi oluÅŸturabilir miyim?' diyor. Bu kadar farklı hesaplar içinde siyaset yürütmek doÄŸru deÄŸil."
"Bu ihbarların hepsinin doğru olacağı anlamına gelmez"
Milli Savunma Bakanı Ä°smet Yılmaz'ın, "ihbar üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu bin kiÅŸi hakkında soruÅŸturma açıldığı" yönündeki sözlerinin hatırlatılmasının ardından görüÅŸü sorulan DavutoÄŸlu, "paralel yapı" denilen olguların esas itibarıyla en zararlı tarafının devletin iÅŸleyiÅŸi olduÄŸunu belirtti.
Bir organizmadaki kalp, beyin ve böbreÄŸin alternatifinin vücuda enjekte edilmesi durumda iÅŸleyiÅŸin olmayacağını örnek veren DavutoÄŸlu, problemin de buradan kaynaklandığına iÅŸaret etti.
DavutoÄŸlu, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Yapılmak istenen, bir emniyet teÅŸkilatı var, kendi hiyerarÅŸisi var, bir de onun içinde baÅŸka bir hiyerarÅŸik yapıyla alternatifini kurmak. Ne bileyim bir diplomasi ya da baÅŸka bir bürokraside, onu kontrol etmeye çalışmak, bu kanser gibi bir ÅŸey. Türk Silahlı Kuvvetleri bu anlamda Türkiye'nin pazısı, bir enerji kaynağı, nihai ÅŸekilde vücudun güvenliÄŸin saÄŸlayan mekanizmadır. Buraya herhangi bir ÅŸekilde böyle bir yapının nüfuz etmesine izin verilmez. Emniyette ne olursa, burada silahlı kuvvetlerinin bürokrasi olarak bir farkı yok. Emniyette ne olursa, adliyede ne olursa, bu yapı ne kadar tehlikeli ise orada da tehlikeli olur. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin güçlü bir geleneÄŸi vardır. Bu tür yapılara karşı daha bağışıklı bir karakteri vardır, bu gelenek sebebiyle. Bizim yapacağımız ÅŸey ÅŸudur; çok açık bir ÅŸekilde ifade ediyorum, tek tek böyle bir yapı içinde olmayan, normal vücudun iÅŸleyiÅŸini aksatmadan yürüten kim varsa; etnik, mezhebi, siyasi, dini görüÅŸlerine bakılmaksızın ehliyeti varsa, bürokraside o çalışır. Ama nerede olursa olsun ve kim olursa olsun, dini anlayışı ne olursa olsun, siyasi anlayışı ne olursa olsun, vücudun iÅŸleyiÅŸini, bürokrasinin iÅŸleyiÅŸini, felç edecek ya da yanlış yöne sevk edecek bir yapılanma varsa, ona da engel olunur. Dolayısıyla bu yapıyla her yerde mücadele ederiz. DenildiÄŸi gibi birçok ihbarlar gelir, o olur, bu olur. Bu, ihbarların hepsinin doÄŸru olacağı anlamına gelmez."
"Bunların birçoÄŸu ihbarvari ÅŸeylerdir"
"Rakam sizi ÅŸaşırttı mı?" sorusu üzerine de DavutoÄŸlu, ÅŸunları söyledi:
"Bu rakamlar daha çok ihbar ÅŸeklinde gelen ÅŸeylerdir. Bu ÅŸekilde, böyle bir rakam, 'paralel yapılanmaya mevcut ÅŸu kadar subay vardır' diye bir rakam söylemek doÄŸru deÄŸil. Böyle bir rakam da kesinleÅŸmiÅŸ bir rakam olarak zikretmek de herhalde Sayın Savunma Bakanımız da böyle kastetmedi zaten. Bunların birçoÄŸu ihbarvari ÅŸeylerdir. Genelkurmay BaÅŸkanımız, her hafta olaÄŸan görüÅŸmede birçok konu hakkında olduÄŸu gibi bu konu hakkında bana ve cumhurbaÅŸkanımıza da bilgi verir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin güçlü bir geleneÄŸi vardır. Biz o geleneÄŸin korunması ama en önemlisi de devletin iÅŸleyiÅŸinde bütün kurumların bulundukları konumu ve üstlendikleri misyonun gereÄŸini yapabilme kabiliyetlerini sürdürebilmeleri için ne tedbir gerekiyorsa bunu alırız."
Kaynak: A haber
Henüz yorum yapılmamış.