Güncel
Devlet 70 bin silahlı adamı sigortasız çalıştırıyor
Doğu ve Güneydoğu'da yaklaşık 30 yıldır devlet tarafından PKK'ya karşı kullanılan 70 bin köy korucusu, şu ana kadar kendilerini ihmal eden devletin Çözüm Süreci'nde de kendilerini görmezden gelmesinden yakınıyor
Devletin yaklaşık 30 yıldır PKK'ya karşı kullandığı yaklaşık 70 bin silahlı köy korucularının belirsiz akibeti kendilerini de endiÅŸelendiriyor. DaÄŸdan inen PKK'lı ile aynı haklara sahip olan korucuların hiçbirinin de sosyal güvencesi yok. Ä°kisi de yeÅŸil kartla hastaneye gidiyor. Aylık 900 lira maaÅŸ alan korucuların tamamına yakını YeÅŸil Kartlı. Ä°lk zamanlarda sadece kendi köylerini korumak için devlet tarafından silahlandırılan korucular, daha sonra TSK'nın operasyonlarda öncü kuvvetleri olarak kullanılmaya baÅŸlandı. Büyük operasyonların tamamında en ön saflarda kullanılan korucular, bu görevlere gittikleri zaman yol parasını bile kendi cebinden ödüyor. ÇoÄŸunluÄŸu köylülerden oluÅŸan bu silahlı ordunun, ne bir emekliliÄŸi ne de bir iÅŸ garantisi var.
El Cezire'nin haberine göre 22 il, 5 federasyon ve 90’ın üzerinde derneÄŸin baÄŸlı olduÄŸu Köy Korucuları ve Åžehit Aileleri Konfederasyonu BaÅŸkanı Ziya Sözen, korucuların 'barışın güvencesi olacağını' savundu. KoruculuÄŸun laÄŸvedilmemesi gerektiÄŸini söyleyen Sözen, altyapısı hazırlanmadan, korucuların ellerinden silahlarının alınmasının tehlikeli olacağı görüÅŸünde.
"KAN DAVALARI ÇIKABÄ°LÄ°R"
Çözüm sürecine dâhil edilmemeleri ve Kürt sorununun çözümünde meselenin sosyolojik boyutunun görmezden gelinmesinin kan davalarına yol açabileceÄŸini belirten Sözen ÅŸunları söyledi: Bakın; ben ÅŸehit korucu çocuÄŸuyum. Babam 1994 yılında Bingöl’de gözümün önünde vuruldu. Ben babamın hangi örgüt mensubu tarafından vurulduÄŸunu bilmiyorum. Ama benim babamın vurulduÄŸu gece babamla çatışmaya giren örgüt mensupları, hangi gece, hangi köyde, hangi korucu ile girdiÄŸi çatışmada arkadaÅŸlarının vurulduÄŸunu biliyor. Aileleri de biliyorlar. Sonuçta saldıranlar onlar ve nereye ve kimlere saldırdıkları belli. Diyelim ki çözüm süreci saÄŸlıklı sona erdi, devlet daÄŸlardan eÅŸkıyayı indirdi, korucuların silahlarını topladı. Bu daÄŸda vurulan 20 ile 30 bin arasındaki örgüt mensubundan kendisini vuran korucuyu bilenler içerisinde binde biri intikam duygusuna kapılıp eline silahı alıp o korucu köyüne gidip bireysel öç alma yoluna giderse yepyeni katliamlar ortaya çıkacaktır.
Ziya Sözen, olası kan davalarının önüne geçmek için koruculuÄŸun kaldırılması durumunda ortaya çıkacak sosyolojik ve psikolojik durumun dikkate alınmasını istedi. Âkıbetleriyle ilgili belirsizliÄŸin korucuları strese soktuÄŸu belirterek, “Devlet, sadece ekonomik boyutunu deÄŸil, bu bölgenin gerçeklerini, bütün sosyolojik, psikolojik boyutlarını ele almadan bu sistemin laÄŸvedilmesini gerçekleÅŸtirirse burada bireysel kan davalarına dönüÅŸmesi tehlikesi var ve bu korucularımızda ister istemez psikolojik bir rahatsızlık yaratıyor. Belki onları hırçınlaÅŸtıran, sinirli yapan budur." dedi.
"SÜRECE DAHÄ°L EDÄ°LMEDÄ°K"
Bölgeye gelip çeÅŸitli kurum ve kuruluÅŸlarla görüÅŸen Akil Ä°nsanlar grubunun kendilerini görmezden geldiÄŸini söyleyen Ziya Sözen, korucuların çözüm sürecinin önemli bir parçası olduÄŸu halde unutulduÄŸunu savundu: Akil Ä°nsanların yaptığı toplantılara çaÄŸrılmadık. HDP ve HDP'ye yakın kesimler koruculuÄŸun laÄŸvedilmesini istiyor. Süreci bozacağımız ve provokatif eylemlere giriÅŸeceÄŸimiz söyleniyor. Süreç baÅŸladığından beri 11 arkadaşımız suikasta kurban gitti. Dört arkadaşımız PKK'nın elinde. Hâlâ, PKK tarafından gönderilen mektuplarla tehdit ediliyoruz. Çözüm süreci varsa biz niye ölüyoruz, niye kaçırılıyoruz? Bir sorumluluk ihtiyacı varsa ortada, herkesin buna uyması lazım. Bir sistem ya kalıcı olur ya geçici olur. Ä°smimizin önünde 'geçici' sıfatının 30 yıl varlığını sürdümesi bizi son derece rahatsız ediyor. Devlet açık ve net söyleyecek. Bu sisteme devam edeceksem amenna der, bize söyler ve biz bu sisteme devam ederiz. 'Sistem geçerliliÄŸini kaybetmiÅŸ, günün ÅŸartlarında ihtiyaç yok' derlerse yarın sabah hiçbir arkadaşımız itiraz etmeden silahlarını Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim edecektir ve herhangi bir kargaÅŸa çıkarmayacaktır.
BİNLERCE KİŞİLİK KORUCU AŞERİTLERİ
1990'lı yıllarda aÅŸiret olarak koruculuÄŸu seçenlerin olası silah bırakma günü geldiÄŸinde sıkıntı çıkarabileceklerini de iddia eden Ziya Sözen, devletin bu aÅŸirelerle daha sıkı iliÅŸki içerisine girmesi gerektiÄŸi görüÅŸünü savunurak ÅŸunları söyledi: Åžanlıurfa, Şırnak, Hakkari, Van ve Mardin'de korucu aÅŸiretleri var. Zaten bizim korkumuz da ÅŸu; bireysel olarak ben Bingöllü bir korucu olarak devlete kızdığımda gider silahımı bırakır, evimde otururum. Ama, bu aÅŸiretlerin devlete kızması, küsmesi ve toplu hareket etmesi halinde biz bölgeyi kaybetmiÅŸ olacağız. Bizim endiÅŸemiz bu. Bu aÅŸiretlerin saf deÄŸiÅŸtimesi halinde, kan davasına dönüÅŸmesi halinde tehlikeli olur. Devletin her ay bu aÅŸiretlerle toplanıp istiÅŸareler yapması lazım. GeçmiÅŸte yapılıyordu. Uçaklara bindirilip, Ankara'ya götürülüyor, çeÅŸitli makamlarda kabul edilerek görüÅŸmeler yapılıyordu. Ancak geldiÄŸimiz noktada, çözüm sürecinde kendilerine danışılmıyor.
SOSYAL GÜVENCELERÄ° BÄ°LE YOK
Köy Korucuları ve Åžehit Aileleri Konfederasyonu BaÅŸkanı Ziya Sözen’in koruculuk sisteminin devamı durumunda ÅŸartları var. Korucuların sosyal güvencesiz çalıştıklarını söyleyen Sözen bunun haksızlık olduÄŸunu söyledi: Korucular daÄŸdan gelip teslim olan PKK’lılarla aynı genel saÄŸlık sigortası, yani yeÅŸil karttan faydalanıyor. Sosyal güvencemiz yok. DüÅŸünün günlük bir temizlik elemanını bir saat büronuzda çalıştırdığınız zaman bile sigortalı yapmak zorundasınız. Ama elinde silah ve camiasından 1660 ÅŸehit vermiÅŸ korucular bugün sigortasız olarak çalıştırılıyor. Biz diyoruz ki sistem gerekliyse bizim çocuklarımızı okutabileceÄŸimiz, ihtiyaçlarını karşılarken mahcubiyet hissetmeyeceÄŸimiz ve diÄŸer vatandaÅŸlara saÄŸlanan olanakların aynısını istiyoruz. Ekstra bir fazlalık istemiyoruz. Ama ÅŸu anda onu göremiyoruz.
SUÇA KARIÅžANLAR KONUSU
Ä°nsan Hakları DerneÄŸi’nin (Ä°HD) 2009 yılında yaptığı araÅŸtırmaya göre korucular; öldürme, köy yakma, adam kaçırma, silahlı saldırı, iÅŸkence, gasp, taciz ve orman yakma baÅŸta olmak üzere 1345 suça karıştı. Ziya Sözen, korucuların karıştığı suçların polis, asker veya doktorların karıştığı suç oranlarından daha düÅŸük olduÄŸunu savunuyor.
“Suça karışan korucularla ilgili bir çalışma yaptık. Bütün kamu kurum ve kuruluÅŸlarında olduÄŸu gibi geçmiÅŸte korucularda da suça karışmış olanlar var. Bu suça karışma oranlarıyla ilgili yaptığımız araÅŸtırmada sınır boylarında korucular kaçakçılık baÅŸta olmak üzere, iÅŸte mazot, sigara kaçakçılığı, teröre yardım yataklıktan ve buna benzer suçlara karışmışlar geçmiÅŸte. Ä°ç bölgelere geldiÄŸimizde kavgaya karışma, su arkı için köylerde yaÅŸanan kavgalar, kız kaçırma gibi. Yüzde 1,8 oranına tekabül etmektedir. Bizim araÅŸtırmamıza göre korucuların suç oranları asker, polis ve doktorların suç oranlarından çok daha düÅŸük.”
Henüz yorum yapılmamış.