Güncel
Türkiye'nin karanlık döneminin belgeleri açıklanıyor!
İstiklal Mahkemeleri'ne ait bazı belgeler kamuoyunun bilgisine sunuldu.
Kurulmasının üzerinden geçen 95 yıl sonra, Ä°stiklal Mahkemeleri'ne ait bazı belgeler gün yüzüne çıkarak, kamuoyunun bilgisine sunuldu. Bu belgeler 3 ciltte toplandı. "Ä°stiklal Mahkemeleri" baÅŸlıklı birinci cilt 330 sayfadan, "Ä°stanbul Ä°stiklal Mahkemeleri" baÅŸlıklı ikinci cilt 286 sayfadan, "Elcezire Ä°stiklal Mahkemesi" baÅŸlıklı üçüncü cilt ise 290 sayfadan oluÅŸuyor.
TBMM BaÅŸkanı Cemil Çiçek, bugün düzenlediÄŸi basın toplantısında Ä°stiklal Mahkemeleri'nin, bugüne kadar tasnifi yapılan ve elektronik ortama aktarılan belgelerini açıkladı. Belgeler, harici bellekte dağıtıldı.
Ä°stiklal Mahkemeleri'ne ait çevirileri yapılan belgeler 3 ciltte toplandı. "Ä°stiklal Mahkemeleri" baÅŸlıklı birinci cilt 330 sayfadan, "Ä°stanbul Ä°stiklal Mahkemeleri" baÅŸlıklı ikinci cilt 286 sayfadan, "Elcezire Ä°stiklal Mahkemesi" baÅŸlıklı üçüncü cilt ise 290 sayfadan oluÅŸuyor. "EskiÅŸehir Ä°stiklal Mahkemeleri" baÅŸlıklı dördüncü cilt ile "Isparta Ä°stiklal Mahkemeleri' baÅŸlıklı beÅŸinci cilt basım aÅŸamasında; kalan diÄŸer mahkemelerin tasnifi, indeksi ve elektronik ortama aktarma çalışmaları devam ediyor.
Meclis'in ambleminin de yer aldığı ciltlerin baÅŸlıkları, Türkçe ve Osmanlıca yazıldı. Prestij kitap olarak 2'ÅŸer bin adet basılan ciltler Meclis'te satışa sunulacak.
TBMM Kütüphane ve ArÅŸiv Hizmetleri BaÅŸkan Yardımcısı Abdulhekim Koçin'in proje koordinatörlüÄŸünde yürütülen çalışmalar sonucunda, Ä°stiklal Mahkemelerine ait 12 mahkemenin, (Ä°stanbul, El-cezire, EskiÅŸehir, Isparta, Amasya, Ankara 1, Ankara 2, Kastamonu, Konya, Pozantı, Åžark ve Yozgat mahkemeleri) arÅŸiv belgelerinin envanter çalışmaları tamamlandı.
Bu çalışma neticesinde tespit edilen 874 klasör, bin 471 dosya, 158 defterin (karar, zimmet, dosya, esas, varide, sadıra, ilam, eÅŸya-yı cürmiye, arz-ı hal, hesap, kasa, aza intihab, muhabere, ÅŸifre, talik) envanteri çıkarıldı. Bunlar arasında yer alan 26 karar defterinin Osmanlı Türkçesinden bugünün Türkçesine çevirisi ve elektronik ortama aktarılması iÅŸlemleri yapıldı.
Ä°stiklal Mahkemelerinden Ä°stanbul, Elcezire, EskiÅŸehir ve Isparta Ä°stiklal Mahkemelerinin dosya usulü tasnifi yapıldı, elektronik ortama aktarılarak indeks çalışmaları tamamlandı. Ä°stanbul, Elcezire, EskiÅŸehir ve Isparta Ä°stiklal Mahkemeleri dosyalarının içeriklerinin kamuoyu ile paylaşılabilmesi yönünde görüÅŸü sorulan Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu olumlu görüÅŸ verdi.
Ä°STÄ°KLAL MAHKEMELERÄ° NE ZAMAN KURULDU?
Birinci ciltte, Ä°stiklal Mahkemeleri'nin kuruluÅŸ süreci, nasıl kurulduÄŸu, nasıl çalıştığı ve aldığı kararlar anlatıldı.
Buna göre, Ä°stiklal Mahkemeleri'nin bir kısmı milli mücadele'nin sürdüÄŸü yıllarda, bir kısmı ise Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra kuruldu.
TBMM'nin arÅŸivinde bu mahkemelere ait 914 bin sayfa civarında evrak bulunuyor. Kurulan ilk mahkemelerden bugüne kadar 95 yıl geçmesine raÄŸmen çeÅŸitli sebeplerle Ä°stiklal Mahkemelerinin henüz tatmin edici, eksiksiz, güvenilir bir tarihi yazılamadı; arÅŸivde muhafaza edilen söz konusu evrakın analitik tasnifi yapılamadı; indeksi ve istatistikleri çıkarılamadı.
Ä°tilaf devletleriyle imzalanan Mondros Mütarekesiyle birlikte Osmanlı Devleti resmen olmasa da fiilen sona erdi. Bunun üzerine Millî Mücadele'yi baÅŸarıya ulaÅŸtırmak ve elde kalan toprakları düÅŸman istilasından korumak için 23 Nisan 1920'de TBMM kuruldu.
Kurulan Meclis'in en önemli sorunlarında biri askerlikten firar edenler oldu. Otoritenin sarsıldığı, düÅŸman iÅŸgallerinin baÅŸladığı böyle bir dönemde soygun ve yaÄŸmacılık yapan firari askerler memleketteki otoriteye büyük zarar vermeye baÅŸladı. TBMM, kuruluÅŸunun hemen sonrasında 29 Nisan 1920'de 2 numaralı Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nu çıkarmak suretiyle içerde güvenliÄŸi saÄŸlamaya çalıştı. Ancak bu kanunun dört aylık uygulama süresinde beklenen sonuç alınamadı.
Bu konuda kesin bir sonucun alınabilmesi için o günkü ÅŸartlarda olaÄŸanüstü mahkemelerin varlığına ihtiyaç duyulduÄŸundan, 11 Eylül 1920 tarihinde 21 numaralı Firariler Hakkında Kanun çıkarıldı. Çıkarılan bu kanuna dayanılarak Ä°stiklal Mahkemelerinin kurulmasına, kurulacak olan mahkemelerin firar eden askerlerle ilgilenmesine ve bu konuda verecekleri kararların da temyizinin olmayacağına karar verildi. Bu kanundan bir hafta sonra 18 Eylül 1920'de Heyet-i Vekile'nin verdiÄŸi teklifle 14 yerde Ä°stiklal Mahkemesi kurulması istendi ve aynı gün 45 numaralı Meclis Kararı ile Ankara, EskiÅŸehir, Konya, Isparta, Sivas, Kastamonu, Kayseri olmak üzere yedi bölgede Ä°stiklal Mahkemesinin acilen kurulması kararlaÅŸtırıldı.
Bu karardan sonra 26 Eylül 1920'de çıkarılan 28 numaralı Kanunla Ä°stiklal Mahkemelerinin yetkileri geniÅŸletildi. Bu kararla mahkemelere askerlikten firar suçunun yanısıra, Hıyanet-i Vataniye Kanunu kapsamında bulunan askeri ve siyasi casusluk suçlarına bakma yetkisi de verildi.
ASKERLÄ°KTEN FÄ°RAR, GASP, SOYGUN, Ä°Ç GÜVENLİĞİ Ä°HLAL, BOZGUNCULUK, CASUSLUK DAVALARINA BAKTI
27 Ekim 1920'de ise çıkarılan Meclis tezkeresiyle Kayseri Ä°stiklal Mahkemesinin kurulmasına gerek olmadığına karar verildi. Ancak 9 Kasım 1920'de 68 numaralı Meclis Kararı ile bu mahkemelerin yanında Diyarbekir'de; 15 Kasım 1920'de ise 73 numaralı Meclis Kararı ile Pozantı'da birer Ä°stiklal Mahkemesinin kurulması kararlaÅŸtırıldı. Bu dönemde kurulan Ä°stiklal Mahkemeleri, askerlikten firar edenlerle alakalı davalara bakmanın yanısıra gasp, soygun, iç güvenliÄŸi ihlal, bozgunculuk, casusluk gibi davalara da baktı.
Ankara Ä°stiklal Mahkemesi bu mahkemelerden farklı olarak gıyaben Sadrazam Damat Ferit PaÅŸa, Rıza Tevfik, ReÅŸat Halis, Çerkez Ethem'in davaları ile Mustafa SaÄŸir ve YeÅŸil Ordu gibi siyasi ağırlıklı davalara da baktı.
Mahkemelerin dört aylık görevi sonrasında beklenen sonucun alınması üzerine, Ankara Ä°stiklal Mahkemesi hariç, bu dönem Ä°stiklal Mahkemeleri 17 Åžubat 1921 tarihli 97 numaralı Meclis kararıyla kapatıldı. Ankara Ä°stiklal Mahkemesi ise 31 Temmuz 1922 tarihine kadar görevine devam etti. Ankara Ä°stiklal Mahkemesi dışındaki mahkemelerin kaldırılmasından sonra firar, casusluk, gasp ve soygunculuÄŸun yeniden arttığı, iç güvenliÄŸin yeniden bozulmaya baÅŸladığı gerekçesiyle 23 Temmuz 1921 tarihli 140 numaralı Meclis Kararıyla Konya, Kastamonu ve Samsun'da birer Ä°stiklal Mahkemesinin kurulmasına karar verildi. Daha sonra, 5 AÄŸustos 1921 tarihinde çıkarılan 144 numaralı BaÅŸkumandanlık Kanunu ile Meclis, yetkilerini Mustafa Kemal PaÅŸa'ya devretti ve böylece kurulmuÅŸ olan mahkemeler de doÄŸrudan Mustafa Kemal PaÅŸa'ya baÄŸlandı.
Mustafa Kemal PaÅŸa'nın gördüÄŸü lüzum üzerine 8 Eylül 1921 tarihli BaÅŸkumandanlık tezkeresiyle Yozgat Ä°stiklal Mahkemesi kuruldu ve Tekalif-i Milliye Emirleri'ni uygulamayanların cezalandırılması konusu da Ä°stiklal Mahkemelerinin görevleri arasına alındı. Buna ilaveten bu tarihten sonra istifa eden Ä°stiklal Mahkemeleri üyelerinin yerine yeni üyelerin atanması da bizzat BaÅŸkumandan tarafından yapıldı. Mustafa Kemal PaÅŸa'ya üç ay süre ile verilen BaÅŸkumandanlık vazifesi, aralıklarla üç defa uzatıldı; 20 Temmuz 1922'de kabul edilen 245 numaralı Kanunla da süresiz hale getirildi.
İstiklal Mahkemeleri; asker firarileri, rejime muhalif olanlar, iktidara destek vermeyen gazeteciler, şapka inkılabına muhalefet edenler, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'e suikast, Şeyh Said ayaklanması ve İskilipli Atıf Hoca hakkında yargılama yaptı.
Buna göre, 31 Temmuz 1922 tarihinde 249 numaralı Ä°stiklal Mehakimi Kanunu kabul edilip mahkemelerin görev ve yetkileri yeniden belirlenerek kısıtlandı. 1 AÄŸustos 1922 tarihli 274 numaralı Meclis Kararıyla da bu mahkemelerin faaliyetlerine son verildi.
Samsun Ä°stiklal Mahkemesinin kaldırılmasından sonra, Rum çetelerinin faaliyetlerine yeniden baÅŸlaması ve bölgede asayiÅŸin bozulması sebebiyle 27 Temmuz 1922 tarihinde Amasya Ä°stiklal Mahkemesi kuruldu. Mahkeme göreve baÅŸlamakla birlikte, üyelerinin görevlerinden istifa etmesi, yeni üye seçimlerinin uzun zaman alması ve sonuçsuz kalması üzerine 27 Kasım 1922'de fiilen kaldırıldı.
Askerlikten firar edenlerin tüm tedbirlere raÄŸmen Elcezire Bölgesinde önlenememesi üzerine, 22 Ocak 1923'te 335 numaralı Meclis Kararı ile merkezi Diyarbekir'de bulunmak, sahası Elcezire cephesi mıntıkası olmak ve sırf askerlikten firar edenler ile ilgili davalara bakmak üzere yeni bir Ä°stiklal Mahkemesi kuruldu. Söz konusu mahkeme 9 Mart 1923'ten 11 Mayıs 1923'e kadar iki ay süreyle çalıştı.
Milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasından sonra TBMM ile Ä°stanbul Hükümeti arasında siyasi iktidarın gerçek sahibinin kim olduÄŸu tartışmaları baÅŸladı. Bunun üzerine 1 Kasım 1922'de TBMM tarafından saltanata son verildi ve 18 Kasım 1922'de Abdülmecit halife olarak seçildi. 1 Nisan 1923'te ise Meclis kendini feshederek seçime gitme kararı aldı. Ancak, Meclis dağılmadan bir gün önce 15 Nisan 1923 tarihinde 334 ve 335 numaralı kanunlarla Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nun 1. ve 8. maddelerinde deÄŸiÅŸiklikler yaptı. Yapılan bu düzenleme ile saltanatı geri getirmek için yapılacak faaliyetler Hıyanet-i Vataniye Kanunu kapsamına alındı.
Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nda yapılan deÄŸiÅŸiklikten ve Meclis'in kapanmasından sonra 23 Temmuz 1923 tarihinde Lozan AntlaÅŸması imzalandı. 11 AÄŸustos 1923 tarihinde ise 2. TBMM açıldı ve ilk iÅŸ olarak Lozan Barış AntlaÅŸması onaylandı. Ardından 13 Ekim 1923 tarihinde Ankara baÅŸkent ilan edildi. 29 Ekim 1923 tarihinde ise Cumhuriyet kuruldu.
AÄžA HAN VE EMÄ°R ALÄ°, HALÄ°FELÄ°K KONUSUNDA CUMHURBAÅžKANI VE BAÅžBAKAN'A MEKTUP YAZDI
Saltanatın kaldırılması ve Cumhuriyet'in ilan edilmesi gibi hadiseler, Ä°stanbul basınının önemli bir kısmının tepkisine neden oldu. Bazı gazetelerde bu tür hadiselerin hilafetin kaldırılmasıyla neticeleneceÄŸine dair yazılar yazılmaya baÅŸlandı. Hükümet ise Ä°stanbul basınının bu tutumunu devrimlere karşı bir tepki olarak algıladı. Ankara-Ä°stanbul arasında sert tartışmaların yaÅŸandığı böyle bir ortamda Hint Müslümanlarının liderlerinden AÄŸa Han ve Emir Ali'nin halifelik ile ilgili olarak CumhurbaÅŸkanı ve BaÅŸbakan'a yazdıkları bir mektup, ilgililerin eline geçmeden Ä°stanbul basınında yayımlandı.
Mektupta dünya Müslümanları için halifeliÄŸin öneminden bahsedilerek Türklerde kalmasının Türkiye'ye güç katacağı belirtiliyor ve halifeliÄŸin kaldırılmaması gerektiÄŸi tavsiye ediliyordu. 8 Aralık 1923 tarihinde konu Meclis gündemine geldiÄŸinde Ä°smet PaÅŸa, bu ÅŸahısların Ä°ngiliz Hükümetinin yönlendirmeleriyle hareket ettiklerini ve bu mektubu yayımlayanların Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nun birinci maddesine göre suç iÅŸlediklerini ileri sürerek Ä°stanbul'da bir Ä°stiklal Mahkemesi kurulmasını teklif etti. Yapılan muhalefete raÄŸmen 50 numaralı Meclis Kararı ile Ä°stanbul'da bir Ä°stiklal Mahkemesi kuruldu.
Mahkeme, 10 Aralık 1923 tarihinde bir beyanname yayımlayarak Cumhuriyet'in mevcudiyetine ve esasatına karşı hareket ve teÅŸebbüse cür'et edenleri ÅŸiddetle cezalandıracağını açıkladı. Mahkeme ilk iÅŸ olarak AÄŸa Han ile Emir Ali'nin mektubunu yayımlayan gazetecilerle ilgili yargılamaları gerçekleÅŸtirdi. Mahkemenin yaptığı diÄŸer önemli yargılamalardan biri Ä°stanbul Baro Reisi Lütfi Fikri Bey'in yargılanması bir diÄŸeri ise CumhurbaÅŸkanı Mustafa Kemal'e ve Cumhuriyet'e suikast davası. 30 Ocak 1924 tarihinde suikast davasının sonuçlanmasından sonra 5 Åžubat 1924 tarihinde mahkemenin görevine son verildi. Ä°stanbul Ä°stiklal Mahkemesi 10 Aralık 1923 ile 5 Åžubat 1924 tarihleri arasında yaklaşık iki ay süre ile çalıştı.
Saltanat ve hilafetin kaldırılması, Cumhuriyet'in kurulması gibi hadiseler Meclis'te ciddi bir muhalefetin oluÅŸmasına sebep oldu. Meclis'te muhalefetin ve görüÅŸ ayrılıklarının derinleÅŸtiÄŸi böyle bir dönemde 13 Åžubat 1925 tarihinde Åžeyh Said olayı meydana geldi. Olayı bir karşı devrim olarak algılayan Ä°smet PaÅŸa ve Cumhuriyet Halk Fırkası içerisinde kendisine yakın olan bir grup, BaÅŸvekil Ali Fethi Bey'i pasif kalmakla suçlayarak, sert bir muhalefete baÅŸladı.
ANKARA VE ÅžARK Ä°STÄ°KLAL MAHKEMELERÄ° ÇOK ÖNEMLÄ° DAVALARA BAKTI
4 Mart 1925'te Ali Fethi Bey BaÅŸvekillikten istifa etti ve yerine Ä°smet PaÅŸa BaÅŸvekilliÄŸe getirildi. Ä°smet PaÅŸa BaÅŸvekilliÄŸe getirildiÄŸi gün 578 numaralı Takrir-i Sükun Kanunu'nu çıkararak Ankara ve ayaklanmanın olduÄŸu bölgede birer Ä°stiklal Mahkemesi kurulmasını teklif etti. Aynı gün kabul edilen 117 numaralı Meclis Kararı ile Ankara ve Åžark Ä°stiklal Mahkemeleri kuruldu. Söz konusu kararla Åžark Ä°stiklal Mahkemesine verdiÄŸi idam kararlarını uygulama yetkisi verilirken, Ankara Ä°stiklal Mahkemesinin vereceÄŸi idam kararlarının Meclis'in onayından sonra infaz edilmesi hükme baÄŸlandı. Ancak 20 Nisan 1925 tarihinde, Meclis'in tatilde olduÄŸu süre boyunca Ankara Ä°stiklal Mahkemesine de verdiÄŸi idam kararlarını uygulama yetkisi tanındı. Åžark Ä°stiklal Mahkemesi yaklaşık iki yıl süren görevi sırasında birçok önemli davaya baktı. Bunların başında mahkemelerin kurulmasına gerekçe gösterilen Åžeyh Said ve arkadaÅŸlarının davası geliyor.
Ankara Ä°stiklal Mahkemesi baÅŸlangıçta askerlikten firar edenleri yargılamakla birlikte, daha sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile alakalı yargılamalar da yaptı. Mahkemede ayrıca birçok gazeteci rejime muhalefet ettiÄŸi gerekçesiyle tutuklanarak yargılandı. Ankara Ä°stiklal Mahkemesinin bakmış olduÄŸu önemli davalardan biri de milli mücadelenin önde gelen isimlerinin yargılandığı Ä°zmir Suikastı Davası. Bu davada Mustafa Kemal'e suikast giriÅŸiminde bulundukları gerekçesiyle zanlılar ve tertiple alakası olduÄŸu iddia edilen, içlerinde birçok paÅŸanın da bulunduÄŸu kiÅŸilerle ilgili yargılamalar yapıldı.
Åžapka kanununun çıkarılmasıyla memleket genelinde hükümete karşı oluÅŸan tepki ve protestolar üzerine, Ankara Ä°stiklal Mahkemesi; bu hareketleri Cumhuriyet'e karşı yapılan ayaklanma teÅŸebbüsleri ÅŸeklinde algılayarak Sivas, Tokat, Erzurum, Rize, Giresun ve Ankara'da gezici olarak görev yaptı ve ayaklanma saydığı bu olaylara müdahil oldu.
Rejime muhalif olanlardan iktidara destek vermeyen gazetecilere, ÅŸapka inkılabına muhalefet edenlerden Ä°zmir Suikastıyla itham edilenlere, Åžeyh Said'den Ä°skilipli Atıf Hoca'ya ve ittihatçılara kadar farklı davalara bakan bu iki mahkeme, kararları ve gördüÄŸü davaları itibarıyla Ä°stiklal Mahkemeleri içinde en merak edilenlerdendir. Farklı tarihlerde altışar aylık uzatmalarla yaklaşık iki yıl görev yapan bu iki mahkeme, 7 Mart 1927 tarihinde Meclis'in aldığı karar ile kapatıldı. Söz konusu bu iki mahkemeden sonra 1949 yılına kadar herhangi bir Ä°stiklal Mahkemesi kurulmamasına raÄŸmen, Takrir-i Sükun Kanunu 4 Mart 1929 tarihine kadar yürürlükte kaldı. Son olarak 4 Mayıs 1949 tarihinde çıkarılan 5384 numaralı "Ä°stiklal Mehakimi Kanunu ile Tadillerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanun" ileÄ°stiklal Mahkemeleri tamamen laÄŸvedildi.
Bu mahkemelerin üyeleri, milletvekilleri arasından seçildi, önce üç kiÅŸi olması kararlaÅŸtırıldığı halde, olası durumlara karşı dörde çıkarıldı, bunlardan birinin reis olması kararlaÅŸtırıldı ve yanlarına da bir savcı görevlendirildi. Mahkemelerin kararları kesindi; itiraz ve temyiz hakkı yoktu.
Henüz yorum yapılmamış.