Sosyal Medya

Güncel

Diyanet'ten çok önemli Cuma hutbesi

Diyanet İşleri Başkanlığı, hazırladığı Cuma hutbesinde farklılıkların hikmetinden bahsedildi.



Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı, hazırladığı Cuma hutbesinde her insan saygındır, mükerrem, özel olduÄŸu, dil, renk, cinsiyet ve milliyeti ne olursa olsun can, haysiyet ve malının dokunulmaz olduÄŸunu vurgularken, "EÄŸer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiÄŸi ÅŸeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı’ buyrulmaktadır. Böylece farklılıkların ilahi kudret ve hikmetin, imtihanın birer parçası olduÄŸu hatırlatılmaktadır" denildi.

"HER Ä°NSANIN CANI DOKUNULMAZDIR"

Din Hizmetleri Genel MüdürlüÄŸü tarafından Türkiye’deki bütün camilerde okutulmak üzere hazırlanan ‘Dünya Bize, Biz Birbirimize Emanetiz’ konulu hutbe, bütün müftülüklere gönderildi. Hutbede, insanlığın doÄŸusu batısı, kuzeyi ve güneyi ile büyük bir aile, Hz. Adem ile Havva’nın çocukları olduÄŸu vurgulanırken ÅŸöyle denildi:

“Bizi yoktan var eden, hilkatte eÅŸ, dinde kardeÅŸ kılan, hayat nimetini bizlere lütfeden Yüce Allah’ın kullarıyız. Her insan saygındır, mükerremdir, özeldir. Dili, rengi, cinsiyeti ve milliyeti ne olursa olsun her insanın canı, haysiyeti ve malı dokunulmazdır.”

“DÄ°NÄ°, MEZHEBÄ° FARKLILIKLAR ÇATIÅžMA NEDENÄ° GÖRÜLEBÄ°LÄ°YOR”

Allah’ın insanları konuÅŸma, görme, iÅŸitme gibi yeteneklerle donatırken, yeryüzünün imarıyla sorumlu kıldığı, aynı toprağın üstünde ve aynı gök kubbenin altında bir arada ve insana yaraşır bir ÅŸekilde yaÅŸama sınavına tabi tuttuÄŸu belirtilen hutbede ÅŸöyle devam edildi:

“Böylesi ağır bir yük omuzlarımıza yüklenmiÅŸken, birlikte yaÅŸama konusunda zaman zaman ciddi zaaflar gösterebiliyoruz. Etnik, dini, mezhebi ve meÅŸrebi farklılıklar, bazen çatışma nedeni olarak görülebiliyor. Farklı görüÅŸlere tahammül ve anlayış göstermek ne yazık ki, çoÄŸu zaman sadece dilde kalabiliyor. Ä°nsanların birbirlerini daha az anladığını hatta bazen hiç anlayamadığını üzülerek müÅŸahede ediyoruz. Hemen her gün, merhamet ve ÅŸefkatin yerini kin ve nefretin, dostluk ve kardeÅŸliÄŸin yerini düÅŸmanlık ve husumetin, içtenlik ve samimiyetin yerini riyakarlık ve gösteriÅŸin aldığından yakınıyoruz. Kıymetli KardeÅŸlerim! Her aile içinde küçük ya da büyük anlaÅŸmazlıklar olabilir. Topyekun insanlık ailesinin de her konuda uyuÅŸması, problemlerden uzak bir bütünlük ve birlik sergilemesi elbette mümkün ve gerçekçi deÄŸildir. Ancak çatışmanın, çekiÅŸmenin, ötekileÅŸtirmenin, ezmenin, üzmenin, hor görmenin, yok saymanın, dünyayı ve hayatı hepimize yaÅŸanamaz kıldığı da bir gerçektir. Oysa birlikte huzur ve güven içinde yaÅŸayabilmenin ahlakı ve hukuku Yüce Rabbimiz ve Efendimiz tarafından insanlığa takdim edilmiÅŸtir. Kerim Kitabımızda; ‘EÄŸer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiÄŸi ÅŸeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı’ buyrulmaktadır. Böylece farklılıkların ilahi kudret ve hikmetin, imtihanın birer parçası olduÄŸu hatırlatılmaktadır. Peki buna raÄŸmen dünyayı daha güzel, yaÅŸanabilir hale getirmek çok mu zor gerçekten? DürüstlüÄŸü, adaleti, sabrı iliÅŸkilerimizin mihveri yapmak, gökdelenler inÅŸa etmekten, ÅŸirketler kurup yönetmekten daha mı zor? Saygıyı, nezaketi, merhameti, paylaÅŸmayı hayatımıza hakim kılmak, hayal ötesi buluÅŸlara imza atmaktan, uzayın derinliklerinde incelemeler yapmaktan daha mı külfetli?”

“BÄ°RLÄ°KTE YAÅžAMA AHLAKIMIZI SORGULAYALIM”

Hutbede, kin ve nefret duygularını, hırs ve intikam arzularını parçalamanın, atomu parçacıklara ayırmaktan daha fazla mı çaba gerektirdiÄŸi sorulurken, “Yüreklerde sevgi, muhabbet, ÅŸefkat üretmek, kocaman fabrikalar kurup silah üretmekten daha mı masraflı ve zahmetli? Efendimiz (s.a.s)’in Ensar ve Muhacir arasında tesis ettiÄŸi destansı kardeÅŸlik hala diriliÄŸini zihinlerimizde muhafaza etmektedir. Bu kardeÅŸlik sevgi, saygı, yardımlaÅŸma, dayanışma, paylaÅŸma ve özveri temellidir. Geliniz, Efendimizin sahip olduÄŸu ve ümmetine öÄŸrettiÄŸi bu kardeÅŸlik ve birlikte yaÅŸama ahlakını hayatımıza ne kadar yansıtabildiÄŸimizi hep birlikte sorgulayalım: Rahmet Elçisi (s.a.s), “Mümin, cana yakın kimsedir. Ä°nsanlarla dostluk kurmayan, kendisiyle dostluk kurulamayan kimsede hayır yoktur’ buyuruyor. Peki bugün bizler, hiçbir kaygı gütmeksizin sevgi ve muhabbetle gönüllerimizi birbirimize açabiliyor muyuz? Aramızdaki kardeÅŸlik baÄŸlarına sımsıkı tutunabiliyor muyuz?” diye devam edildi.

Hutbede, kutsal 3 aylara girilmesine sayılı gün kaldığı hatırlatılırken, Hz. Muhammed’in inananlara kardeÅŸe tebessüm etmeyi dahi sadaka olduÄŸunu haber verdiÄŸi halde bunun ne kadar yerine getirilebildiÄŸi sorulurken, ÅŸöyle devam edildi:

BÄ°Z BÄ°RBÄ°RÄ°MÄ°ZE EMANETÄ°Z

"Allah Resulü (s.a.s), ‘Allah için size sığınan kimseye sığınak olun. Allah için isteyen kimseye verin. Sizi davet edenin davetine icabet edin. Size bir iyilik yapana karşılığını verin’ buyuruyor. Peki, zorda, darda kalanlara yalnızca Rabbimizin rızasını umarak yardım elimizi uzatabiliyor muyuz? Yoksa her bir yetimi, öksüzü, sahipsizi, yoksulu rahatımızı kaçıran bir yük olarak mı görüyoruz? KardeÅŸlerim! ‘Kendinizi beÄŸenip temize çıkarmayın. Kimin takva üzere olduÄŸunu O çok iyi bilir’ ayeti gereÄŸince kendimizi hesaba çekip eksiklerimizi telafi etmeye mi çalışıyoruz? Yoksa hata ve kusurlarımızı görmezden gelip, kalpler kırıp, onurlar mı çiÄŸniyoruz? Günlük hayatın akışı içinde, çoÄŸu zaman öfkemize yenik mi düÅŸüyoruz? KardeÅŸlerimize olan raÄŸbet, sevgi ve muhabbetimizi, sadakatimizi bir kez daha gözden geçirelim. Beraberce huzur içinde yaÅŸayabilmek adına saygı, hoÅŸgörü, merhamet ve adalet baÅŸta olmak üzere ahlaki erdemleri hayatımıza hakim kılmak için gayret gösterelim. Kendimize nasıl muamele edilmesini istiyorsak baÅŸkalarına da öyle muamele edelim. Unutmayalım ki; dünya bize, biz birbirimize emanetiz." 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.