Sosyal Medya

Coğrafyamız

İsrail seçimleri Filistinliler'e ne vaadediyor?

Geçen hafta gerçekleşen İsrail seçimlerinde yapılan anketlerin tersine Netanyahu'nun partisi birinci çıktı. Savaş ilanı gibi seçim vaadinde bulunan Netanyahu ''Filistin diye bir yer olmayacak'' ifadesiyle Batı'nın da tepkisini çekmişti. Peki İsrail seçimleri Filistinliler'e ne vaadediyor? Akşam gazetesi yazarı Ufuk Ulutaş köşe yazısında bu konuya değindi.



Ufuk UlutaÅŸ ABD'nin yakında"ABD-Ä°srail baÄŸları koparılamaz" gibi bir açıklama yapacağı görüÅŸündeÄ°ÅŸte UlutaÅŸ'ın yazısı; 

Ä°srail’de anketler yanıldı, Netanyahu’nun Likud’u açık farkla 17 Mart seçimlerinden birinci parti olarak çıktı. Netanyahu seçimlerden sadece bir gün önce NRG’ye verdiÄŸi ropörtajda,“ülkeyi kendisinin yönettiÄŸi müddetçe bir Filistin Devleti’nin olmayacağını” söyleyerek son seçim atağını yapmıştı. Aynı ropörtajda Netanyahu, “Toprak boÅŸaltmak ve Filistin Devleti kurmak isteyenler Ä°srail’e karşı saldırması için radikal Ä°slam’a alan açıyor”diyerek Filistin Devleti’nin kurulmasını isteyenlerin “baÅŸlarını kuma gömdüklerini” iddia etti. 

Seçim günü dini-Siyonist Arutz Sheva’ya verdiÄŸi mülakatta ise Netanyahu’nun dilinden tüm standartlara göre ırkçı sayılabilecek ÅŸu cümleler döküldü: “Arap seçmenler V-15 (Ä°srailli anti-saÄŸ STK) ve yurtdışından fonlanan STK’lar tarafından oy merkezlerine taşınıyorlar... EÄŸer siz seçim sandıklarına gitmezseniz Ahmed Tibi ve Hanin Zuabi (Arap milletvekilleri) Herzog’u solun baÅŸbakanı yapacak”. Seçimlerin hemen ardından ise Amerikan MSNBC kanalına verdiÄŸi mülakatta tüm dünyanın zekasıyla alay edercesine “Ben tek devletli çözüm istemiyorum. Ben sürdürülebilir, barışçıl bir iki-devletli çözüm istiyorum; fakat bunun için ÅŸartlar deÄŸiÅŸmeli” dedi. Tabi en hafif ifadeyle U dönüÅŸü olarak nitelendirebliecek bu ifadeler ABD ve Batı dünyası tarafından Netanyahu’nun iki devletli çözümü açıkça ve samimice çöpe atmasının ardından yapılan eleÅŸtirilerin üzerine geldi. Netanyahu içindeki Arap düÅŸmanlığını ve Filistin nefretini samimice dışarıya vurduÄŸunda ABD ve diÄŸerleri, artık ne olduÄŸunu kendilerinin de bilmediÄŸi iki devletli çözüm hayalini çiÄŸnenmesine hoÅŸgörüyle bakmayacağını ifade etmek zorunda kaldı. 

Netanyahu’nun taktiksel U dönüÅŸü 

ABD için iki devletli çözüm bir tabu haline gelmiÅŸ durumda. Filistinlilerin maruz bırakıldığı zulme karşı ABD yönetimlerinin aÄŸzından çıkabilen tek kelime “iki devletli çözüm” olageldi. Aslında geçilmesine çoktan alıştığımız kırmızı çizgilerinden birisi oldu “iki devletli çözüm” ABD için. ABD iki devletli çözüm dedikçe, iÅŸgal derinleÅŸti. Ne var ki Filistin meselesinin bu duruma gelmesinin Ä°srail kolonizasyonuyla birlikte baÅŸ sorumlusu olan ABD, Netanyahu’nun iki günde yaptığı U dönüÅŸünü, seçim öncesi siyasi bir manevra olarak deÄŸerlendirdi. Obama eleÅŸtirdi, ama iki devletli çözümün çöpe atılmasından mıdır yoksa kiÅŸisel garezden midir bilinmez. Obama Netanyahu'ya her çıkıştığından kısa bir süre sonra ABD Yönetimi, "ABD-Ä°srail baÄŸları koparılamaz" açıklaması yapmak zorunda kalır. Yakında benzer bir açıklama görürüz. Barış havarisi kesilip de Netanyahu’nun ırkçı söylemlerine “seni gidi ÅŸakacı çocuk” yüzsüzlüÄŸüyle yaklaÅŸan çevrelerin “iki devletli çözüm” muhabbetlerinin arka planına biraz da demografik açıdan bakalım. Ürdün Nehri’nin batısından Akdeniz’e kadar uzanan tarihi Filistin topraklarında yaÅŸayanların sadece %48’i Yahudi. 6,2 milyon Ä°srailli Yahudi’ye karşın 6,6 milyon Arap yaÅŸamakta. Bunların sadece 1,7 milyonu Ä°srail vatandaÅŸlığına sahip. Nüfus artışı da Araplardan yana. 

Ya Apartheid, Ya Filistin Hakimiyeti 

Yani tarihi Filistin topraklarında tek devletle yola devam edilmesi Ä°srail’i ve yılmaz destekçilerini iki alternatifle karşı karşıya bırakıyor: Ya Güney Afrika tarzı bir Apartheid rejimi kurulacak ki halihazırda bu tarz bir rejimle büyük benzerlikleri var Ä°srail Devleti’nin. Filistinliler çoÄŸunluk oldukları topraklarda “üstün” Ä°srailliler’in boyunduruÄŸu altında yaÅŸayacak, ayrı otobüslere binecek, ayrı okullarda okuyacak, hukuki olarak ayrıma tabi tutulacak. Ya da demokratik bir yönetim kurulacak ve Filistinliler iktidara talip olacak ve Ä°srail’Ä°n 1948’den beri devam ettirdiÄŸi ırkçı ve ayrımcı yönetime son verecek. Ä°srail’in Batı’daki destekçileri için bu iki alternatif de savunulması zor alternatifler. Ne bu devirde açık bir Apartheid’i savunabilirler (örtülüsünü ÅŸu an savunuyorlar); ne de Filistinliler’in Ä°srailliler’i yönetmesine müsade ederler. Bu sebepten ehven-i ÅŸer iki devletli çözüm. 
Aslında ABD de iki devletli çözüm derken Netanyahu ile aynı fikirde: Ä°ki devletli çözüm için ÅŸartlar hazırlanmalı. Åžartlardan kasıt ise yine Netanyahu’nun düÅŸündüÄŸü gibi Filistinliler için “kuÅŸa çevirilmiÅŸ bir toprak parçası, savunulmaz sınırlar, kısıtlı egemenlik ve kukla bir yönetim”. Bu sebepten Netanyahu’nun ABD BaÅŸkanını karşısına alarak ve ırkçı temalarla yürüttüÄŸü seçimlerden galip çıkması ve ardından herkesin bildiÄŸi gibi aÄŸzının ucuyla yaptığı U dönüÅŸüne raÄŸmen, ABDÄ°srail'e hakkettiÄŸi tepkiyi (BM'de desteÄŸin çekilmesi) göstermeyecek. Bu yüzden seçimler Filistin’e yeniden, daha da şımartılmış ırkçı bir baÅŸbakan, bu ırkçılığa devekuÅŸu edasıyla yaklaÅŸan bir ABD hediye etti. Hayırlı olsun!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.