Sosyal Medya

Güncel

Özgecan cinayetinde zanlıyı savunacak avukat konuştu

20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken'e yardım edenler arasında bulunan Fatih Gökçe'nin avukatı "Savunma hakkı diye bir şey var" dedi.



Mersin'in Tarsus ilçesinde tecavüz giriÅŸimine direndikten sonra öldürülen 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken'e yardım edenler arasında bulunan Fatih Gökçe'nin avukatı Evrensel gazetesine açıklamalarda bulundu.

"AVUKATLIÄžIN NE OLDUÄžUNU BÄ°LMÄ°YORUZ"

Avukat Nazmi Karataylı, Baro'nun "zanlıları savunmayacağız" kararıyla ilgili "Benim kendime göre sebeplerim var, savunma hakkı diye bir ÅŸey var ve ben bir savunma yapmaya çalışıyorum. Avukatlığın ne olduÄŸunu bilmemek gibi bir sorunumuz var" dedi.

"BU SÄ°ZÄ° Ä°LGÄ°LENDÄ°RMEZ"

"Nasıl bir savunma yapmayı düÅŸünüyorsunuz" sorusuna sinirlenen Karataylı "Bu sizi ilgilendirmez" yanıtını verdi. Baro tarafından görevlendirilmeyen Avukat Nazmi Karataylı kiÅŸisel olarak Gökçe'nin avukatlığını üstlendi.

1600 AVUKAT Ä°STEMEDÄ°

Mersin Baro BaÅŸkanı Antmen Özgecan'ın ailesine dava sürecinde destek vereceklerini belirterek, " Mersin Barosu'nun 1600 avukatı böyle bir caninin yanında olmak istemediklerini beyan etti" açıklamasını yapmıştı.

Ä°ÅžTE Ä°FADESÄ°NÄ°N TAM METNÄ°

Katil Suphi Altındöken’in dün Ä°lçe Jandarma Komutanlığı’nda alınan ifadesi ise kan dondurdu. Ä°ÅŸte Suphi Altındöken'in ifadesinin tam metni;

"YOLDA TEK BAÅžINAYDI"

"Saat 20.05 sıralarında Tarsus ÅŸehir merkezinin önünde Cereciler Durağı’nda bir erkek ve bir bayan bekliyordu. Erkek el kaldırdı. Ben de durdum. Bayan yanındaki erkeÄŸe ‘Ä°yi akÅŸamlar’ diyerek araca bindi. Benim ÅŸoför koltuÄŸumun arkasındaki koltuÄŸa oturdu. BaÅŸka da binen olmadı, ikimizden baÅŸka kimse yoktu. Benim (Özgecan’ı) araca almamdaki amaç, Kleopatra Kapısı’ndaki nöbetçi araca teslim etmekti. Otobüs güzergâhı yolunu kullanarak, nöbetçi arabaya gidiyorduk. Yolda bayan bana “Mersin’e direkt siz mi gidiyorsunuz, aktarma mı yapacaksınız” diye sordu. Aktarma yapacağımı söyledim. Mersin’e gidecek aracın ne zaman kalkacağını sordu. 20.30’da kalkacağını söyledim. “Benim acelem var” dedi. Ben de “Ya 20.30’u bekleyeceksiniz ya da sizi E-5’e çıkaracağım, Adana’dan Mersin’e giden direkt arabalara bineceksiniz. Daha da aceleniz varsa 100 TL verin, ben sizi 20-25 dakika içerisinde Mersin’e götürürüm” dedim. Kabul etti ve bana 100 TL verdi. Hızlı gidebilmek için Çukurova Ä°plik Fabrikası önünden otoban baÄŸlantı yoluna girdim.

"BÄ°BER GAZI SIKINCA TEKME ATTIM"

Bayan yol güzergâhını deÄŸiÅŸtirdiÄŸimi görünce bana “Ne oldu, bir terslik mi var” diye sordu. Ben de “Hem daha erken ve hızlı gideriz, hem de aÅŸağı yoldan gitmemiz yasak” dedim.

Otoban baÄŸlantı yolunda ilerlerken, “Senin niyetin ne de bu yola girdin” dedi. Ben de “Ben size otobana gireceÄŸimi söyledim, az ileride giÅŸeler var” dedim. Bağırarak konuÅŸmaya baÅŸladı. Arkadan başıma doÄŸru eliyle vurdu. Ä°lk vurduÄŸunda ona karşılık vermedim. Tartışmalarımız Kaleburcu Köprüsü’ne kadar sürdü. Bağırmaya devam edince “Tamam sus” diyerek, kavÅŸaktan geldiÄŸim yola geri döndüm. Hala “Neden buradan gidiyoruz” dedi. Ben de “Gıcıklandın sen, D-400 yoluna iniyoruz” dedim.

YÜZÜMÜ CIRMALADI

Daha sonra bana ikinci defa vurdu ve boynumu tırnaklarıyla cırmaladı. Dikiz aynasından biber gazı çıkardığını ve sıktığını gördüm. EÄŸildim ve bana denk gelmedi. Frene bastım, aracı yolun kenarında durdurdum ve kapıdan inerek, yan kapıdan arka tarafa geçtim. Araç otomatik kapı olduÄŸundan kumanda olmadan içeriden yolcular tarafından açılması imkânsızdır. Ä°çeri girer girmez yüzümü cırmaladı.

ÇOK SÄ°NÄ°RLENDÄ°M, AYAÄžIMLA YÜZÜNE VURDUM

Çok sinirlendim. Ben de iki elimle saçlarından tutarak, itekledim. Ä°kinci koltuk ile üçüncü koltuk arasında düÅŸtü. Bana saldırmak için geri kalkarken ayağımın tabanı ile karın ve göÄŸüs bölgesine iki üç defa vurdum. Belki bir tanesi de yüzüne gelmiÅŸ olabilir. Tekme vurunca yerden kalkmak isterken boyun bölgesinde kan gördüm. Bir tekme daha vurdum. Bu defa orta koridora düÅŸtü. DüÅŸerken kafasını bir yere çarpmış olabilir. Koridorda hareketsiz ve baygın yatıyordu. Ben ÅŸoför koltuÄŸuna geçtim ve hareket ettim. D-400 karayoluna indiÄŸimde hala yerde yatıyor ve hiçbir tepki vermiyordu.

"AMACIM KONUÅžMAKTI"

Arkaya geçmekteki amacım, bana vurduÄŸundan dolayı ya arabadan indirecektim ya da konuÅŸmak amacıyla arka tarafa geçtim. Cinsel iliÅŸki gibi bir amacım yoktu. Otopsi raporunda da bu durum ortaya çıkacaktır.

"BAYGIN HALDE OLDUÄžUNDAN PANÄ°K YAPTIM VE FATÄ°H GÖKÇE'YÄ° ARADIM"

D-400’e indiÄŸimde bayanı yolda indirecektim. Ancak baygın halde olduÄŸundan panik yaptım ve arkadaşım Fatih Gökçe’yi aradım. “Fatih başım belada, neredesin” dedim. Fatih’le konuÅŸurken bayan ayaÄŸa kalktı. Aynadan gördüm ve refleksle elimin tersiyle itekledim. Tekrar koridora düÅŸtü. Bu sırada telefon açıktı ve konuÅŸmaya devam ettik.

"ÖLDÜRMEYE NÄ°YETÄ°M YOKTU"

Fatih’e “Gel” dedim. 5-6 dakika sonra ismini bilmediÄŸim bir arkadaşıyla geldi. Ben aracın dışında bekliyordum. Fatih yanıma geldiÄŸinde “Kavga ettik, koridora düÅŸtü” dedim. O zamana kadar öldürmeye niyetim yoktu. Ölü olup olmadığını da bilmiyordum. Kapıyı hafif açarak, yerde yatan ÅŸahsı Fatih’e gösterdim. Ayaklarını kısmen görünce “Kapat kapat” dedi. Benim araca bindi, “Sakin bir yere gidelim, konuÅŸalım” dedi.

"YA BÄ°R YERE ATACAÄžIZ, YA DA YAKALIM DEDÄ°"

“Üniversite’nin oraya gidelim” dedi. Fatih “Ne yapalım” diye sordu, ben de ona sordum. “Ya bir yere atacağız ya da iz kalmasın diye yakalım” dedi. Fatih arkadaşını aradı, o da benzin getirdi. Saat 20.45 sıralarıydı. Ben arabadan inmedim. Fatih gitti ve benzini getirdi. Benim aracın ön tarafına koydu. Fatih benim araca binmedi. Arkadaşının DoÄŸan marka aracına bindi, onlar önde, ben arkada, peÅŸ peÅŸe Tarsus’a hareket ettik.

''BABAM HASTANEYE GÖTÜRELÄ°M'' DEDÄ°

Fatih’in evinin önüne geldik. Fatih’e “Ben eve gidiyorum. Yengen merak etmesin. Sen de eve gelirsin” dedim. Yolda seyir halindeyken babamı aradım, “Sokağın başına çıksana” dedim. Ä°ki dakika sonra geldi. Babama “Kavga ettim, arabada yatıyor, öldü mü, kaldı mı, bilmiyorum” dedim. Babam ÅŸaşırdı kaldı. “Hastaneye götürelim, baktıralım” dedi. Ben de “Fatih gelsin, ona göre konuÅŸuruz” dedim. Arabaya binerek, babamın evinin olduÄŸu sokaÄŸa geldik.

"EŞİM YÜZÜME NE OLDUÄžUNU SORDU"

Saat 21.30 sıralarıydı. Arabadan indik, ben eve gittim. Babam arabanın önünde bekledi. Ben elimi yüzümü yıkadım. EÅŸim yüzüme ne olduÄŸunu sordu. Kavga ettiÄŸimi söyledim.

"FATÄ°H GÄ°T BAK YAÅžIYORSA ORTADAN KALDIRALIM DEDÄ°"

Birkaç dakika sonra Fatih arabasıyla geldi. Üçümüz bir aradayken, “Ne diyorsunuz, ne yapalım” dedim. Babam “Fazla geç olmadan hastaneye götürelim” dedi. Fatih de “ÖlmüÅŸse veya hastaneye giderken ölürse başımıza bela olur, git bak yaşıyorsa ortadan kaldıralım” dedi.

"FATİH BOĞAZI KESİKSE İŞİNİ BİTİR DEDİ"

Ben aracın içine girdim, yaÅŸayıp yaÅŸamadığına baktım. Hızlı bir ÅŸekilde nefes aldığını gördüm. Dışarı çıkarak, “Fatih, yaşıyor, nefes alıyor ama boÄŸazında kesik ve kan var” dedim. Fatih bana “BoÄŸazı filan kesikse iÅŸini bitir. Åžimdi ölsün, ortadan kaldıralım” dedi.

"BOÄžAZINDAN BIÇAKLADIM"

Otobüste bulunan bıçağı sol kapı gözünden alarak araca girdim. Kapı açık bir ÅŸekilde bıçağı boÄŸazına, boynunun ÅŸah damarına doÄŸru soktum. O panikle bir iki defa daha boÄŸaz tarafına sokup çıkardım. Araçtan indim. Sokakta kimse yoktu. BoÄŸazını kestiÄŸimi Fatih’e söyledim.

DNA KALMASIN DÄ°YE BÄ°LEKLERÄ°NÄ° KESTÄ°M

Bıçağı ön tamponun içindeki boÅŸluÄŸa koydum. Bu sırada hâlâ araçta bulunan bayandan hırıltılı bir ÅŸekilde nefes alıp verme sesi ve öksürük sesi geliyordu. Bu sesi Fatih de duyuyordu. Fatih bu sesi duyunca, “OÄŸlum madem yaptın. Yüzünü cırmalamış. Kızın tırnaklarına kimliÄŸini bırakmış gibisin” dedi. “Ne yapayım” dedim. O da bana “Ellerini kes” dedi. Bu sırada Fatih aracın ön tamponuna koyduÄŸum bıçağı aldı, bana verdi. Ben de o panikle tekrar araca girdim. Bu arada bayandan hala hırıltılı bir ses geliyordu ve yaşıyordu. Kapı da açıktı. Bayanın iki elini de bileklerinden kestim.

BABAM EVDEN POŞET GETİRDİ, KESTİĞİM ELLERİNİ KOYDUM

Tam araçtan inerken babam yanımıza geldi. “Arabadan ses geliyor, hırıltı geliyor” dedi. Ben de kendisine “PoÅŸet getir” dedim. Babam evden poÅŸet getirdi. Araca tekrar girerek kesmiÅŸ olduÄŸum elleri poÅŸete koydum. Araçtan inerek babamın evinin alt katındaki kullanılmayan tuvaletin klozetin içine sakladım. Babam da bu poÅŸeti koyduÄŸumu gördü ancak içinde ne olduÄŸunu görmedi. Babam da muhtemelen (Özgecan’ın) eÅŸyalarını alarak evine götürmüÅŸ, avlunun içine koymuÅŸ.

'FATÄ°H ÇUVALA KOYALIM BÄ°R KAÇ GÜN SAKLAYALIM' DEDÄ°

Üçümüz arabanın önünde ne yapacağımı konuÅŸtuk. Fatih, “Çuvala koyalım, birkaç gün bir yerde saklayalım, sonra icabına bakarız” dedi. Ben de “O kadar uÄŸraÅŸmayalım” dedi. Fatih de “Götürüp bir yerde gömeceÄŸiz ya da çuvalda bekleteceÄŸiz” dedi. Arabalara binerken Fatih, 40 TL para istedi. “Benzin alayım, o benzin yetmez, en iyisi bu” dedi. Ben de 40 TL verdim.

SON POÅžETÄ° YOLUN SOL TARAFINA ATTIM

Babam arabaya binerek evin önünde ayrıldık. Araçta hırıltı sesi yoktu. Saat 21.45-22.00 sıralarıydı. Köy yollarından geçerek eski Ankara yoluna çıktık. Yolda camı açarak, arabada kalan son bir poÅŸeti yolun sol tarafına attım. Ä°çinde yünlü birÅŸeyler vardı. Bir süre daha gittikten sonra Fatih yolun kenarında durdu, sinyal yaktı. Ben de yanında durdum. Fatih almış olduÄŸu benzini bana verdi. Ben de benzini alıp onun gösterdiÄŸi yerden ormana doÄŸru girdim.

 

UÇURUMDA YAKTIK

Fatih jandarmanın gelip gelmediÄŸini kontrol ediyordu. Ä°çeri girdim, az ileriden U dönüÅŸü yaptım. Bayanı ayaklarından sürükleyerek indirdim. AÅŸağıda uçurum vardı. Uçurumun kenarına bıraktım. Kendisi 5-10 metre kayarak gitti. Tekrar yanına gittim ve bir iki kez daha itekleyerek yoldan yaklaşık 15 metre aÅŸağıya indi. Yukarı çıktım. Babama, “Benzin bidonunu ver” dedim. Babam da 5 litrelik küçük ÅŸiÅŸeyi ve çakmağı uzattı. AÅŸağıya inerken panikle ÅŸiÅŸeyi ve çakmağı düÅŸürdüm. Tekrar yukarı çıkarak büyük benzin bidonunu da babamdan istedim. Arabada duran kendi çakmağımı ve bir miktar gazete parçası alarak tekrar bayanın yanına indim. Babam arabadan inmiÅŸ bana bakıyordu. Göz göze geldik ve yakma konusunda konuÅŸmadan tereddüt ettik. Acele acele benzini üzerine döktüm. Gazete parçasını yakarak üstüne attım. Gazete yanıyordu ancak tam tutuÅŸmamıştı. Ben yukarı çıkarken alevin parlamasını hissettim, sesini duydum.

YOLDA JANDARMA ÇEVÄ°RDÄ°

Hızlı bir ÅŸekilde arabaya bindim. Fatih yolun kenarında bekliyordu. Arabasının dışındaydı. Benim geldiÄŸimi görünce arabasına yürüdü. Ben ondan önce ana yola çıktım ve Tarsus istikametine döndüm. Az ileride beni geçti.

Daha sonra TaÅŸobası Mahallesi’ni 2-3 kilometre geçtikten sonra yolun kenarında Fatih durdu. Ben de yanında durdum. Arkamızdan jandarma trafik geldi. Fatih kaçacak gibi oldu, gaza bastı, sonra durdu. Bu sırada saat 23.00-00.00 sıralarıydı.

Jandarma bize “Neden böyle durdunuz” diye sordu. Fatih “Adres tarif ediyorum, Mersin’e gideceklermiÅŸ” dedi. Jandarma komutanı sonra bana döndü “Ne oldu” dedi. Ben de “Mersin’e gitmek için otobanı soruyorum” dedim. O da bana tarif etti. Daha sonra ayrıldık.

JANDARMA KAN LEKELERÄ°NÄ° SORDU

Çamtepe giÅŸelerine geldiÄŸimizde otobana girmeyince jandarma trafik bizi fark etti ve Özbek Mahallesi’nde tekrar durdurdu. Bu arada Fatih yanımızdan geçti gitti. Arabanın içine baktı ve kan lekelerini gördü. Bunun ne olduÄŸunu sorunca ben de “Gündüz kavga ettik, oradan gelmiÅŸtir” dedim. AsayiÅŸ ekibini çağırdı ve babamı jandarma arabasına aldılar. Benim yanıma da bir jandarma görevlisi bindi ve karakola geldik. Karakola geldikten sonra bıçağı arabada bulunan bir beze sürttüm ve kan lekesini silmek istedim. Ä°fademizi aldılar ve ertesi sabah bir ÅŸey bulamayınca serbest bıraktılar.

 

GECEYÄ° BOÅž BÄ°R EVDE GEÇÄ°RDÄ°M

Karakoldan çıktıktan sonra eve gittim. Babam da evdeydi. AkÅŸamleyin arabadan aldığı kitapları halamın evinde sobada yaktı. Daha sonra aÅŸağıya indi ve bahçede çukurun üzerinde bir ÅŸey yaktığını gördüm. Bir saat oyalandıktan sonra evden çıktım… AkÅŸam babamın evinin karşısındaki sahibini tanımadığım boÅŸ eve geldim ve geceyi burada geçirdim. ÖÄŸlene kadar oradan çıkmadım. ÖÄŸle saatlerinde evden ayrıldım. YeÅŸilyurt Mahallesi’nde bulunan dayım Yusuf Tan’ın evine saat 19.00 sıralarında gittim. Teslim olacağımı söyledim. Dayımın evinden çıktım. EÅŸimi arayıp teslim olacağımı söyleyecektim. Yolda jandarmalar beni yakaladı. Bu iÅŸin bu seviyeye geleceÄŸini bilmiyordum. Bir planlama yoktur. En başından beri öldürmek gibi bir niyetim yoktu. Yaptığıma piÅŸmanım ve halen ÅŸok içindeyim."

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.