Çözüm sürecine 'üçüncü göz' önerisi

Diyarbakır'da yapılan "Kürt Meselesine Ä°slami Çözüm" çalıştayı, sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erdi.

GüneydoÄŸu Anadolu Bölgesi'nde aralarında Mustazaflar Cemiyeti, Anadolu Platformu ve Memur-Sen'in de yer aldığı bazı sivil toplum örgütlerince bir otelde düzenlenen ve 2 gün süren çalıştayın sonuç bildirgesini sivil toplum kuruluÅŸlarını temsilen Kürtçe Mahmut Kılıç, Türkçe de Yunus MemiÅŸ okudu.

Sorunun tarihi, siyasi, sosyolojik, ekonomik, bölgesel ve uluslararası boyutları olan bir mesele olduÄŸunu belirten MemiÅŸ, doÄŸru usuller kullanılmadığından çözümün geciktiÄŸini, derinleÅŸtiÄŸini savundu.

MemiÅŸ, "Kürt ve Türk halklarının çatıştırılması planlarının tutmamasının en büyük nedeni her iki halkın Müslüman olmasından kaynaklanıyor. Kürtler ve Türkler Ä°slam'dan uzaklaÅŸtırılmaları halinde yaÅŸanacak çatışmanın, iki halk arasında çatışmaya dönüÅŸmesi riski doÄŸacaktır" dedi.

"ŞİDDETÄ°N HAK ARAMA YÖNTEMÄ° OLARAK GÖRÜLMESÄ°NDEN VAZGEÇÄ°LMELÄ°"

MemiÅŸ, Kürt meselesinin adil bir çözüme kavuÅŸması için meselenin doÄŸru bir zeminde tartışılması gerektiÄŸine dikkati çekerek, ÅŸunları dile getirdi:

"Çözüm süreci daha ÅŸeffaf bir ÅŸekilde yürütülmeli, silah ve ÅŸiddetin bir hak arama yöntemi ve alan hakimiyeti saÄŸlama aracı olarak görülmesinden vazgeçilmelidir. Meselenin uluslararası boyutu, siyasi ve jeopolitik dengeler sorunun çözümünü zorlaÅŸtırmaktadır. Uluslararası güçlerin ve emperyalizmin temsilcilerinin masaya davet edilmesi, meseleyi daha da içinden çıkılmaz hale getirecektir. Meselenin çözümü iç dinamikler üzerinden olmak zorundadır."

"Çözümde tek tarafın muhatap alınması çözümü zorlaÅŸtırıyor ve tıkanıklıklara yol açıyor" diyen MemiÅŸ, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Kürt meselesinde çözüm, ulus-devlet paradigmasının ve milliyetçi, liberal bakışın dışına çıkılarak mümkün olabilir. Meselenin adalet temelinde çözüm yolu Ä°slami bakış açısı ve tarihi tecrübede aranmalıdır. Maalesef ÅŸu ana kadar bu bakış açısından uzak durulmuÅŸ, tarihi tecrübelerden istifade edilmemiÅŸtir."

"ÜÇÜNCÜ GÖZ" ÖNERÄ°SÄ° 

"Çözüm sürecinin ÅŸeffaf bir ÅŸekilde ve saÄŸlıklı bir zeminde ilerleyebilmesi için 'üçüncü göz' gibi devlet ile silahlı yapılar arasında hakemlik yapabilecek, süreci sekteye uÄŸratanı ve sözünü tutmayanı deÅŸifre ederek sürece olumlu müdahalede bulunacak, toplumsal güvene sahip kiÅŸilerden ve siyasi parti temsilcilerinden oluÅŸan bir heyet yapısı tesis edilmeli ve sürece dahil edilmelidir" ifadelerini kullanan MemiÅŸ, Siyasi Partiler Yasasının istikrarı koruyucu önlemlerle, toplumsal temsiliyeti en yaygın olarak gerçekleÅŸtirecek ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmesi ve seçim barajının kaldırılması gerektiÄŸini savundu.

MemiÅŸ, ÅŸöyle dedi:

"Kürtleri birbirinden ayıran yapay sınırlar sembolik hale getirilmeli, insani, ekonomik, kültürel, sosyal iliÅŸkilerin geliÅŸtirilmesi ve akrabalık hukukunun yerine getirilebilmesi için gerekli bütün düzenlemeler yapılmalıdır. Binlerce kayıp vatandaşın akıbetleri açıklanmalı, faili meçhuller ve örgüt içi infazlar aydınlatılmalı, yakılan ve boÅŸaltılan köylerle zorunlu göçün sorumlularının tespit edilmesi için baÅŸlatılan soruÅŸturmalar ciddiyetle yürütülmelidir."

YENÄ° ANAYASA

Bildiride, Kürtçe'nin ikinci bir resmi dil olması önerisinin yer aldığına dikkati çeken MemiÅŸ, "Bu kapsamda anadilde eÄŸitimin önündeki bütün engeller kaldırılmalı ve eÅŸit yurttaÅŸlık temelinde yeni bir anayasa hazırlanmalıdır. Bu anayasada daha önceki yasalarda yer alan etnik vurgular ayıklanmalı, devlet diline hakim olan ırkçı, dışlayıcı ve inkarcı söylem tüm mevzuattan, literatürden ve eÄŸitim sisteminden çıkarılmalıdır" ÅŸeklinde konuÅŸtu.

MemiÅŸ, siyasi nedenlerle cezaevinde bulunanların toplumsal hayata, yurt dışına çıkmak zorunda kalanların ise ülkelerine dönebilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının vurgulandığına iÅŸaret ederek, "PKK ve bileÅŸenleri bölgeyi kaosa sürükleyen ÅŸiddet, baskı ve sindirme siyasetinden vazgeçmeli, kendisi gibi düÅŸünmeyen oluÅŸumlarla bir arada yaÅŸamaya mecbur olduÄŸunu kabul etmelidir" diye konuÅŸtu.

kaynak: dünyahaber