Sosyal Medya

Ekonomi

Dolar borcu olan ne yapsın?

TL’deki değer kaybının özel sektöre maliyeti yılbaşından bu yana 56 milyar TL oldu. Elektrik üretimi yapanlar ve gayrimenkul yatırım ortaklıklarının riski özellikle yüksek. Peki kur riskinden korunmak için ne yapmalı?



“Kur nedeniyle fiyat verememekte sıkıntı var. Åžirketler sürekli maliyet hesabı yapıyor. Üç ay sonra ne olacağını bilmiyor” diyor Türkiye Ä°hracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Dalgakıran. Al Jazeera’ye konuÅŸan Dalgakıran’a göre piyasada bir belirsizlik hakim ve bu durum gelir ve gideri aynı para biriminde olmayanlar için çok ciddi bir risk:

“Kazancı dövizden etkilenmeyenler, ihracat yapıp ihracatını devam ettirenler için çok riskli deÄŸil. Bu tür dalgalanmalara karşı dayanıklı firmalar yaratmamız önemli. Türk ekonomisi mehter takımı gibi. Bir ileri bir geri. Bugünkü durumun geçmiÅŸ krizlerden farkı ÅŸu. Özel sektörün çok ciddi döviz borcu var ve hane halkları da borçlu. Türkiye, 'Ben niye yatırım çekemiyorum?' diye kendine sormalı.”

 

 
Sanayici Adnan Dalgakıran'a göre ÅŸirketler yükselen kur ile fiyat vermekte zorlanıyor.

 

Merkez Bankası’nın açıkladığı verilere göre finansal kesim dışındaki firmaların 2014 aralık ayında net döviz pozisyon açığı 4 milyar 280 milyon dolar artarak 183 milyar 243 milyon dolara yükseldi. Kısa vadeli net döviz pozisyon açığı ise 12 milyar 760 milyon dolar oldu.  Kısa vadeli net döviz pozisyon açığı, Kasım 2014 dönemine göre 2 milyar 680 milyon dolar arttı.

Borç 56 milyar TL arttı

TL cinsinden hesaplandığında dolar kuru yılbaşındaki 2.33 TL2den 2,64’e yükseldi. Bu durumda yılbaşından bu yana özel sektörün döviz borcu 56 milyar TL artmış oldu.

Merkez Bankası 2014 Finansal Ä°stikrar Raporu’na göre Borsa Ä°stanbul'da iÅŸlem gören ÅŸirketler 317 ÅŸirket Türkiye GSMH'sının yüzde 20'sini oluÅŸturuyor ve bu ÅŸirketlerden yüzde 58’i yani 185 tanesinin açık döviz pozisyonu var. Açık pozisyonu olan 44 firmanın döviz geliri yok. Rapora göre kur riski yüksek sektörler elektrik üretimi yapan firmalar ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları.

Şirketler ne yapsın?

Peki mevcut tabloda ÅŸirketlerin kendilerini döviz riskinden korumaları mümkün mü?

Döviz borcu olmayan ÅŸirketlerden biri DoÄŸuÅŸ Otomotiv’in Mali Ä°ÅŸlerden Sorumlu Genel Müdürü Dr. Berk ÇaÄŸdaÅŸ’a göre reel sektör firmaları artık  döviz pozisyonu taşımamaya dikkat etmeli. Al Jazeera’ye konuÅŸan ÇaÄŸdaÅŸ, “Firmanın gelirlerini elde ettiÄŸi para birimi neyse, o para biriminden borcu olması gerekiyor. Bu ÅŸart” diyor:

“Firmalar için bu borcun niteliÄŸi önemli. Bu borcu ne zaman aldılar, hangi döviz maliyetleri ile bu borç tahakkuk edip bilançoya girdi, güncel kurla bu borcun TL maliyeti ÅŸu an nedir, ne kadar fark oluÅŸtu; gibi noktalara bakmak lazım. EÄŸer firma net açık döviz pozisyonu taşıyorsa, yani döviz borcu, döviz varlıklarından fazlaysa risk oluÅŸumunu anlatmak üzere örnek bir hesap ÅŸöyle yapılabilir: Diyelimki bir yatırımınız için Bankadan 5 yıl vadeli 100 milyon dolar kredi almıştınız. Bu borcu siz örneÄŸin kur 2.30 iken almıştınız aradan 3 ay geçti ve bugün dolar kuru 2.60 olmuÅŸsa ÅŸu an bu borcu kapatmak isteseniz faiz hariç ÅŸimdi 30 milyon TL fazla maliyet ödemeniz gerekir ki bu bir zarar oluÅŸumudur ve siz ÅŸimdi bu krediyi yada borcu TL'ye dönmek isterseniz, oluÅŸmuÅŸ bu 30 milyon TL kur zararını kemikleÅŸtirir ve gelir tablonuza kur farkı zararı olarak yazmış olursunuz. Bu ciddi bir karardır. EÄŸer gelecekte kurun daha da yükseleceÄŸine inanıyorsanız, belki bu durum göze alınabilir. DiÄŸer bir hareket ÅŸekli ise; ‘Artık kur bu kadar artmış, olan olmuÅŸ, biz ÅŸimdi bu zararı kemikleÅŸtirmeyelim, nasıl olsa borcumuzun ödeme vadeleri var, bu vadelerde kur belki geriler' de denebilir. Bu da bir yaklaşımdır. Buradan çıkarılacak ders ÅŸudur: Bir firmanın döviz borcunu alırken kendini hedge etmesi yani korumaya alması gereklidir. EÄŸer o borç alındığı anda riskten korunması yapılmıyorsa, bilinçli risk alınmış demektir. Yani bu borcu gelirleri TL iken alıp bilançoya koyanlar, basitçe risk almış ve kumar oynamış olurlar. Firmanın gelir oluÅŸumu TL ağırlıkta iken, bilançoda kendini döviz borcuyla finanse etmek istemiÅŸse bu zaten büyük bir hatadır. Bu bir risktir. Ve en başında bu riskten kurtulunmalıdır. EÄŸer kur kaynaklı ancak henüz kemikleÅŸtirilmemiÅŸ zarar yüksekse söz konusu döviz borcu için bankayla karşılıklı oturup yapılandırma yapılabilir. Ama tekrar etmek gerekirse esas olan; Risk unsuru ortaya çıktığı anda önlem alınmasıdır."

 

 
Dr. Berk ÇaÄŸdaÅŸ'a göre reel sektör firmaları döviz pozisyonu taşımamaya dikkat etmeli.

 

"Riskli olan gelir ve giderlerin aynı para cinsinden olmaması"

ÇaÄŸdaÅŸ’a göre riskli olan gelirlerin Türk Lirası olup, fonlamanın döviz olmasi, yani bilançoda aktifler ve pasifler arasında bir "döviz cinsi uyuÅŸmazlığı" taşınmasıdır: 

“Bu ÅŸirketler büyük risk taşıyor. Bundan sonra artık beklentiler konuÅŸur. Yani iÅŸ tam bir spekülasyon ya da kumardır. Denilebilir ki; bundan sonra dolar çok yükselecek ve kur belki de 3.50 olacak. O zaman, sizi öngördüÄŸünüz bu riske karşı koruyacak enstürmanları bilanço ve nakit akışınıza enjekte etmeniz gerekecektir. seni koyuracak tedbirler almalı. Bunlar türev iÅŸlemler piyasalarında kullanılan, forward, opsiyon vb enstrumanlardır. Bugün bankacılık sistemi içinde firmanızı hertürlü riskten koruyacak çeÅŸitlilikte türev enstrumanları bulmanız mümkün, yeterki size neyin gerekli olduÄŸunu bilin. Yani riskten korunma bilinciniz olsun. Belki biraz ironi olabilir ama, tabiki bütün riskin bilincinde olup hiç bir ÅŸey yapmamakta bir tür hareket tarzı. Ama bu kararı veren ÅŸirketlerin "ÅŸansları yaver gitmezse" yani iÅŸi ÅŸansa bırakırlarsa çok yaÅŸamayacakları ve batmaya, tüm sermaye ve özkaynaklarını kaybetmeye mahkum oldukları açıktır maalesef."

Peki ya döviz borcu almayı düÅŸünenler ne yapmalı? ÇaÄŸdaÅŸ’a göre önce gelirlere bakmalı, yani kazancımız hangi para birimindense borçlarımız da aynı para biriminden olmalı. 

Al Jazeera’ye konuÅŸan Piri Reis Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erhan ArslanoÄŸlu da Türkiye’de reel sektörde firmaların döviz açık pozisyonunun bir risk olduÄŸunu vurguluyor ancak firmaların birçoÄŸunun kendilerini korumaya aldığını anlatıyor. ArslanoÄŸlu, 2008 krizinden sonra döviz kredisine yönelimin arttığını söylüyor:

“Merkez Bankası’nın yaptığı bir çalışmaya göre döviz borcu olan ÅŸirketler bu borcu azaltıcı önlemler alıyor. Firmaların bir kısmı korunuyor, bir kısmının döviz borcu var ancak bazı KOBÄ°’lerin korunmasız olduÄŸu görülüyor. KOBÄ°’lerin ÅŸu anda dhi kendilerini koruma yollarını kullanması gerek. Türev piyasalarda futures, forward gibi obsiyonlar var."

Kaynak: Al Jazeera

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.