Sosyal Medya

Güncel

18 yıllık kara leke

Bugün, 28 Şubat postmodern darbesinin 18. yıldönümü. 28 Şubat döneminde görev yapan Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu tarafından, “28 Şubat bin yıl sürecek” denilen sürecin bugün ise hiçbir tesiri yok. “Demokrasiye balans ayarı yaptık” diyerek, milli iradeye ayar vermeye çalışan cunta zihniyet, tarihin karanlık çöplüğündeki yerini aldı. Millet, 18. yıldönümünde, 28 Şubat’ı lanetle anıyor.



MUHAMMET KUTLU / ANKARA - Türkiye’nin tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Åžubat postmodern darbesiyle ilgili önemli ayrıntılar, o dönem Refah Partisi’nde siyaset yapan darbe maÄŸdurları siyasetçiler tarafından rapor haline getirildi. Darbeye doÄŸrudan maruz kalan Refah Partisi’nin kurmayları, darbenin ana sebebinin dünyadaki Ä°slam ülkelerini bir araya getiren D8 projesi, faiz lobisinin musluklarının kısılması, KÄ°T’ler için getirilen havuz sistemi olduÄŸu görüÅŸündeler
.
DARBE SÜRECÄ° REFAH’IN Ä°KTÄ°DARA GELMESÄ°YLE BAÅžLADI

28 Åžubat darbe süreci, aslında Refah Partisi’nin 24 Aralık 1995 genel seçimlerinden birinci parti çıkmasıyla baÅŸladı. Seçimler sonucunda Refah Partisi 6 milyon oy ile 158 milletvekili çıkardı ve birinci parti oldu. Buna karşın ANAP 132, DYP 135, DSP 76, CHP 49 milletvekili çıkarabildi. Bu daha en başından Türk ve Ä°slam düÅŸmanı karanlık mihrakların alarma geçmesine neden olmaya yetti.

DOÄžU VE GÜNEYDOÄžU’YU KALKINDIRMA PROJESÄ°

Yine bu hükümet döneminde, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun hem adı ve hem de içeriÄŸi deÄŸiÅŸtirilerek “DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu’yu Kalkındırma Projesi” adıyla hayata geçirildi. Bir yandan kalkınma hamleleri, DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu’nun kalkınmasına yoÄŸunlaÅŸtırılırken diÄŸer yandan da iç ve dış güvenlik açısından bir çıbanbaşı durumundaki Çekiç Güç’ün görev süresi sona erdirildi ve terör olayları önlendi.

DIÅž MÄ°HRAKLARI KIZDIRAN ADIM: D-8

BaÅŸbakan Erbakan, Türkiye’nin ekonomik yönden uluslararası arenada belli seviyeye ulaÅŸması için Avrupa BirliÄŸi benzeri bir proje olan D8 projesini hayata geçirmek üzere 1996 yılı AÄŸustos ayında Asya’da Ä°ran’dan baÅŸlayıp Malezya’ya; 1996 yılı Ekim ayında da Afrika’da Mısır’dan baÅŸlayıp Sudan’a uzanan gezi programlarını yaptı. Bu ziyaretler neticesinde 16 Haziran 1997 de D-8’ler resmen kurulmuÅŸ oldu.

28 ÅžUBAT MGK TOPLANTISI

28 Åžubat darbesinin en önemli olayı, 28.02.1997 günü gerçekleÅŸtirilen ve yaklaşık on bir saat süren MGK Toplantısı oldu. Toplantı tutanakları incelendiÄŸinde, tamamı hükümetin yetkisinde olan iÅŸlere, Silahlı Kuvvetler mensubu üyelerinin dayatmalar yaptığı görülüyor. Ülkesinin kalkınmasından ve huzurundan baÅŸka bir ÅŸey düÅŸünmeyen 54. Hükümet’in BaÅŸbakan’ı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın toplantı tutanaklarını imzalaması için yapılan zorlama ve dayatmalar, darbecilerin hiçbir sınır tanımadığının kanıtı olmuÅŸtur. Erbakan’ın, tüm bu dayatmalara raÄŸmen kararları imzalamadığı daha sonra ortaya çıktı.

BÇG ANAYASAL SÄ°STEMÄ° Ä°ÅžLEMEZ HALE GETÄ°RDÄ°

28 Åžubat MGK kararları sonrasındaki darbe faaliyetleri, Batı Çalışma Grubu (BÇG) adı verilen yapılanma ekseninde daha bir hız kazandı. Sanıkların yönetiminde bulunduÄŸu veya bünyesinde görev yaptığı BÇG, anayasal sistemi iÅŸlemez hale getirdi. 28 Åžubat Darbesi, yasama-yürütme-yargıdan oluÅŸan Anayasal devlet yapısını kontrol altına almayı, darbe hukukunu uygulamayı, direnenleri ve direnme potansiyeli olanları bertaraf etmeyi amaçlamış, plânlamış ve gerçekleÅŸtirmiÅŸtir.

ŞİFRE SÖZCÜK: Ä°RTÄ°CA

28 Åžubat darbesini yapanlar, bir diÄŸer ifadeyle darbe yapmaya teÅŸebbüs edenler, toplumda pek kullanılmayan “Ä°rtica” sözcüÄŸü çerçevesinde toplumda paranoya oluÅŸturmak üzere planlı ÅŸekilde hareket ettiler. Süreçte etkinliÄŸi bilinen BÇG’nin stratejik izleme, analiz, tespit, deÄŸerlendirmeleri darbede önemli rol oynadı. 1 Mayıs 1997 tarihli emir yazısı ve “AndÄ±ç” uygulamaları yaÅŸandı. Ä°rtica, BÇG ve Andıç, 28 Åžubat kabusunu hatırlatan sözcükler olarak hafızalara kazındı.

AKÄ°T DARBECÄ°LERÄ°N  KORKULU RÜYASI OLDU

YENÄ° AKÄ°T / ANKARA- 28 Åžubat ile toplumun inançlı kesimi susturulmaya, sindirilmeye çalışılırken bir yandan da dindar kesimin sesi olan Akit Gazetesi gibi yayın organlarının susturulmaya çalışıldığı görülüyor. Ä°ÅŸte 28 Åžubat sürecinde gazetemiz Akit’e yöneltilen baskı ve zulümlerden bazıları:

l  28 Åžubat sürecinde çoÄŸunluÄŸu Çevik Bir tarafından açılan davalarla Akit brifingli yargıçlar eliyle kapatılmak istendi. Akit bu davalar karşısında pes etmedi ve darbecilere pabuç bırakmadı.

l Açılan davalar karşısında pes etmeyen Akit Gazetesi’ni yıldırmak için bu kez iftira ve saldırılara baÅŸvurdular. 25 Nisan 1998’de, PKK’lı Åžemdin Sakık’ın kurmaca ifadelerine Akit’in de adı eklenerek gazetemiz “PKK iÅŸbirlikçisi” gibi gösterilmeye çalışıldı.

l 26 Ekim 1999’da, dönemin Yargıtay BaÅŸsavcısı Vural SavaÅŸ’ın,  “Akit gazetesi ile mücadele edebilmek için, Yunanistan’daki kanunların aynısını Türkiye’ye getirmemiz gerekir” yönündeki sözleri yine gazetemize yönelik bir baskının ve darbecilerin Akit’ten duydukları rahatsızlığın bir göstergesiydi.

l Akit’e kin kusan darbeciler, 28 Ekim 1999’da yüzlerce polis, panzerler ve binaların çatılarına yerleÅŸtirilen keskin niÅŸancılar eÅŸliÄŸinde gazetemizin binasını bastılar. 
l  Gazetemiz Ä°cra Kurulu BaÅŸkanı Mustafa KarahasanoÄŸlu, makamını basanlar tarafından 'Devlet, bekası için her ÅŸeyi göze alır, bu bina çöker, altında adamlarınla beraber kalırsın' ÅŸeklinde alçakça tehdit edildi.

l 20 Ocak 2000’de gazetemizin merkez yönetim binasına kalaÅŸnikoflu silahlarla saldırı düzenlendi. Saldırıların failleriyle ilgili yapılan soruÅŸturmalardan bir sonuç çıkmadı.

RANTÄ°YE KESÄ°LDÄ°

28 Åžubat darbesinin en önemli sebeplerinden biri de “havuz” uygulaması oldu. Memur maaÅŸlarına zam yapılması, ekonomide Havuz Sistemi’nin kurulması, toplumsal barış ve huzurun saÄŸlanması, DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu’yu Kalkındırma Projesinin uygulanması ve Çekiç Güç’e son verilmesi, D8’in kurulması için çalışmaların hızlandırılması, hükümetin ilk icraatlarını oluÅŸturdu. Bir yandan havuz sistemi ve kaynak paketleri, diÄŸer yandan denk bütçe uygulamalarına geçildi ve devlet eliyle rantiyecilere yapılan haksız aktarımlar önlenmeye çalışıldı. Ancak bu uygulamalar, gerek rantiyeci medya ve gerekse rantiyeci sermaye tarafından tepkiyle karşılandı.

HÜKÜMETÄ° ERBAKAN KURDU

7 Haziran 1996 tarihinde RP Genel BaÅŸkanı Erbakan, CumhurbaÅŸkanlığına davet edildi ve aynı gün yeni hükümeti kurma görevi kendisine verildi. Bunun üzerine DYP ve RP yöneticileri 28 Haziran 1996 tarihinde bir araya gelerek birlikte bir koalisyon kurma kararı aldılar. Bu karara dayalı koalisyon protokolü tanzim edilirken hükümetin ilk iki yıl RP Genel BaÅŸkanı Erbakan baÅŸbakanlığında, sonraki iki yıl da DYP Genel BaÅŸkanı Çiller baÅŸbakanlığında yürütülmesi için “DönüÅŸümlü BaÅŸbakanlık” formülü kabul edildi ve REFAHYOL Hükümeti kuruldu. RP ve DYP ortaklığında kurulan 54. Cumhuriyet Hükümeti, güvenoyu ile göreve baÅŸladı.

LANET YAGDI

STK’lar  birleÅŸerek, 28 Åžubat Postmodern darbesini protesto etti. “Darbelere karşı safları sıklaÅŸtırıyoruz” adı altında yapılan eylemde ortak basın açıklaması yapan STK’lar, siyasi aktörlerin dik duruÅŸu sayesinde 17 ve 25 Aralık darbe giriÅŸiminin baÅŸarısızlıkla sonuçlandığını ve Türkiye’yi geriye götürmeye çalışan karanlık odaklara geçit verilmeyeceÄŸini belirttiler.

28 Åžubat Postmodern Darbe, yıldönümünde protesto edildi. Birçok Sivil Toplum KuruluÅŸu (STK) ortaklaÅŸa düzenlediÄŸi eylemde sokaÄŸa inerek, halkın oylarıyla iktidara gelen Refahyol Hükümeti’ne yönelik 28 Åžubat 1997 tarihinde gerçekleÅŸen Postmodern darbeyi, yıldönümünde protesto etti. Dün saat 13.30’da Beyazıt Meydanı’nda gerçekleÅŸtirilen eyleme yüzlerce vatandaÅŸ katıldı.

SÄ°YASÄ° AKTÖRLERÄ°N DÄ°K DURUÅžU YENÄ° BÄ°R DARBEYÄ° ENGELLEDÄ°

TÜGVA, Genç Hareket, Genç ASKON, Genç Birlik, Genç Ä°GÄ°AD, Genç Ä°DSB, Genç MMG, ASDER, Genç Memur-Sen, MTTB, Genç TÜMSÄ°AD, TÜRGEV, Genç MÜSÄ°AD, Ä°lim Yayma Cemiyeti, Ä°lim Yayma Vakfı, KADEM, ÖNDER, Ensar Vakfı, Ä°hannuma ve Genç Gönüllüler’in ortaklaÅŸa düzenlediÄŸi  “Darbelere Karşı Safları SıklaÅŸtırıyoruz” eyleminde ortak basın açıklaması yapan STK’lar, ülkeyi dizayn etmeye çalışan karanlık odakların geçmiÅŸte olduÄŸu gibi bugün de eski müttefikleriyle birlikte düzenledikleri 17 ve 25 Aralık darbe giriÅŸimiyle seçilmiÅŸ kiÅŸileri itibarsızlaÅŸtırarak hükümeti yıkmaya çalıştıkları, ancak bugünkü siyasetin ve siyasi aktörlerin dik duruÅŸu sayesinde bu giriÅŸimin baÅŸarısızlıkla sonuçlandığını ifade etti.

 Açıklamada, 28 Åžubat Postmodern darbesinin etkilerinin bugün de hala devam ettiÄŸi belirtilerek, “Çünkü bu darbenin karanlığa sürüklediÄŸi yıllar nedeniyle eÄŸitimden ekonomiye ülkemiz çok büyük zararlar görmüÅŸtür” denildi.

“28 Åžubat darbe giriÅŸiminin baÅŸarıya ulaÅŸmasında bazı medya kuruluÅŸlarının etkisi büyüktür. 28 Åžubat medyayı yozlaÅŸtırmış ve devletin parasına bağımlı kılmıştır. 

Buna baÄŸlı geliÅŸmeler sonunda medya ‘tekelleÅŸme’ sürecine girmiÅŸtir” denilen açıklamada  “O gün tüm bu geliÅŸmelere ve darbeye sessiz kalanlar 28 Åžubat sürecinde BaÅŸbakan Erbakan’ın istifa etmesini istemiÅŸ ve ‘Beceremediniz artık bırakın, hükümet sitsin asker daha demokrat’ demiÅŸtir. Refahyolu hükümetinin düÅŸürülmesine seyirci kalan Ecevit’e ÅŸefaatçi olanlar bugün geldiÄŸimiz noktada Türkiye’de demokratikleÅŸme adına çaÄŸ atlatan ErdoÄŸan’a bedduacı olmuÅŸtur” ifadelerine yer verildi.

Ä°Ç VE DIÅž OYUNLARA KARÅžI DAÄ°MA UYANIK OLACAÄžIZ

Açıklamada, “Biz vatanını ve milletini seven gençler, içerden ve dışardan oynanmak istenen oyunlara karşı daima uyanık olacağımızı, Türkiye’yi geriye götürmeye çalışan veya küçük bir zümrenin ülkenin tamamına hükmetme arzusuna geçit vermeyeceÄŸimizi, ülkenin huzuru ve barışı için din, dil, ırk ve etnik ayrımcılığa geçit vermeyeceÄŸimizi kamuoyuna duyuruyoruz” denildi.

 28 Åžubat Basın Bildirisinin okunmasının ardından tekbir getiren eylemciler, ellerinde darbe maÄŸduru insanların isimlerinin yer aldığı kağıtları taşıdı.

TANK HASAN: SÄ°VÄ°L DARBECÄ°LER DE YARGILANSIN

28 Åžubat postmodern darbe döneminde ortaya koyduÄŸu net tavırlardan dolayı “Tank Hasan” unvanını alan Hasan Celal Güzel’den 28 Åžubat’ın yıl dönümünde hem “28 Åžubat’ın sivil uzantılarını” görmezden gelen yargıya sert çıktı. Güzel, sevil darbecilerin de yargılanması gerektiÄŸini söyledi.

HASAN UÄžUR / ANKARA - 28 Åžubat postmodern darbe döneminde ortaya koyduÄŸu net tavırlardan dolayı “Tank Hasan” unvanını alan Hasan Celal Güzel’den 28 Åžubat’ın yıl dönümünde hem “28 Åžubat’ın sivil uzantılarını” görmezden gelen yargıya, hem de postmodern darbenin destekçisi “Koç” zihniyetine sert mesajlar: Akit’e konuÅŸan Hasan Celal Güzel tepkilerini ÅŸu ifadelerle dile getirdi:

YANLARINA KAR KALMASIN

“Ben 28 Åžubat’ın Ankara’da görülen davasında, 6 saat süren bir konuÅŸma yaptım. Zaten, 17 sene önce de bütün belgeleri Yeniden DoÄŸuÅŸ Partisi Genel BaÅŸkanı olarak savcılığa vermiÅŸtim.  Åžimdi de Ankara Savcılığı’na gittim ÅŸikayetçi oldum. Hem maÄŸdur, hem müÅŸteki olduÄŸumu, hem kendi adıma hem Türk Milleti adına müÅŸteki olduÄŸumu, ÅŸahit olarak dinlenmem gerektiÄŸini söyledim. Gözlerinin içine baka baka son derece sert bir konuÅŸma yaptım. Birçok yerinde de ÅŸunu söyledim; “28 Åžubat’ın asker sanıkları yargılanmaktadır ama 28 Åžubat’ın farklı cepheleri de vardır. 28 Åžubat’ın medya cephesine hiç dokunulmadı. Medya cephesi olduÄŸu gibi duruyor. Yaptıkları yanlarına kâr kalmış oluyor. Mahkeme Reisi’ne onların da yargılanması gerektiÄŸini söyledim. Ayrıca 28 Åžubat’tan nemalanan, her bir 28 Åžubatçı generali götürüp ÅŸirketlerine bol paralarla koyan ‘patronlar’ da yargılanmalı!..

 ALÄ° KOÇ’A TEPKÄ°

Hasan Celal Güzel, “Ben ÅŸahsen 6 ve 8 yaşındaki iki çocuk sahibi bir baba olarak çocuklarımızın geleceÄŸinden endiÅŸe duyuyorum” diyen Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç’a daÅŸöyle tepki gösterdi. “Kalk, o dönemde tankları, darbecileri alkışlayan bir zihniyeti temsil et, ondan sonra da sırf PKK’lı militanların azgınlığına mani olmak için çıkartılan bir yasaya karşı böyle bir beyanat ver! Sayın Koç,  tanklar yürütülürken, 28 Åžubat’ta çocukların istikbalini ne kadar düÅŸünmüÅŸ?.. O günlerde, büyük holding patronları ‘Servetimin yarısını kaybettim!’ diyorlardı.”

28 ÅžUBAT BÄ°R KIYIMDIR

Ä°BRAHÄ°M ACAR / ANKARA - Türkiye’nin yakın tarihinde dindar insanların gözyaÅŸlarıyla oluÅŸturulmuÅŸ kara bir leke.  28 Åžubat’ın yıldönümü sebebiyle o dönemim acısını yaÅŸamış, bu ‘post-modern darbe’yi iliklerine kadar hissetmiÅŸ insanlar  o dönemi anlattı.

Memur-Sen ve EÄŸitim Bir-Sen Kadınlar Komisyonu Eski BaÅŸkanı -  AK Parti Samsun Milletvekili Aday Adayı Safiye Özdemir: “28 Åžubat bizim için bir kıyım oldu. BaÅŸta öÄŸretmenler olmak üzere baÅŸörtülü kadınlara kamu yasaklı hale getirildi. Üniversiteden baÅŸörtülü kızlarımız, baÅŸörtü gerekçesiyle atıldı. Hukuksuz bir ÅŸekilde insanların görevlerine son verildi. BaÅŸörtülüyken öÄŸretmenliÄŸimi, mesleÄŸimi yapamadım. Dolasıyla bir kuÅŸak olarak hedeflerimize asla ulaÅŸamadık. AK Parti hükümetiyle, psikolojik boyutu asla tarif edilmez ama bazı maddi hakların geri iadesi yapıldı. Ben kendimden örnek verecek olursam tekrardan görevime döndüm. Bu ÅŸekilde bir çok arkadaşımız görevine döndü ya da hakları kısmen iade edildi.”

28 Åžubat MaÄŸduru Sultan Kara: “28 Åžubat davasında ÅŸuan hiçbir tutuklu sanık kalmaması beni çok incitiyor. Sanki 28 Åžubat hiç yaÅŸanmamış gibi tanık olarak davet edilen, 28 Åžubat’ın kahramanlarından Åževket Kazan, Meral AkÅŸener helalleÅŸip de ‘biz davacı deÄŸiliz’ diye mahkemelerden çıkmaları 28 Åžubat maÄŸduru olarak beni çok incitiyor. 28 Åžubat, maÄŸdur edilenlerde çok derin yaralar bıraktı. 17 senemizi çaldılar.”

ÅžEVKÄ° YILMAZ: ASIL DARBE YARGIDAN GELDÄ°

28 Åžubat maÄŸduru eski Rize Milletvekili Åževki Yılmaz,  28 Åžubat’ın  postmodern deÄŸil ‘postkurt’ bir darbe olduÄŸunu belirterek, “Kuzu postuna bürünmüÅŸ kurtların darbesidir, Dış güçlerin emri ile yapıldı” dedi. Yargının kendilerini tasfiye ettiÄŸini dile getiren Yılmaz, “Asıl darbe yargıdan geldi” diye konuÅŸtu.

KOCAELÄ° - TBMM 20. Dönem Rize Milletvekili Åževki Yılmaz, “28 Åžubat’ta asker darbesi olmadı, asıl darbe yargıdan geldi. Yargı, bizi tasfiye etti. Menderes’e o dönem CHP sahip çıksaydı, asla ihtilal olmazdı. Erbakan Hocama da o gün Mecliste bulunan partiler sahip çıksaydı, 28 Åžubat’ı yapamazlardı” dedi. Yılmaz, yaptığı açıklamada, 28 Åžubat’ın gerekçesinde iddia edildiÄŸi gibi laikliÄŸin elden gitmediÄŸini, mafyanın ve sömürücü düzenin çıkarlarının elden gittiÄŸini savundu. “28 Åžubat postmodern deÄŸil ‘postkurt’ bir darbedir. Kuzu postuna bürünmüÅŸ kurtların darbesidir. Dış güçlerin emri ile yapıldı”  diyen Yılmaz, Recep Tayyip ErdoÄŸan Üniversitesi SaÄŸlık, Kültür ve Spor Daire BaÅŸkanlığı Ä°lmi Meseleler ve Sosyal Aktiviteler TopluluÄŸu’nca, üniversitenin kültür merkezinde düzenlenen “28 Åžubat MaÄŸduru, 28 Åžubat’ı Anlatıyor” Konferansında konuÅŸtu.

“Darbeciler, Necmettin Erbakan’dan kaçarken KasımpaÅŸalı Recep Tayyip ErdoÄŸan’a yakalandı” ifadesini kullanan Yılmaz, haziran seçimlerinin Türkiye’nin geleceÄŸi için çok büyük öneme sahip olduÄŸunu vurguladı. Milletin baÄŸrından çıkamayan 4 partinin 2000’li yıllarda Ak Parti eliyle tarihten silindiÄŸini savunan Yılmaz, AK Parti’yle bağı bulunmadığını ama ülkenin geldiÄŸi noktayı desteklediÄŸini dile getirdi.

FADÄ°ME ÅžAHÄ°N, MÜSLÜM GÜNDÜZ, ALÄ° KALKANCI, SÄ°SÄ° KÄ°MDÄ°?

O dönemin sansasyonel meÅŸhurları olarak baÅŸrollerde oynayan Fadime Åžahin, Ali Kalkancı, Müslim Gündüz, Sisi gibi kiÅŸilerin durumu ise tam bir komediydi. O dönemde gazete ve televizyonlar gece gündüz demeden sürekli bunları haber yaptılar. Yıllar sonra bunlarla ilgili olarak basında yer alan haberlerde, Tarikat ÅŸeyhi olarak lânse edilen Ali Kalkancı'nın gerçekte tarikatla herhangi bir ilgisinin olmadığı, alkolik bir kiÅŸi olduÄŸu, uyuÅŸturucu (Captagon) imalatı nedeniyle tutuklandığı, Fadime Åžahin’in figüran olarak olaylara sokulduÄŸu, Müslim Gündüz ve grubunun darbenin ardından ortadan çekildiÄŸi, bir senaryo çerçevesinde kamuoyunun algısını yönlendirmek için kullanıldıkları iddiaları ayrıntılı olarak yer aldı.

ERBAKAN, MÜSLÜMANLARA ÖZGÜVEN KAZANDIRDI

Milli GörüÅŸ hareketinin kurucusu, eski BaÅŸbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakan, vefatının 4. yıl dönümünde Beykoz Belediyesi tarafından düzenlenen programda dualarla anıldı. Anma programında, 28 Åžubat süreci ile ömrünü ‘Ä°slam Davası’na adayan Merhum Erbakan’ın siyaset ve ilim dünyasına katkıları konuÅŸuldu.

Oturum yöneticiliÄŸini gazeteci-yazar Ekrem KızıltaÅŸ’ın yaptığı programa, Erbakan’ın yakın çalışma arkadaÅŸlarından Devlet eski Bakanı Hasan Aksay, gazetemiz Ä°cra Kurulu BaÅŸkanı Mustafa KarahasanoÄŸlu ve eski milletvekili Kahraman EmmioÄŸlu konuÅŸmacı olarak katıldı.

ÖNEMLÄ° OLAN HOCAMIZIN SÖZÜ VE DAVAMIZDI

Necmettin Erbakan ile uzun yıllar arkadaÅŸlık yapmış olan Devlet Eski Bakanı ve gazetemiz yazarlarından Hasan Aksay, Erbakan’ın birçok konuda duyarlı olduÄŸuna dikkat çekerken, Merhum Necmettin Erbakan Hoca’yı 1968 yılında Milli Türk Talebe BirliÄŸi’nde verdiÄŸi bir konferansta tanıdığını söyleyen gazetemiz Ä°cra Kurulu BaÅŸkanı Mustafa KarahasanoÄŸlu, Erbakan Hocanın bu ülkede Müslümanlara özgüven kazandırdığını ifade etti. Gazeteci-yazar Ekrem KızıltaÅŸ ise, bugün yaÅŸadığımız güzelliklerde Erbakan’ın büyük bir payı olduÄŸunu söyledi. Eski Milletvekili Kahraman EmmioÄŸlu ise “Bizim için önemli olan hocamızın sözüydü ve davamızdı” diye konuÅŸtu.

Yeni Akit

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.