Kürsü
Tacikistan; yoksulluk ve baskı ülkesi - Ziya VALİŞOV
Tacikistan, post-sovyet hinterlandının en yoksul ülkesidir. Bu yoksulluğun kaynağı, yeraltı madenlerinin yokluğu değil. Çünkü, Tacikistan, alüminyum, petrol,doğalgaz, alüminyum hatta uranyum gibi yeraltı zenginliklere sahiptir. Lakin, bu kaynakları kullanacak kalifiye işgücü,...
Tacikistan, post-sovyet hinterlandının en yoksul ülkesidir. Bu yoksulluÄŸun kaynağı, yeraltı madenlerinin yokluÄŸu deÄŸil. Çünkü, Tacikistan, alüminyum, petrol,doÄŸalgaz, alüminyum hatta uranyum gibi yeraltı zenginliklere sahiptir. Lakin, bu kaynakları kullanacak kalifiye iÅŸgücü, teknolojik bilgi ve yönetim-iÅŸletme becerilerinden yoksundur. Petrol ve doÄŸalgaz kaynaklarına sahip olmasına raÄŸmen, ihracat için ham petrol üretimi azdır hatta Tacikistan kendi ihtiyacı olan petrol ve doÄŸalgazı ithal etmektedir. Buna ilave olarak Tacikistan zenginlik yaratan en önemli kaynak olan insan potansiyeline sahiptir. Sekiz milyona ulaÅŸmış nüfusunun yarısı 18 yaÅŸ ve altında olan gençlerden oluÅŸuyor. Sert iklime sahip Tacikistan nüfusunun 1.5 milyonu Rusyada en ‘sert’ iÅŸlerde çalışarak hem kendi hayatını hem de ülke nüfusunun hayatını idame ettiriyor.
Lakin son aylarda Batı tarafından ambargoya maruz kalan Rusya’da rublenin deÄŸerinin düÅŸmesiyle Taciklerin durumu özellikle kötüleÅŸmeye baÅŸladı. Daha ÅŸimdiden tacik göçmenler Tacikistan’ın yolunu tutmuÅŸ gözüküyor.
Rusya’daki bu kriz zaten kırılgan olan Tacikistan siyasi ve ekonomik durumunu iyice içinden çıkılamaz duruma dönüÅŸtürebilir. Geçen hafta, Tacikistanda’ki Rusya askeri üstünde çalışan tacik vatandaÅŸların geciken maaÅŸlarını alamadıklarından dolayı protestolara baÅŸladıkları haberleri geldi. Bu baÄŸlamda Tacikistan’ın yoksulluÄŸunun gerçek kaynağına deÄŸinmek gereklidir. Bu yoksulluÄŸun gerçek kaynağı olarak baÅŸta çok kötü siyasi yönetim gelmektedir. Tacikistan, baÅŸkan Ä°mamali Rahmanov klanı ve onun etrafında kümelenmiÅŸ oligarÅŸi tarafından paylaşılarak yönetilmektedir. Ülkede her sektör aynen diÄŸer Orta Asya ülkelerinde olduÄŸu gibi bir grubun tekelindedir. RüÅŸvet ve yolsuzluk ise normal iÅŸ yürütme tarzıdır. Bunlara bir de gereksiz hükümet harcamaları eklenince ne demek istediÄŸimiz anlaşılacaktır.
Bütün diktatörlüklerde olduÄŸu gibi, bu yönetimler gösteriÅŸli harcamalara düÅŸkündürler. Mesela, 2010 yılında Azerbaycan hükümeti dünyanın en yüksek bayrak direÄŸini yaptırdı. 162 metre olan bu direk, sadece bir yıl sonra 2011’de Tacikistan yönetimi tarafından bu rekor kırılarak,165 metre ile dünyanın en yüksek bayrak direÄŸine sahip ülke adını kazandı.
Tacikistan rejimi, daha farklı, dudak uçuklatacak cinsten harcamalarla yapılmış gereksiz ‘büyük yapılara’ da sahiptir. Mesela, geçen yıl Tacikistan’da dünyanın en büyük çayevi(teahouse) açıldı. Bundan baÅŸka Tacikistan Orta Asya’nın en büyük kütüphanesine ve müzesine sahip olmakla övünür. Bu yapılar da yakın birkaç yılın ürünüdür. Tacikistan rejiminin yeni projesi ise, Orta Asyanın en büyük tiyatro binasını yapmaktır. Bu yapı için 100 milyon dolar bir ayrılacağı gelen haberler arasındadır.
Bunlara bir de Tacikistan’da özellikle halkın dini hassasiyetleri ile ilgili baskılar devam etmektedir. Anneler gününde konuÅŸma yapan Rahmanov, tesettürlü kadınları eleÅŸtirerek, onların giyimlerini ‘yabancı’ adeti olarak nitelemiÅŸtir. Dindarlar üzerinde baskılar, sakallı erkekleri taciz ederek, bağımsız camiler kapatarak, temelsiz suçlamalarla terörist damgalamaları ile tutuklamakla devam etmektedir. Devlet televizyonunda, fahiÅŸelerin örtünerek fiyat yükselttikleri gibi ağır hakaretlerle dindar halka sataşılmaktadır.
1992-1997 yılları arasında din faktörünün de etkili olduÄŸu kanlı bir iç savaÅŸ yaÅŸamış ülke için bu tarz baskılar aslında en son istenecek uygulamalar olmalıdır.
Rusyadaki krizin de etkisiyle ciddi bir yoksulluÄŸun pençesinde olan ve hak ve özgürlükler konusundan halkın baskıya maruz kaldığı Tacikistan’da yakın gelecekte ciddi sorunlarla yüz yüze kalacağı beklemek aşırı bir yorum olmayacaktır.
Henüz yorum yapılmamış.