Güncel
İyilik tohumlarını dünyaya serptiler
Türkiye Diyanet Vakfı bu yıl bir ilki gerçekleştirdi ve önceki akşam “Türkiye Diyanet Vakfı Uluslararası İyilik Ödülleri"ni dağıttı. İyiliğin bu çağda mükafatlandırılması herkesi mutlu etti ama en çok da adları iyilikle özdenleşenleri... Gecede ödül alanlara ulaştık ve gördük ki onlar iyiliği bir yaşam biçimi olarak benimsiyor ve bu yüzden de bir karşılık beklemiyor. En büyük hayalleri ise bu hareketi yaygınlaştırmak. Hepsinin ortak görüşü ise şu: 'İyiliğin dini, milleti, vatanı ve ırkı olmaz. İyilik insan ayırmaz.' İstanbul’dan Anadolu’ya uzanan işte altı farklı hikaye.
VahÅŸi bir cinayete kurban giden Özgecan’ın babası Mehmet Aslan “Biz fakiri iyilik ödülüne layık görmüÅŸler, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanımıza teÅŸekkür ediyorum'' derken derdinin ödül deÄŸil iyiliÄŸi yaygınlaÅŸtırmak olduÄŸunun da altını çiziyor. "Ä°yilik, güzel bir davranıştır ve ödüllerle, taltiflerle çoÄŸaltmak gerekir" diyen Aslan'ın önerisi ÅŸöyle: "Güzel olan, iyi olan, doÄŸru olan deÄŸerlerimize sahip çıkmanın yolları açılırsa, insanların birbirlerini sevebilmesinin yolları açılırsa ÅŸahsımda veya belli kurumların ÅŸahsında deÄŸil, toplumun en zemininde kolay bir ÅŸekilde iyilik yayılmış olacaktır."
"KiÅŸi bilmediÄŸine düÅŸmandır" diyen Aslan, "BilmediÄŸi bir ÅŸeyin insana ne kadar iyi ne kadar kötü bir yük getireceÄŸini insan bilemez. Hepimizin bildiÄŸi gibi ‘Hayr ve ÅŸer Allah’tandır’ insan yaptığı davranışın, sözlerin, düÅŸüncenin varacağı son noktayı tam olarak göremeyebilir ama niyetler amellerden üstündür biliyorsunuz. Niyet iyi olursa, akıbette iyi olur. Niyetlerimiz iyi olursa ufak tefek eksiklikler ve kusurlar da Allah tarafından örtülüyor. Bu anlamda bizim kendi ÅŸahsımızla birlikte Anadolu’da bütün güzellerin ve güzelliklerin olduÄŸu inancı ile söylüyorum, Anadolu toprağında yaÅŸayan bu vatanın evlatları, bu güzellikleri ortaya çıkarmak için fırsat bekliyor. Bu fırsatları oluÅŸturmak yine bizlerin elinde ve bu da iyilikle olacaktır" diyor. "Dünyada her ÅŸey zıttı ile kaimdir" sözünü de hatırlatan Aslan, "Biliyorsunuz. Ä°yi olan bir ÅŸeyin karşısındaki kötü olan bir ÅŸeyin ortaya çıkması, zıt kutuplardaki ahengin dünyadaki yansıması dır. Bunun için insanların sadece görünene deÄŸil, görünmeyene de iman etmesi gerekiyor" diyerek sözlerini sürdürüyor.
CUMHURBAÅžKANIMIZ SEÇKÄ°N BÄ°R Ä°NSAN
Baba Aslan devlet erkanına ise ÅŸu sözlerle sesleniyor: “Sayın CumhurbaÅŸkanımız Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın çok özel ve seçkin bir insan olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Onun ÅŸahsında Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin, BaÅŸbakanı bütün bakan ve mecliste görev yapan bütün milletvekillerinin, üzerlerine düÅŸen görevi en iyi ÅŸekilde yerine getirmek için çalıştıklarını biliyorum. Bu anlamda bir ÅŸeyin, bir hedefin gerçekleÅŸebilmesi ve gerçeklerin ortaya çıkıp insanların bunu idrak etmesi için, sadece saf bir güç olan, sevginin egemen olması gerektiÄŸini düÅŸünüyorum."
DERDÄ°MÄ°Z FARKINDALIK OLUÅžTURMAK
Tek başına hareket edecek durumda olmayan çocukları sepetli bir bisikletle dışarı çıkaran ve geceleri evsizlere bisikletle sıcak çorba dağıtan Engelsiz Pedal DerneÄŸi'nden BaÅŸkan Yardımcısı Kemal Soylu, dertlerinin iyilik yapmak deÄŸil, farkındalık oluÅŸturmak olduÄŸunun altını çiziyor ve ÅŸunları söylüyor: “Amacımız engellilerin, evsizlerin durumuna dikkat çekmek. Ülkemizde çok sayıda evsiz insan var yakın zamanda gündeme gelen Suriye mültecilerinin durumları ortada iÅŸte bütün bu olan bitene dikkat çekmek istedik. Bizim verdiÄŸimiz çorba ile evsizleri doyurmak ve bu sorunu bitirmek mümkün deÄŸil öyle de bir derdimiz yok zaten. Biz verdiÄŸimiz bir tabak çorba ile onlara umut taşıdık ve ‘biz sizin farkınızdayız, insanlar sizi görmezden geliyor ama bizler bu ÅŸekilde bir farkındalık oluÅŸturmak istiyoruz’ mesajını vermek istedik.”
Görmek erdemi
TRT’de yayınlanan yapımcılığını Mahmut Avcı ve Işıl BaÅŸtuÄŸ’un yaptığı, Altan Erkekli’ nin sunduÄŸu deÄŸerler eÄŸitimi ile ilgili farkındalık uyandıran program “Sen Olsan Ne Yapardın?”dan Mahmut Avcı dertlerini ÅŸöyle anlatıyor: “Hayatın bize sunduÄŸu insanın hallerine dair, insani deÄŸer olarak yapabileceÄŸi doÄŸruları hikaye olarak televizyon ekranlarına taşımaya gayret ediyoruz. Biz bu çalışmayı ekibimizle beraber yapıyoruz ve inandığımız ÅŸey iyiliÄŸin gücüdür. Çünkü iyilik görmektir, görüp erdemde bulunmaktır.”
Ä°yilik vicdani bir meseledir
Üç görme engelli çocuÄŸunun eÄŸitimi ve yetiÅŸmesi için kendini adamış bir ailenin reisi Hüseyin BaÅŸyiÄŸit. Çocuklarından Muhammed Mustafa, Gazi Üniversitesi EÄŸitim Fakültesi’ni bitirdi. Afyon’da Türkçe öÄŸretmenliÄŸi yapıyor. Pembe Åžeyma ise Marmara Üniversitesi EÄŸitim Fakültesi mezunu. Ä°stanbul'da Dede Korkut Ä°lkokulu'nda öÄŸretmen. Recep Nurettin, Süleyman Demirel Üniversitesi Bilgisayar Bölümü’nden mezun olduktan sonra Aydın BüyükÅŸehir Belediyesi’nde çalışmaya baÅŸladı. BaÅŸyiÄŸit, görme engelli çocuklarına lise döneminden itibaren, üniversite sınavlarına hazırlanmaları için ders kitaplarını okumuÅŸ sonra da eÅŸiyle birlikte seslerini kaydederek bunları çocuklarına vermiÅŸler. Çocuklar da bu ders notlarını dinleye dinleye ders çalışmışlar. BabayiÄŸit, “Ä°lk çocuÄŸumun doÄŸumunun altıncı ayında farkettik saÄŸlık durumunu ve 2 ay doktorları ve hastaneleri dolaÅŸtık. Tıbbi açıdan yapacak bir ÅŸey olmadığını anladıktan sonra bu durumu kabullendik ve onlar için elimizden geleni yaptık. Åžimdi bana sorsalar, geçmiÅŸe dönüp kararlarını nasıl verirsin diye, yine aynı eÅŸimi seçer ve yine aynı evlatlarımı isterdim. Çocuklarım beni hiç üzmedi, Allah onlardan razı olsun"diyor.
BAÅžKA ÇOCUKLAR DA OKUSUN Ä°STEDÄ°K
Hüseyin BaÅŸyiÄŸit'in eÅŸi Necla Hanım, yaptıkları ders ses kayıtlarını Ä°stanbul Beyazıt’taki kitapçılara bıraktıklarını ve diÄŸer engelli gençlerin de onları dinleyerek sınavlara hazırlandıklarını ve kazandıktan sonra kendilerini arayarak teÅŸekkür ettiklerini ifade etti. Baba BaÅŸyiÄŸit, “Ben ve eÅŸim çocuklarımızın bu durumunu kabullendik ve nasıl onlara faideli oluruz diye düÅŸündük. Allah’ın verdiÄŸi güç ile de elimizden geleni yaptık. Ä°yilik bir vicdan meselesidir çünkü bunun dili, dini, ırkı yoktur. Türkiye’de bazı doktorlar bize maddi olarak sıkıntılı olduÄŸumuzdan dolayı sırtını dönerken, yurtdışından pek çok doktor arayıp 'Ne yapabiliriz?' diye soruyorlardı. Ä°yilik vicdani bir meseledir” ÅŸeklinde anlatıyor.
Yusuf Dede Camii imamı: Çocuklar AVM'ye deÄŸil camiye gelsinler istedim
Naci Åžengün’ün hikâyesi 2009'da icinde 400 kilogram taÅŸ bulunan yüz balığın yaÅŸadığı bir akvaryumu camiye kazandırmasıyla baÅŸlıyor. Åžengül, hikayesini ÅŸöyle anlatıyor: “Efendimizin Ä°slam’ı tatbikinde, mekanların inÅŸaatından önce, gönüllerin inÅŸaatına kıymet ve deÄŸer verdiÄŸini görürüz. Biz de buradan çıkışla 'Ne yapabiliriz de çocuklarımızın kalplerine nüfus edebiliriz, onları camilerimize çekerek hem eÄŸlenmelerini hem de öÄŸrenmelerini saÄŸlayabiliriz' diye düÅŸünürken, kendi çocuklarım bana ilham verdi. Çünkü her pazar bir AVM’ye ısrarla gitmek istiyorlar ve orada bulunan dev akvaryumun çevresinde vakit geçiriyorlardı. Onlara bir gün ‘Bu akvaryumu camiye taşırsak, aynı ÅŸekilde ısrar ve istekle camimize de gelir misiniz?’ diye sorduÄŸum zaman, büyük bir heyecanla çocuklarımdan ‘evet… evet…’ cevabını aldım ve akabinde camimizin içerisine dev bir akvaryum yerleÅŸtirdik. Mahallemizdeki diÄŸer çocuklarımızın da böylece dikkatini çekmiÅŸ olduk. Åžimdi her çocuÄŸumuzun bir balığı var bu akvaryumda. Camideki akvaryum sayesinde çocuklar hem doÄŸa bilinci ve sevgisi, hem merhamet ve koruma hissi, hem de dinimizin güzelliklerini öÄŸrenme fırsatı buluyorlar”
18 Mart Åžehitler Günü'nda açılışını yapacakları bir de "Åžehitler Bahçesi” kurduklarını söyleyen Åžengün, "Camimizin kenarındaki bahçe ile ÅŸehitlerimiz hatırlatmak istedik. GiriÅŸine de “Bu bahçeden kim domates, salatalık, biber ve marul alırsa, lütfen ÅŸehitlerimizin ruhuna Ä°hlas ve Fatiha surelerini okusun…” ifadesini yazdık. Bahçemizin bütün hizmetini, bahçıvanlığını çocuklarımız yapıyor. Amacımız ise bu vatan için canlarını veren ÅŸehitlerimizi her zaman hatırlatmak ve Fatihalar okuyan bir neslin temelini atmak” diyor.
En büyük hediyeyi babam hakediyor
Yaklaşık 20 yıldır babası Hacı RaÅŸit Ünal ve annesinin 'önce insanlara sonra Allah’a hizmet etmek' misyonu ile baÅŸlattığı geleneÄŸi yaptığı yardımlarla sürdürüyor Fatma Bilezikçi.Ankara’da pazartesi ve perÅŸembe günleri 100 kiÅŸilik yemek piÅŸirerek dağıtan Bilezikçi iyilik zincirinin ilk halkasına atıfta bulunarak, "En büyük hediyeyi babam hakediyor" diyor.
Bilezikçi ayrıca her sabah 06:30’da eÅŸi ile birlikte fırınları gezerek simit ve poÄŸaça toplayarak ihtiyaç sahibi ailelere sabah kahvaltısı olarak dağıtıyor ve mahalleliyi de bu iyiliÄŸine ortak ediyor.
Ramazan gelince ise her gün onlarca ihtiyaç sahibine iftar sofraları kuruyor. PiÅŸirdiÄŸi yemekleri porselen tabaklarla özenle servis ediyor. Pazartesi, perÅŸembe günleri mahalleliyi iyilik kervanına katarak kapıya gelen dul, yetim, yaÅŸlılar için yemekler piÅŸiriyor. Fatma Bilezikçi 20 yıldır aynı rüyayı görüyor: 20 yıldır rüyalarında insanlar ona tebessüm ediyor.
YETÄ°M AVINA ÇIKIYORUZ
Ä°yilik konusunda en güçlü rakibi ise eÅŸi. Bilezikçi, eÅŸinin Ankara sokaklarında yetim ve öksüzleri araÅŸtırarak bulup onlara yemek ikram ettiÄŸini söylüyor. Bilezikçi, “EÅŸime ‘Yetim Babası’ ismini verdim. O kadar çok yetime hizmet aÅŸkı ile dolu ki, bazen kızımız kendisine ‘Baba keÅŸke bende yetim olsaydım da benimle de bu kadar ilgilenseydin’ diye takılır gülüÅŸürüz… Allah inanılmaz büyük bir insan sevgisi vermiÅŸ eÅŸimin kalbine, onun kadar iyilik yapma duygusu ile dolup taÅŸan bir insan yüreÄŸi daha görmedim ben. Yetimlere ve ihtiyaç sahiplerine hizmet etmek, bizde daha fazla iyilik etme ve hizmet etme aÅŸkı veriyor, iyilik yaptıkça mutlu oluyoruz. Adeta Ankara’da yetim avına çıkıyoruz ve onlara yardım ediyoruz. Yemekhanemize o kadar çeÅŸitli insan geliyor ki kapalısı, açığı, Alevi’si, Sünni’si, Türk’ü, Kürt’ü her türlü insana hiç ayrım yapmadan hizmet ediyoruz. Çünkü iyiliÄŸin rengi, cinsi, ırkı yoktur’ diyor.
AYRIM YAPMADAN Ä°YÄ°LÄ°K YAPIN
Ä°yilik yapma duygusunun Allah tarafından verilen bir ikram olduÄŸunu vurgulayan Fatma Bilezikçi, “Ä°nsanlara mesajım; ayrım yapmadan insanlara iyilik yapsınlar. Görecekler ki, hayata daha çok baÄŸlanacaklar ve enerji dolu olacaklardır. Ä°nanın bu durum saÄŸlıklarını bile ciddi ÅŸekilde, çok daha iyi bir hale getirecek. Ä°nsanların amacı, diÄŸer insanlar için diÄŸer-gam olmak deriz yani baÅŸkaları ve Allah için yaÅŸamak olmalı, o zaman huzur duyguları artacaktır. Ayrım yapmadan iyilik yapmanın tadına varsınlar” tavsiyesinde bulunuyor.
Henüz yorum yapılmamış.