Sosyal Medya

Güncel

Öcalan'ın Nevruz mesajı: Silahlı mücadele sona ermiştir

Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarında Öcalan'ın mektubu okunuyor.



Çözüm Süreci’nin kritik adımlarından biri bugün Diyarbakır’da düzenlenen Nevruz Kutlaması’nda atılıyor.

Sabahın erken saatleri olmasına raÄŸmen Nevruz alanına binlerce kiÅŸi akın etmeye baÅŸladı. Planlanan programa göre etkinlikler saat 9:30'da baÅŸladı.

Abdullah Öcalan'ın merakla beklenen mektubu ise Kürtçe olarak ilk HDP Grup BaÅŸkanvekili Pervin Buldan tarafından okundu.

Öcalan’ın 2 sayfalık ‘Nevruz mektubu’ Buldan'ın Kürtçe okumasının ardından Türkçe olarak bu sefer de HDP Ä°stanbul Milletvekili Sırrı Süreyya tarafından okunuyor.

Öcalan mektubunda ÅŸunları dile getirdi;

 - Acil mücadele dini inançlarımız ve siyasi mücadelemizin gereÄŸidir.

- 40 yıllık mücadelememiz boÅŸa gitmedi. Ancak mücadelemiz 4 yıl önceki gibi aynen sürdürülemez aÅŸamaya gelmiÅŸtir.

- Dolmabahçe'de 10 maddelik deklerasyon için adım attık.

- PKK'nın silahlı mücadeleyi sonlandırması için kongre gerekli.

- PKK'nın Türkiye'ye karşı yürüttüÄŸü 40 yıllık silahlı mücadeleyi sonlandırması için, zamanın ruhuna uygun olarak kongreyi toplaması gereklidir.

- Barış için yürüttüÄŸümüz mücadelede eÅŸik noktasına gelinmiÅŸtir.

- Çatışmalı süreçten sonra barışın olduÄŸu bir sürece giriyoruz.

- ÇaÄŸrısını yaptığım kongre ile yeni bir dönem baÅŸlayacak.

- 90 yıllık Cumhuriyet tarihinin çatışmalı sürecini aşıp bir geleceÄŸe doÄŸru yürüyoruz.

Ä°ÅžTE METNÄ°N TAM METNÄ°

"Tüm halklarımıza;

Barışın, eÅŸitliÄŸin, özgürlük ve demokrasinin yanında yer alan tüm halklarımızın ve dostlarımızın Newroz'unu selamlıyorum.

Emperyalist kapitalizmin ve despotik yerel iÅŸbirlikçilerinin tüm dünyaya dayattığı Neo liberal politikaların yol açtığı kriz, bölgemiz ve ülkemizde çok yıkıcı bir ÅŸekilde yaÅŸanmaktadır. Halklarımızın ve kültürlerinin etnik ve dini farklılıkları, bu kriz ortamında, anlamsız ve acımasız kimlik savaÅŸlarıyla tüketilmektedir. Ne tarihi ne çaÄŸdaÅŸ, ne de vicdani ve siyasi deÄŸerlerimiz bu tabloya asla sessiz ve bigâne kalamaz. Bilakis acil bir müdahale, dini inançlarımız, siyasi ve ahlaki sorumluluÄŸumuzun gereÄŸidir.

Ülkemiz halklarının, demokrasi, özgürlük, kardeÅŸlik ve onurlu barışı için yürüttüÄŸümüz mücadele bu gün tarihi bir eÅŸiktedir. Kırk yıllık hareketimizin acılarla dolu geçen bu mücadelesi boÅŸa gitmediÄŸi gibi aynen sürdürülemez bir aÅŸamaya da varmış bulunmaktadır. Tarih ve halklarımız bizden dönemin ruhuna uygun bir demokratik çözümü ve barışı talep etmektedir. Bu temelde tarihi Dolmabahçe Sarayında, hepimizce resmen ilan edilen on maddelik deklerasyon temelinde yeni bir süreci baÅŸlatma görevi ile karşı karşıyayız.

Deklarasyon gereÄŸi ilkelerde mutabakat oluÅŸmasıyla birlikte PKK'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüÄŸü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim. Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp Parlamento üyeleri ve Ä°zleme Heyetinden teÅŸkil edilen bir Hakikat ve YüzleÅŸme komisyonundan geçerek bu kongreyi baÅŸarıyla realize etme durumunu yaÅŸarız. Bu kongremizle birlikte artık yeni dönem baÅŸlamaktadır. Bu yeni dönemde, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eÅŸit Anayasal yurttaÅŸlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olarak, barış içinde ve kardeÅŸçe yaÅŸama sürecine giriyoruz. Böylelikle 90 yıllık Cumhuriyet tarihinin çatışmalarla dolu geçmiÅŸini aşıp gerçek barış ve evrensel demokrasi kriterleri ile örülmüÅŸ bir geleceÄŸe yürüyoruz. Newroz'un gerçek tarihine yaraÅŸan da huzurunuzda böyle bir aÅŸamayı selamlamaktır. Ve lakin ülkemiz ve halklarımız için doÄŸru olan olgular, aynı zamanda kutsallarla dolu bölgemiz için de geçerli olmak durumundadır. Kapitalist emperyalizmin genelde son iki yüz yıllık, özelde son yüz yıllık gerçeÄŸi ÅŸudur: Ulus devlet milliyetçiliÄŸi temelinde etnik ve dini kimlikleri özüne ters biçimde içe doÄŸru kapatıp birbirlerine düÅŸman etmek, yani böl-yönet politikasına uygun olarak varlığını acımasızca günümüze kadar sürdürmek!

Bilmeliyiz ki OrtadoÄŸu üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen Emperyalist güçlerin yol açtığı son zorbalık IŞİD görüntüsünde ortaya çıkmıştır. Barbarlığın bile anlamını zorlayan bu örgüt, kadın çocuk demeden, Kürtler, Türkmenler, Araplar, Ezidiler, ve Asuri-Süryaniler baÅŸta olmak üzere bütün bölge halklarına ve inançlarına dönük vahÅŸice katliamlar sergiledi.

Artık gün bu acımasız ve yıkıcı tarihi sonlandırıp gerçek geçmiÅŸimize uygun barış, kardeÅŸlik ve demokrasiye geçiÅŸ yapma günüdür. DoÄŸru bildiÄŸim ve inancım gereÄŸi; çatışmacı, tüketici, yıkıcı milliyetçiliÄŸin doÄŸurduÄŸu ulus devletleri demokratik siyasetle aÅŸarak açık demokratik kimliklerle bir ortaklaÅŸmaya geçmenin mecburiyetidir. Bunun için ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaÅŸmanın yeni bir türünü gerçekleÅŸtirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında OrtadoÄŸu'nun demokratik ortak evini inÅŸa etmeye çağırıyorum.

Ayrıca bugün vesilesiyle mahÅŸeri topluluÄŸunuzun ezici çoÄŸunluÄŸunu teÅŸkil eden özgürlüÄŸe kanat çırpan kadınları ve gençleri önümüzdeki dönemin ekonomik, sosyal, siyasal ve güvenlik alanlarında özgürlük ve eÅŸitlik mücadelesinde en aktif bir biçimde yer almaya ve baÅŸarmaya çağırıyorum. Ayrıyeten hem bölgemiz için hem de uluslararası dünya için büyük anlamı olan Kobani direniÅŸini ve zaferini selamlıyorum. Bu temelde geliÅŸen 'EÅŸme ruhunu' halklarımız arasında yeni tarihin sembolü olarak selamlıyorum. Yukarıda belirlemeye çalıştığım tüm bu saptamalar tek cümleyle tarihimizin ve güncelliÄŸimizin toplum olarak yeniden revizyonu, restorasyonu ve yeniden inÅŸası için deÄŸerli bir çaÄŸrıdır.

Tekrar bu tarihi Newroz'un ÅŸahsınızda tüm insanlık için büyük hayırlara vesile olması dileÄŸiyle selamlıyorum.

Yaşasın Newroz,

YaÅŸasın Halkların KardeÅŸliÄŸi…"

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.