Sosyal Medya

Güncel

'Dindar değilim' demeye utanıyoruz

WIN/ Gallup İnternational’ın dünyada dindarlık araştırmasının sonuçlarını değerlendiren Prof. Ali Köse insanımızın “Dindar değilim” demeye utandığı için gerçek oranın ortaya çıkmadığı görüşünde.



Geçtimiz hafta gündemdeki konulardan biri dünyada ve ülkemizde dindarlığın yükseldiÄŸini gösteren bir araÅŸtırmaydı. Ä°sviçre merkezli global araÅŸtırma ağıWIN/Gallup International'ın son çalışmasında dünyada ülkelere göre dindarlık oranı ortaya konuldu. AraÅŸtırma sonucunda dünya nüfusunun üçte ikisi kendisini dindar olarak tanımlıyor. Dünyanın en dindar ülkesi yüzde 94'le Tayland olurken, bunuErmenistan, BangladeÅŸ, Gürcistan ve Fas yüzde 93'le takip ediyor. Çin, yüzde 7 ile dindarlığın en az olduÄŸu ülke olarak dikkat çekiyor, Çinlilerin yüzde 61'i araÅŸtırma verilerine göre kendini ateist olarak tanımlıyor. Peki ülkemizde durum ne? Yine aynı araÅŸtırmanın verilerine göre Türk halkının yüzde 79'u kendini dindar olarak tanımlıyor. Yüzde 13'lük bir kesim 'dindar deÄŸilim' cevabını verirken, araÅŸtırmada kendisini din konusunda herhangi bir ÅŸekilde tanımlamayanların ya da soruya cevap vermeyenlerin oranı ise yüzde 6. Kendisini ateist olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 2'ydi.

ORAN GENÇLERDE DAHA YÜKSEK

Dünyada 25-34 arasındaki yaÅŸ grubunda dindarlık yüzde 65'in üzerine çıktı. 55 yaÅŸ üstündekilerde bu oran yüzde 60'ın altına düÅŸtü. Türkiye'de ise gençler arasında dindarlık oranı düÅŸerken 35 yaşından sonra kendini dindar olarak tanımlayanların sayısı yükseliyor. Marmara Üniversitesi Ä°lahiyat Fakültesi'nde Din Psikolojisi ve Sosyolojisi üzerine çalışmalar yapan Prof. Dr. Ali Köse ve araÅŸtırmanın Türkiye ayağını yürüten BAREM Genel Müdürü Hakan Döngel'le dünyada ve ülkemizde artan dindarlık üzerine konuÅŸtuk.

''Ä°NANÇ MAYAMIZDA VAR''

Hakan Döngel geçmiÅŸ yıllarda yapılan araÅŸtırmaları da göz önüne aldığımızda dindarlığın arttığını söylemenin doÄŸru olamayacağını belirtiyor ve "Zaten Türkiye, dünya ortalamasının üzerinde oranlarda inançlı bir ülke ve böylesi bir artışa da ihtiyacının olduÄŸunu söylemek doÄŸru olmayacaktır. Dünyada inanca olan yönelim artıyor. Bunun en somut göstergesi, Rusya ve DoÄŸu Avrupa ülkelerinin komünizm sonrası inanca yönelmiÅŸ olmalarıdır" diyor. Hakan Döngel araÅŸtırmada Türkiye içinde bazı kıyı iller dışında, kır-kent ya da doÄŸu-batı arasında önemli bir farklılık çıkmadığını bunun da coÄŸrafyamızda, dinin homojen bir olgu olduÄŸunu gösterdiÄŸini söylüyor ve ekliyor "Bu sonuçlar inancın bu milletin mayasında olduÄŸunu göstermektedir." Türkiye'de yapılan çeÅŸitli araÅŸtırmaların verilerine dayanarak son 30 yılda 'ben dindarım' diyenlerin oranının yüzde 45 ila 60 arasında deÄŸiÅŸtiÄŸini dile getiren Köse ise, Türk halkının artan dindarlığının öncelikle bir takım dini ritüelleri yerine yetirenlerin sayısındaki artış olmadığının altını önemle çiziyor ve ÅŸunları ekliyor: "Dindar mısın sorusuna Türk halkı 'deÄŸilim' cevabını vermeyi her ÅŸeyden önce kendine yediremiyor. Ben dindar biri deÄŸilim cevabını vermek istemiyor. Bu yüzden biz de dindarlık verileri her zaman olduÄŸundan daha yüksektir."

Ä°DEOLOJÄ°NÄ°N YERÄ°NÄ° DÄ°N ALDI

Amerikalı sosyolog Wright Mills'in "Eskiden din kiliselerin çanlarındaydı bugün ise her yerde" sözünü hatırlatan Prof. Ali Köse, geçmiÅŸte ideolojilerin yerini bugün yeniden din olgusunun ele geçirdiÄŸini söylüyor. Köse, dünyada ve ülkemizde kiralık anneden, gen araÅŸtırmasına, organ naklinden, ötenaziye kadar her konunun dini boyutunun da tartışılır hale gelmesini dinin hayatımızdaki önemini gösterdiÄŸini dile getiriyor. Ermeni soykırımı meselesine kiliseden papanın da katılmasını ise günümüzde pek çok meselenin artık ideolojik deÄŸil dini boyutunun öne çıktığının sonucu olduÄŸunu belirten Köse, "Biz ne kadar etnik desek de aslında Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasındaki bir mesele olduÄŸunu Papa'nın bu olayla ilgili yorum yapmasından anlıyoruz" diyor.

''MÜZE YAKLAÅžIM''

AraÅŸtırma sonuçlarında dünyada gençler arasında dindarlık artarken Türkiye'de dindarlığın 35 yaşından sonra arttığı görülüyor. Prof. Ali Köse, bu durumu "Bizim halkımızda mesela Hac'a gitmek gibi bir takım dini ritüelleri 'ileri yaÅŸlarda yaparım' anlayışı var. Ben buna 'müze yaklaşım' diyorum. Ä°nsanlar 'ben bunları bugün yapamıyorum ama bir kenarda dursun zamanı geldiÄŸinde yaparım' anlayışı var" sözleriyle açıklarken Hakan Döngel buna pek katılmıyor.

Esasında Türkiye gençliÄŸinin dindarlık oranının dünyadan yüksek olduÄŸunu ancak orta ve üst yaÅŸ grubunun kendini ''daha yüksek oranda'' inançlı olarak tanımladığını ifade eden Döngel, Türkiye'de hızlı yaÅŸanan ÅŸehir hayatları, iÅŸ ve kariyer kaygılarının gençlerde inançların orta ve üst yaÅŸ grubuna göre bir nebze geri planda kalmasına etken olduÄŸunu söylüyor. Hakan Döngel'e göre dünyada genç neslin kendini dindar olarak tanımlaması, modern hayatın maneviyatı doyurmadığını ve inanca olan ihtiyacın artmakta olduÄŸunu gösteriyor. Dünyada dindarlığın artmasının sebebi ise Köse'ye göre 'dünyada ideolojik savaÅŸların yerini yeniden dine bırakması'. Mesela komünizmin her zaman dinle savaÅŸtığını hatırlatan Köse, komünizmin çöktüÄŸü Gürcistan, Rusya gibi ülkelerde dindarlığın yükseliÅŸini buna baÄŸlıyor. Bunun örneÄŸini de ÅŸöyle veriyor: "Marksizm, dinle savaÅŸ açtı ve mesela St. Petersburg'da ünlü Vladimir Kilisesi o dönemde kütüphaneye çevrildi. Ä°çi de din karşıtı kitaplarla dolduruldu. Bir kaç yıl önce bu kiliseye gittiÄŸimde gün doÄŸmadan kilisenin bahçesini dolduran iki yüzün üstünde kadın, papazla buluÅŸmuÅŸ ondan dilek diliyorlardı. Din sosyologları arasında söylenen bir meÅŸhur bir söz vardır. Dün Marksizm bugün ise Vladimir Marksizm'i tahtından etti. 

(Yeni Åžafak)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.