Coğrafyamız
Suriye zindanlarında Filistinliler nasıl 'yok' oluyor?
Follow @dusuncemektebi2
Electronic Intifada'da yayınlanan Yusuf Hasan imzalı bir metinde Filistinli tutukluların Suriye rejimine ait zindanlarda neler yaşadığı anlatıldı. Yusuf Hasan'a göre Filistinliler, işgal altındaki Filistin topraklarında olduğu gibi Suriye'de de tutsaklar.
Suriye cezaevlerinde sadece muhaliflerin ya da genel bir ifadeyle dile getirmek gerekirse 'rejim düÅŸmanları'nın iÅŸkence gördüÄŸü düÅŸünülür. Hatta Suriye rejimine göre Suriye'de sadece 'terörist'ler tutuklanmaktadır veya Suriye'yi karanlığa sürüklemek isteyen 'Ä°hvan' mensupları. Oysa Suriye zindanları, Suriye'de herhangi bir ÅŸekilde bulunmuÅŸ herkesin keyfi olarak tutuklanıp gönderilebileceÄŸi tutuklama merkezleri. Sosyalist olmanız, Ä°hvan mensubu olmanız ya da gazeteci olmanız Suriye rejiminin size karşı alacağız tavrı deÄŸiÅŸtirmez. Daha önce Timetürk'ün yayınladığı "Suriye zindanlarında bir sosyalistin hikayesi"ne bakıldığında ya da Filistinli BeÅŸar Kadumi'den yıllardır haber alınamadığı düÅŸünüldüÄŸünde Suriye zindanlarının Suriyeli muhaliflere münhasır olmadığı daha da açık bir ÅŸekilde anlaşılıyor. Yusuf Hasan'ın Elektronik Ä°ntifada'da yayınladığı Suriye zindanlarındaki Filistinlilerin hikayesi de aslında tutuklu Filistinlilerle ilgili buzdağının sadece görünen kısmı. Ä°srail karşıtlığı iddiasıyla birlikte Ä°srail'e karşı 'direniÅŸ hattı'nın bir parçası olduÄŸu öne sürülen Suriye rejiminin 'Filistin davası' ile iliÅŸkisini zindanlarda iÅŸkenceyle öldürdüÄŸü Filistinlilere bakarak anlamak mümkün.
Yusuf Hasan'ın "Suriye'nin yok edilmiş Filistinlileri" başlıklı yazısı:
TÄ°METURK | AYÅžE AYDIN | @Ayse__Aydin
Åžam yakınlarındaki Yermük mülteci kampından gelen ve ÅŸu an iÅŸgal altındaki Batı Åžeria'da yaşıyan Filistinli Aidah Tayem hayatı boyunca sıkıntılar yaÅŸadı.
Yusuf Hasan'ın "Suriye'nin yok edilmiş Filistinlileri" başlıklı yazısı:
TÄ°METURK | AYÅžE AYDIN | @Ayse__Aydin
Åžam yakınlarındaki Yermük mülteci kampından gelen ve ÅŸu an iÅŸgal altındaki Batı Åžeria'da yaşıyan Filistinli Aidah Tayem hayatı boyunca sıkıntılar yaÅŸadı.
1980'lerde El Fetih hareketiyle olan iliÅŸkisinden dolayı babası Åžam'da Suriye güvenlik güçleri tarafından tutuklandığında daha 17 yaşındaydı. Babasının iÅŸini devam ettirdi ve küçük kardeÅŸlerine bakmaya baÅŸlayarak hemen ailesinin başına geçti.
Suriye'deki Filistinli mültecilerin çok az bir kısmı Batı Åžeria'ya dönmek için Filistin otoritesinden izin alabildi ve 1990'larda Oslo AnlaÅŸması'nın imzalanmasından sonra gelen anne ve babası da o Filistinliler arasındaydı.
Aidah dışarıdan çok güçlü görünüyordu ama sabırlı tavrının arkasında gerçekleÅŸmesi zor hayaller de kuruyordu, en büyük oÄŸlu Uday'ı öpme hayali gibi.
21 yaşındaki Uday Tayem Filistinde doÄŸdu ve Yermük kampında büyüdü. 2013 AÄŸustos'unda evine yapılan bir baskında Suriye güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Uday, bir aktivistti. Yermük mülteci kampında ve diÄŸer kuÅŸatılmış bölgelerde yardım çalışmalarına katılıyordu ki bunun aynı zamanda tutuklanma nedeni olduÄŸu düÅŸünülüyor.
Gözaltına alındığından bu yana ailesi onun nerede olduÄŸuna dair herhangi doÄŸrulanmış bir haber alamadı. Aidah, sevdiÄŸi birinin siyasi bir sebeple tutuklanmasının nasıl olduÄŸunu çok iyi biliyor, babası on yıl hapse mahkum edilmiÅŸ ve bu on yılın çoÄŸunu Suriye'nin en kötü nama sahip cezaevinde; Tedmur çöl kampında geçirmiÅŸti.
Uday'ın yokluÄŸunu dayanılmaz yapan ÅŸey ise hakkında hiçbir bilginin olmamasıydı. Oday'ın en sevdiÄŸi ÅŸarkı telefonda çaldığı zaman Aidah'ın telefonundaki resmine bakarken gözlerinden yaÅŸlar süzülüyor.
Suriyeli gazeteci Cihad Esad'ın Muhammed için yazdığı gibi; Aidah ''Kimseden önemsenme ya da ilgi beklemiyor. Ä°stedikleri tek ÅŸey kaybolan sevdiklerinin nerede olduÄŸunu bilmek.''
Suriye'de gözaltına alınan Filistinlilerin sayısını tahmin etmek mümkün deÄŸil. Suriye hükümeti siyasi tutsaklarla ilgili herhangi bir veri sunmamakta. Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin de dahil olduÄŸu tarafsız yerel ya da uluslararası izleme ve insan hakları gruplarının çok sayıdaki cezaevine ve ülke genelindeki gözaltı tesislerine eriÅŸimlerine izin verilmiyor.
Birçok aile sevdiklerinin tutuklanması konusunda sessiz çünkü olayların yankı uyandırmasının kendilerine ve mahkumlara olumsuz tesirleri olabileceÄŸi noktasındaki endiÅŸeliler.
2012 yılında kurulan Londra merkezli insan hakları izleme örgütü ve Suriye'de bulunan Filistinli Eylem Grubu; 756 tutuklu Filistinlinin isimini belgeledi ve 300'den fazla tutuklu hala kayıp.
Ä°ÅŸkence Altında Ölüm
Mahkumların büyük çoÄŸunluÄŸunun Suriye hükümeti tarafından iÅŸletilen çeÅŸitli gözaltı merkezlerinde olduÄŸu belgelenmiÅŸtir ancak bazıları da muhalifler ya da silahlı gruplar tarafından göz altına alınmıştır. Bunlardan biri de 'küfür' suçlamasıyla Yermük'te Nusret Cephesi tarafından tutuklanan Baha Hüseyin.
Aynı grup 2011 Mart ayında baÅŸlayan Suriye ayaklanmasının başından beri Suriye hükümetinin tutukladığı 291 Filistinlinin iÅŸkence ile öldürdüÄŸünü kaydetti. Her birinin ayrı bir hikayesi vardı ancak çok azı haberlerde yer aldı.
Jafra Yardım ve Kalkınma DerneÄŸinin kurucusu ve önemli bir aktivisti olan, Suriye'deki Filistin kamplarında koÅŸulları iyileÅŸtirmeye çalışan Halid Bekravi de onlardan biriydi.
Mülteci olarak Lubya'dan gelen Bekravi, ayaklanma baÅŸlamadan önce Filistin mülteci hakları konusunda aktifti ve 2011 yılında Naksa Günü yürüyüÅŸünde Ä°srail iÅŸgal kuvvetleri tarafından vuruldu. Daha sonra yerinden edilmiÅŸ birçok Suriyeli Yermük kampında kalmaya baÅŸladı ve Bekravi, onlara yönelik insani yardım çalışmaları organize etti.
Bekravi'nin arkadaÅŸları bana, Suriye güvenlik güçleri tarafından 2013'ün Ocak ayında tutuklandığını ve ailesinin ölümünü o yılın Eylül ayında öÄŸrendiÄŸini söyledi. Suriye cezaevlerinin en trajik yönlerinden biri de ailelerin ölülerine veda bile etmeye bile izinli olmaması ve cesetlerin kendilerine teslim edilmiyor olmasıdır. Bunun yerine aileler sadece kimlik kartlarını ve öldürülen mahkumların kiÅŸisel eÅŸyalarını almak için güvenlik servisleri tarafından çaÄŸrılıyorlar. Bekravi'nin iÅŸkence altında öldürülmesini bilmelerinin yanı sıra ailesi ve arkadaÅŸları cenazelerini gömüp uygun bir tören yapamamanın acısını yaşıyor.
Bekravi'nin aksine Samira Sahli, bilinen bir aktivist deÄŸildi ama hayatı ile ilgili bazı bilgilerin bağımsız haber sitesi olan Siraj Press tarafından yayınlandığı biliniyor. Dört çocuk annesi olan Sahli, komÅŸu bölgelerde ÅŸiddetten kaçan insanlar için bir sığınak olduÄŸu zamanlarda Yermük'e gelenler için her zaman yemek piÅŸirirdi. KuÅŸatma artınca kendisi ve çocukları düzensiz olarak verilen çok az gıda yardımına baÄŸlı kaldı.
Siraj Press'e göre; 53 yaşındaki kadın gıda yardımını almaya giderken bir hükümet kontrol noktasında tutuklandı. BeÅŸ ay sonra ailesine öldüÄŸü bilgisi verildi. 2011 yılından bu yana rejim cezaevlerinde ölen ilk Filistinli kadın olarak biliniyor.
"Filistin Adına İşkence"
Skype üzerinden Elektronik Ä°ntifada ile yapılan bir röportajda, 2013 yılı sonuna kadar Almanya'dan sığınma talebinde bulunan Filistinli aktivist Ebu Julia, Suriye rejimi hapishanelerinin korkunç yüzünü anlattı.
29 yaşındaki Ebu Julia'ya isminden ötürü ilk olarak doÄŸum yeri soruldu. Suriye güvenlik güçleri tarafından tutuklandığı zaman kızı Julia sadece beÅŸ aylıktı. 2012 yılının Ekim ayında tutuklandı ve bir yıl sonra serbest bırakıldı. Bir daha asla kızını göremeyeceÄŸine inandığı zamanlar olduÄŸunu söylüyor.
Ebu Julia kendisine 18 suçlama yöneltildiÄŸini söyledi, bunlardan en önemlisi insanları devlete karşı kışkırtmaktı.
Julia: ''Hafız Esed tarafından kurulmuÅŸ özellikle Suriye'deki Filistinli gruplar için yapılmış 'Filistin' adı verilen bir gözaltı merkezinde tutuldum. En acı olan ÅŸey ise Filistin adı altında iÅŸkence görmek,'' dedi.
Ebu Julia, ÅŸubeye girer girmez dövülerek karşılandığını hatırladı. GiriÅŸte 48 esirin tutulduÄŸu bir hücreye yerleÅŸtirildi. Ebu Julia'nın serbest bırakılmadan önce 36 metrekarelik hücrede sıkışmış tutuklu sayısı çoktan 120'ye ulaÅŸmıştı.
"Elektrikli sopalar ile dayak atılarak yapılan ilk sorgulamanın ardından bana adımı unutmam söylendi. Bana 16/1 numarasını verdiler. Oraya girdiÄŸin zaman her ÅŸeyini unutuyorsun; adını, insanlara, ailene ve kendine güvenini. Sizi hayata döndüren umuda baÄŸlı olsanız bile yaÅŸama umudunuzu ve sevincinizi kaybediyorsunuz. Duygularınızdan arınıyorsunuz ve sadece yiyip içmesine izin verilen bir hayvana dönüyorsunuz hatta uyumak bile bir askeri emre baÄŸlıdır.Belki de kaybetmediÄŸiniz tek ÅŸey uyurken gördüÄŸünüz rüyalar.''
Ebu Julia'nın hayatının belirleyici günü tutuklanmasından iki gün sonra geldi. Ä°tirafta bulunmayı reddettiÄŸi sorgulama sonrasında sorgucu; hücreleri yakın dar koridorlarda bir hafta iÅŸkence emri verdi.
Her gün havada bir kaç saat asıldım, kamçılandım ve yanıklara maruz kaldım. Fiziksel ÅŸiddet ile beraber küfür ediyorlardı. ''Filistin köpeÄŸi'' , ''Ülkemizde sizi ağırladık ve siz bize ihanet ettiniz'' gibi laflar ediyorlardı.
Koridorlardaki iÅŸkence haftasında Ebu Julia, en az altı mahkumun öldüÄŸünü hatırlıyor. Ä°tirafları reddedince bir iÅŸkence haftası daha eklendi.
Ebu Julia titizlikle ve ayrıntılı olarak yaÅŸadıklarını anlatırken bütün bunlarla nasıl baÅŸ ettiÄŸini düÅŸünmemek elde deÄŸil.
Meydan Okuma
Ebu Julia ''Beni gerçekten hayatta tutan ÅŸey neydi biliyor musunuz? Filistinli olmam. Filistinli olma duygusu tüm bunlara sebat etmemi saÄŸladı. Filistinliler ölümün eÅŸiÄŸindeyken meydan okuyabiliyor,'' dedi.
Ebu Julia için bu duygu ''Filistinli olmak'' bir kliÅŸe deÄŸil gerçek bir liman. Ä°htiyaç zamanlarında geliÅŸtirdiÄŸimiz bir tür tepki. "Filistinli olmanın anlamı bize güç verdi ve avuttu. Ä°ÅŸkence yapıldığında ya da sorgulandığımızda sadece Filistinli olduÄŸumuzu hatırladık,'' diye ekledi.
Filistin ÅŸubesinde 10 ay kaldıktan sonra Ebu Julia, Åžam merkezi hapishanesine; Adra'ya gönderildi ve onu götüren arabadan askeri araca binerken ilk kez gün ışığını gördü.
''Serbest bırakılmadan önce Adra'da yaklaşık bir buçuk ay kaldım... Ve sonra Julia'ya sarılabildim. Artık yürüyebiliyordu, anne ve baba demeyi öÄŸrenmiÅŸti.''
Üzücü hikayesini anlatırken bile Ebu Julia espriler yapıyordu. ''Tutuklandığımda 129 kiloydum ÅŸimdi ise 65 kilo oldum. Orada başıma gelen tek iyi ÅŸey bu bedava diyet,''dedi.
Aidah Tayem'in oÄŸlu Ammar ve Uday'ın 17 yaşındaki erkek kardeÅŸi hala kardeÅŸi için ve arkadaÅŸları için umutlu.
''Bekliyorum. Aslında onun için yapabildiÄŸim tek ÅŸey beklemek.''
Tutuklanan binlerce Suriyeli ve Filistinliyi beklemek her gün biraz daha zorlaÅŸan bir imtihan...
electronicintifada.net internet sitesinde Yusuf Hassan imzasıyla yayınlanan makale AyÅŸe Aydın tarafından TÄ°METÜRK için Türkçe'ye tercüme edilmiÅŸtir.
KAYNAK: TÄ°METURK.COM
http://timeturk.com/tr/2015/02/23/suriye-zindanlarinda-filistinlilere-neler-yapiliyor.html#.VOrqqUssfIs
Henüz yorum yapılmamış.