Güncel
HDP: Türkiye'nin batısına konuşmak
HDP, Türkiye’nin birliğine aşırı hassasiyet gösteriyor. Çünkü ancak sınırları tartışma konusu olmaktan çıkararak Türkiye’nin her yerinde siyaset yapabileceğini ve herkesten oy isteyebileceğini görüyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), 7 Haziran’da yüzde 10’nun üzerinde oy alabilecek mi, alamayacak mı? Yeni parlamentoda bir HDP grubu bulunacak mı, bulunmayacak mı? Herhalde bu seçimlerde üzerinde en çok durulan sorular bunlar. Herkes kendi meÅŸrebince bu sorulara cevap arıyor. Politik sohbetler bu konu ile açılıyor, bu konu ile kapanıyor.
Aslında, bu son derece normal. DiÄŸer üç partinin üç aÅŸağı beÅŸ yukarı ne kadar oy alabileceÄŸi kestirilebiliyor. Buna göre parlamentonun nasıl ÅŸekillenebileceÄŸine dair tahminler de yürütülebiliyor. Ama asıl HDP’nin alacağı sonuç önem taşıyor. Çünkü diÄŸer partilerin bir-iki puan eksik veya fazla almaları ile HDP’nin bir-iki puan eksik veya fazla alması arasında siyasal dengeleri etkileme bakımından çok büyük bir fark bulunuyor. HDP’nin elde edeceÄŸi netice anayasal rejimin deÄŸiÅŸip deÄŸiÅŸmeyeceÄŸinden, deÄŸiÅŸecekse nasıl deÄŸiÅŸeceÄŸine, Çözüm Süreci'nin seyrinden yeni bir anayasanın yapılıp yapılamayacağına kadar birçok hayati mevzuya direkt tesir edecek. Dolayısıyla HDP’nin tartışmaların odağında yer almasında, göstereceÄŸi performansın kendisi kadar diÄŸer partilere de dert olmasında ÅŸaşılacak bir durum yok.
HDP’nin barajı geçebilmesi ise, üç seçmen grubunu bir aya getirebilmesine baÄŸlı. HDP ancak;
a) Geleneksel tabanını muhafaza ettiğinde,
b) CumhurbaÅŸkanlığı seçiminde kazandığı yeni seçmenlerini elde tuttuÄŸunda, ve
c) Hatırı sayılır miktarda yeni seçmen kazandığında hedefine ulaÅŸabilir. Çünkü, Selahattin DemirtaÅŸ’ın 10 AÄŸustos’taki cumhurbaÅŸkanlığı seçiminde aldığı her oyu tek tek muhafaza etse dahi HDP’nin asgari 600-700 bin oy daha hanesine yazdırması gerekiyor.
“Büyük Ä°nsanlık”
Bu gereklilik altında HDP seçmenlerin karşısına “Büyük Ä°nsanlık” isimli beyannamesiyle çıkıyor. Beyannameye bakıldığında HDP’nin bilhassa “yeni kazanılacak seçmen” üzerinde odaklandığı görülüyor. HDP kurmayları muhtemelen geçmiÅŸten bugüne gelinceye deÄŸin her ÅŸart altında kendine oy verenler ile cumhurbaÅŸkanlığı seçiminde DemirtaÅŸ’ı tercih edenlerin, bu seçimde de baÅŸka yere gitmeyeceÄŸini hesap ediyorlar. Bunları “elde var bir” olarak görüp gözlerini yeni seçmenlere dikiyorlar. Nitekim HDP’den gelen tüm açıklamalar da bunu teyit ediyor. Hemen her HDP’li DemirtaÅŸ’ın kazandığı oyu bir hareket noktası olarak kabul ediyor ve bunun üzerinden ne kadar oya ihtiyaç duyulduÄŸunun hesabını yapıyor.
HDP’nin beyannamesinin de tamamen bu fikre göre kaleme alındığını söylemek mümkün. Bölgeden gelecek oyların barajı aÅŸmaya yetmeyeceÄŸini, ancak metropollerde anlamlı bir oy artışıyla amacına varabileceÄŸini düÅŸünen HDP beyannamesinde Türkiye’nin batısındaki seçmenlerin hassasiyetlerine sesleniyor.
Birkaç hedef kitlesi var HDP’nin. Bunların başında; nefret düzeyinde Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) ve Tayyip ErdoÄŸan’a karşıt olanlar, Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) oy veren Aleviler ve “Beyaz Türkler” geliyor. HDP bunları memnun edecek bir dil kullanıyor. Mesela, baÅŸkanlık rejimine mutlak bir karşıtlık sergiliyor, “özgürlükçü laik” olduÄŸunu özellikle vurguluyor, tüm maÄŸdur grupların demokratik taleplerini dillendiriyor, bütün kimliklerin birlikte yaÅŸayabildiÄŸi âdem-i merkeziyetçi bir yönetimi savunuyor, her türlü hayat tarzının garantisi olarak kendini sunuyor. Yani HDP, mevcut iktidardan herhangi bir sebeple müÅŸteki olan herkese kapılarını açıyor, onlara toplanabilecekleri adresin HDP olduÄŸunu söylüyor ve bunun için de birçok teminat (baÅŸkanlık sistemine geçit verilmeyecek, AKP ile iÅŸbirliÄŸi yapılmayacak, vb.) veriyor.
HDP’nin çözümü
Bu yaklaşım HDP’nin Çözüm Süreci'ne iliÅŸkin görüÅŸlerinde de kendini belli ediyor. “Kürt Sorunu ve Çözüm Süreci” beyannamenin 12 ve 13. sayfalarında yer alıyor. Burada dikkat edilmesi gereken üç önemli konu var:
1. HDP, Dolmabahçe Mutabakatının önemini hatırlatıyor ve burada deklare edilen 10 maddeyi çözümün ilkesel çerçevesi olarak kabul ediyor. BilindiÄŸi üzere Abdullah Öcalan tarafından yazılan on maddede, demokratik siyasete, özgür ve anayasal vatandaÅŸlığa, kadın ve çevreye dair toplumsal taleplere, Çözüm Süreci'nin sosyo-ekonomik yapısına dair hükümler var. Öcalan, bu on maddenin yeni bir anayasada somutlaÅŸması gerektiÄŸini belirtiyordu. Burada önem taşıyan husus; adı geçen on maddenin bugün HDP’nin oylarına talip olduÄŸu kesimleri rahatsız edecek bir içeriÄŸe sahip olmaması, tersine birçok yerde örtüÅŸmesidir.
2. HDP, “birlikte yaÅŸama iradesine” vurgu yapıyor ve çözümü Türkiye’nin sınırları içinde saÄŸlamayı esas alıyor. Zaten “demokratik cumhuriyet ve ortak vatan” Öcalan’ın on maddesinin özünü teÅŸkil ediyordu. Öcalan, milletin demokratik ölçütlerle yeniden tanımlanmasını ve bunun çoÄŸulcu demokratik sistem içinde yasal ve anayasal güvencelere baÄŸlanmasını istiyordu.
HDP de buna paralel olarak, devletin tüm ayrımcı ve anti-demokratik uygulamalarına raÄŸmen Türkiye halklarının bir arada yaÅŸamaya devam ettiÄŸini belirtiyor. Tarihî dayanakları olan bu birlikteliÄŸin demokratik bir cumhuriyetin de temelini oluÅŸturduÄŸunu iddia ediyor ve HDP’nin siyasi misyonunu da “demokratik cumhuriyetin inÅŸası” olarak belirliyor. Çözümü ve barışı da bu minvalde deÄŸerlendiriyor HDP ve baÅŸta Kürt meselesi olmak üzere Türkiye’nin tüm demokrasi sorunlarının çözümü için çalışmayı taahhüt ediyor.
Bu, HDP'nin TürkiyelileÅŸme siyasetine denk düÅŸen bir dil. HDP, klasik seçmeninin kendi çerçevesini kabul ettiÄŸinden emin; bu nedenle Çözüm Süreci'ne dair konuÅŸurken de daha ziyade Türkiye’nin batısına konuÅŸuyor ve buradaki seçmenlere bazı güvenceler veriyor. HDP, Türkiye’nin birliÄŸine aşırı hassasiyet gösteriyor. Çünkü ancak sınırları tartışma konusu olmaktan çıkararak Türkiye’nin her yerinde siyaset yapabileceÄŸini ve herkesten oy isteyebileceÄŸini görüyor. Birlik konusunda teminat vererek, geçmiÅŸteki olaylar nedeniyle kendisi hakkında oluÅŸan algıyı ve endiÅŸeleri silmek istiyor. Åžüphesiz bu zaman alacak. Fakat “birlik siyaseti”nin bu derece açık ilanı, HDP’nin kimlik deÄŸiÅŸtirme ve Türkiye partisi olma iradesinin güçlüÄŸüne karine teÅŸkil ediyor.
3. HDP “her koÅŸulda silahsız çözüm ve demokratik siyaseti savunacağının” sözünü veriyor.
“Her koÅŸulda” ifadesinin altı çizilmeli. Bu sözün verilmesi iki açıdan önemli:
a. Bu, Çözüm Süreci'nde bundan sonraki dönemde karşılaÅŸması muhtemel bazı problemlerin ancak demokrasiyle giderilebileceÄŸini benimsemek ve baÅŸka bir çare aramamak anlamına geliyor.
b. Her koÅŸulda silahsız ve demokratik siyasetin arkasında durulacak olması, bundan böyle PKK’nin herhangi bir gerekçeyle Türkiye’de tekrardan silahlı mücadeleye giriÅŸmesini kabul edilemez kılıyor. Zannımca HDP beyannamesinin en önemli taahhüdü budur.
Çözüm Süreci sayesinde bütün siyasi aktörler, ülkenin tüm sorunlarına ancak demokratik siyaset içinde bir çare bulunabileceÄŸini kabul eder bir noktaya geldiler. Bir baÅŸka ifadeyle süreç, demokratik yönde zihinsel bir dönüÅŸüme ve sıçramaya yol açtı. Sadece bu bile, sürecin Türkiye demokrasisine ne kadar büyük bir katkı yaptığını göstermeye yeter.
Doç. Dr. Vahap CoÅŸkun, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi ÖÄŸretim Üyesi. Lisans ve yüksek lisans öÄŸrenimini Dicle Üniversitesi'nde gördü, doktorasını ise Ankara Üniversitesi'nde tamamladı. ÇeÅŸitli gazete ve dergilerde makaleleri yayımlandı. Ä°nsan hakları, demokrasi, Kürt Sorunu ve bunun hukuki yansımaları hakkında çalışmaları bulunuyor.
Henüz yorum yapılmamış.