Coğrafyamız
Suriye'yi artık kimse umursamıyor
Suriye'deki sefalet, katliam ve karmaşa beşinci yılına girdi. Dünya, Suriye ve halkını yüzüstü bıraktı. Gazeteciler olarak performansımızı, vatandaş olarak da insanlığımızı sorgulamamız şart.
Kadının gözlerinde bir ÅŸey var. BaÅŸkalarının savaşına kurban gidenlerin yüzlerinde görmeye alışkın olduÄŸumuz o ÅŸaÅŸkınlıktan da öte; aklınızdan çıkaramayacağınız bir ÅŸey… Ä°nsanı zihninden ziyade kalbinden, iliklerinden vuran bir görüntü…
Yüzündeki ifade sanki bizlere doÄŸrudan ÅŸöyle soruyor: "Umrunuzda mı? Beni görüyor musunuz?"
Bu fotoÄŸrafı gördükten sonra, 15 Mart'ta, yani Suriye'de yaÅŸanan sefalet, katliam ve karmaÅŸanın beÅŸinci yıldönümünde internet sitemizin ana sayfasına koymak için daha uygun bir fotoÄŸraf olamaz diye düÅŸündük.
O gün insan hakları grupları ve birçok Suriyelinin dilinde ÅŸu haklı suçlama vardı: Dünya, Suriye ve halkını yüzüstü bıraktı. Dünya, artık burada olup bitenleri umursamıyor.
Gazetecilik yaparken bazen insanların bir ÅŸeyleri umursamasını saÄŸlamak için savaÅŸ veriyormuÅŸ gibi hissediyorsunuz.
Ve çoÄŸu zaman bunu yapabilmek için kendinizle de savaÅŸ vermeniz gerekiyor. Medya her gün ölüm, yıkım ve umutsuzluk dolu hikâyelerle uÄŸraşıyor. ÇoÄŸu zaman bu size sadece yapılması gereken, günlük nafakanızı çıkardığınız bir iÅŸ gibi geliyor.
Fakat bir görevimiz var. Çünkü bunlar öteki insanların hikâyeleri.
Ve o insanlar, seslerinin duyulmasını hak ediyor.
Savaşın yıldönümünde birçok farklı içerik yayınladık. Sarsıcı belgeseller, tartışmalar, Suriye resimleri, infografikler, analizler, röportajlar, makale ve haberlere yer verdik. Televizyon yayını yaptık. Okurlarımızı sorunun maÄŸdurlarının yaÅŸadığı hayatın içine çekmeye çalıştık.
Ve yayınladığımız her ÅŸeyde yüzü kan içindeki o Suriyeli kadının fotoÄŸrafı vardı. Ekranın büyük bölümünü bu görüntü kaplıyordu.
Ancak o gün sitemizi ziyaret edenlerin sayısı beklediÄŸimizden çok daha az oldu. Site istatistikleri ve trafiÄŸini incelediÄŸimizde, duyarsızlıkla ilgili o acı suçlama da haklı çıkmış görünüyordu.
Elbette bunlar deÄŸiÅŸken ÅŸeyler. Yıldönümleri insanların kafasında mutlaka bir tasavvur oluÅŸturmuyor. Kimileri Suriye ilgili haberleri baÅŸka haber kuruluÅŸlarından almayı tercih ediyor olabilir. Belki de yaptığımız çalışma o kadar da baÅŸarılı olmamıştır.
Bir de tükenmiÅŸlik faktörü var. Dünya son birkaç yıldır zor zamanlardan geçiyor. Suriye, Irak, Nijerya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Güney Sudan, Ukrayna, Somali ve birçok baÅŸka bölgede kriz yaÅŸanıyor. Her yer karanlık hikâyelerle dolu.
Hayatımda ne bu kadar çok gazetecinin iÅŸini yaparken çok zorlandığını söylediÄŸini, ne de bu kadar çok insanın "artık haberleri izlemeye katlanamıyorum" dediÄŸini duydum. Olanlara tanıklık etmek çok ağır.
Duyarsızlığımızla yüzleÅŸmek
Suriye haberlerimize yönelik ilgi 2012 yılından beri düÅŸüÅŸte. Sadece, BeÅŸÅŸar Esed'in olaÄŸandışı bir açıklaması veya Batı'nın bölgeye füze saldırısı düzenleme ihtimali gibi haberlerin manÅŸete taşındığı dönemlerde kısa süreli bir hareketlilik yaÅŸanıyor.
Son dönemde yine ara sıra bir artış oluyor, ancak görünen o ki bunların çoÄŸu IŞİD haberleri ile ilgili. Felluce'nin ele geçirilmesi, Musul'un düÅŸmesi, iÄŸrenç kafa kesme olayları ve tarihin yok edilmesi gibi haberlerden bahsediyorum.
Ä°lgiyi sapkın davranışlar çekerken, asıl dikkatimizi vermemiz gereken insanlar geri plana düÅŸüyor. Bu insanlar, haksız yere ve insafsızca korkunç, saçma bir hikâyenin figüranları hâline gelmiÅŸ durumda.
Savaşın boÄŸuculuÄŸu ve gündelik hayata getirdiÄŸi zorluklarla ilgili hikâyelerin de iÅŸe yaramadığı ortada. Aynı ÅŸey, ülkelerini terk etmek zorunda bırakılan dört milyon civarında Suriyeliyi konu alan haberler için de geçerli.
Twitter'da dünyanın Suriye'yi umursamadığı yönünde o suçlayıcı mesajı yayınladığımızda, birçok insan retweet etti. Fakat çoÄŸu kiÅŸi, mesajın içindeki baÄŸlantıya tıklayıp haberlerimizi okumadı. Belki tek dertleri umursuyormuÅŸ gibi görünmekti. Belki de insanların bu meseleyi umursaması gerektiÄŸine inanıyorlardı, ama yazdığımız ÅŸeyler açıp okuyacak kadar umurlarında olmadı.
Ne yazık!
Çünkü bu geriye çekilip enine boyuna düÅŸünmek için bir fırsattı. 220 binden fazla insanın hayatını kaybettiÄŸi, bir ülke nüfusunun yarısının yerinden yurdundan olduÄŸu gerçeÄŸini göz önüne almak; Suriye halkına bizden ne istediklerini sormak; hükümetlerimize Suriyelileri kabul etmeleri yönünde baskı yapmak için bir fırsat…
Bu konudaki kayıtsızlığımız üzerinde düÅŸünüp konuÅŸmamız gerekiyor. Gazeteciler olarak performansımızı, vatandaÅŸ olarak da insanlığımızı sorgulamamız ÅŸart. Çünkü daha iyisini yapabiliriz.
Ve fotoÄŸraftaki o kadın da kendisini gördüÄŸümüzü bilmeli.
Henüz yorum yapılmamış.